Orta Doğu yangın yeri… Aklını yitirmiş bir adamın güdümündeki İsrail elindeki bütün enstrümanlarla bölgeyi tamamen karıştırmak, savaşı yaymak istiyor.. Her yere saldırıyor, kafasına göre her ülkede kanlı suikastlar düzenliyor, pervasızca devamının geleceğine dönük tehditler savuruyor. Psikolojik harp, algı operasyonları gibi her yöntemi kullanıyor. Bu zor ve tehlikeli süreçte de saldırganlığa karşı caydırıcılık kritik önemde...Çünkü caydırıcı olduğunuz sürece güçlüsünüz...Türkiye de yerli ve milli teknolojiyle geliştirdiği hava savunma sistemleri, balistik füzeleri, İHA-SİHA’ları, istihbarat uyduları, modern, etkin silahlarla donanımlı kara, hava, denizdeki bütün unsurlarıyla her cepheden kaynaklanabilecek olası saldırganlığa yanıt verecek güçte, noktada. Bunu da her alanda gök vatanda, mavi vatanda, kendi kara sınırları içerisinde gerektiğinde ötesinde ortaya koyarak bölgedeki diğer ülkelere gerekli mesajları verdi, veriyor. Bu zaman zaman Yunanistan, zaman zaman Suriye, Irak ya da İran veya şimdilerde olduğu gibi şuursuzlaşmış İsrail olabiliyor...Dolayısıyla sahip olduğu imkân ve kabiliyetiyle daha da güçlenen bir Türkiye hepsinin ortak karın ağrısı. Onun için de özellikle Yunanistan ve İsrail, büyük abileri ABD’nin hamiliğinde Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak, gelişmesini engellemek hayaliyle aşağılık her türlü yol, yöntemi, şeytanlığı deniyorlar.. Provokasyon, manipülasyon, kışkırtma, iftira yalan ne ararsan var. Hem de utanmadan birbirleriyle paslaşarak...Geçmişteki bildik dirsek temasları, kirli tezgahlar yani.
★ ★ ★
Mesela Türkiye’nin ilk testini ekim 2022’de Sinop’tan gerçekleştirdiği Tayfun füzesiyle ilgili Yunan medyası “Atina bile Türk füzesinin menzilinde” manşetleri atıp, Yunanistan’ın karın ağrısını dile getirmişti. Hesapları Türkiye’yi şikayet ederek Batı’dan daha fazla yardım ve siyasi destek almaktı...
Tayfun füzesi bundan iki ay önce ikinci kez denendi ve yine tam başarılıydı. Bu kez alarma geçen ise İsrail oldu. Ama buna daha çok dikkat çeken, hatta tetikleyen de yine Yunan basınıydı. Yunan TV’sinde savunma analisti gazetecinin yaptığı, birkaç gün önce de bizim ekranlarda tartışılan yorum şöyleydi:
“Türkiye geniş Orta Doğu’nun kritik coğrafya alanlarını füze menziline sokuyor… Ankara’nın balistik füze geliştirmesinin temel hedefi Atina ve adalar değil İsrail’dir… İsrail’i gerektiğinde tehdit edebilecek ve yok edebilecek tek ülke Türkiye...”
Bu ne demek? “Bakın Türkiye sadece Yunanistan’ı değil İsrail’i de kapsamı içine alan bir saldırganlık peşinde...” Tam bir zırvalık, siyasal şizofreni hali yani.. Niyesi de malum. Hem İsrail’i Türkiye’ye karşı kışkırtmak, hem de sanki iki mağdur ülkeymiş gibi, abileri ABD’yi, İngiltere’yi devreye sokarak Türkiye’ye engel olmalarını sağlamak… Ve de hamiliğine soyundukları İsrail’i hepten kendi yanlarına çekmek. Şeytani bir düşünceyle başkalarından medet umarak kendi savunmalarını yapabileceklerini sanıyorlar açıkçası...
★ ★ ★
Tabii her zaman olduğu gibi anlamadıkları ya da anlamak istemedikleri gerçeklik de şu: T.C Devleti kodları barış üzerine kurulu bir devlet...Onlar gibi başka ülkeleri işgal etme, toprak kazanma, yayılma diye bir planı, düşüncesi asla olmadı, yok. Tek derdi kendi vatan toprakları, ülkesinin bekası… Türkiye’nin savunma sanayindeki hamleleri, geliştirdiği yerli ve milli silahlar da kimseye saldırmak, tehdit için değil savunmaya dönük caydırıcı gücünü pekiştirmek anlamında. “Sakın benimle dalaşmaya yeltenmeyin, aklınıza bile getirmeyin, gücümü, sabrımı test etme gibi bir çılgınlığa kapılmayın” durumu yani. Bu konudaki duruşu ve kararlılığı da açık ve net.. Başkaları gibi atıp tutmuyor, dediğini hep yaptı, yapıyor...