Her ne kadar resmen yerel olsa da özellikle muhalefet tarafından genel havasına sokulan bu seçimin iki nirengi noktası var… Biri başa güreşen adaylar, partilerin ülke genelinde aldıkları oy oranı ve büyükşehirlerdeki performansları. Böyle bakıldığında da son derece enteresan sonuçlar ve AKP’nin daha önce alışık olmadığı bir tablo ortaya çıktı. CHP ise gerçekte sahip olduğundan daha fazla oy oranına ulaştı. Ama bunun nasıl okunması konusunda görece bir durum söz konusu. Bu muhalefetin doğru politikasının sonucu mu yoksa iktidar mı kaybetti?..
Çünkü bu seçim hem CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyasi kariyeri hem de CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının başarısı veya başarısızlığı doğrultusunda bir sınavdı aynı zamanda. Ancak, alınan sonuçta o hassasiyetlerden ziyade özellikle İstanbul Ankara ve İzmir başta muhalif seçmene odaklı kurgulanan AKP karşıtlığı siyasetin etkisi daha ön planda. Muhalif cephede partiler birbirlerinden ayrılsalar da bu ayrışma seçmende aynı düzeyde yaşanmadı yani. Muhalif seçmen iktidara karşı birlikteliğini muhafaza etme iradesini gösterdi. Tabii en büyük etken de ekonomik krize, hayat pahalılığına endeksli özellikle de emekli kesimin iktidara tepkilerinden kaynaklı dip dalga... Bunlarda seçmeni, karşı en güçlü adayı desteklemeye yöneltti. Sandıktan çıkan İmamoğlu’nun CHP’de tek adamlığa yürümesine yolu açtı ve Türkiye siyasetinin en güçlü aktörlerinden biri haline getirdi.
Bu seçimin ikinci nirengi noktası da CHP ile yolları ayrılan İYİ Parti’nin alacağı sonuç ve kampanya sürecinde hassas denge hesapları bağlamında adları gündemden hiç düşmeyen bazı partiler adına siyasette varlık yokluk sınavı olmasıydı. Sağın neredeyse bütün aktörleri (Yeniden Refah, Saadet, Deva, BTP) yerel seçimleri kendileri için yeniden bir siyasi kimlik oluşturma amacıyla değerlendiriyorlardı. Hiçbiri, CHP kazanabilir kaygısıyla sağ cephenin oylarını bölmeyelim “endişesinde” değillerdi! Sandık sonucuna göre de İYİ parti umduğunu bulamadı… Diğerleri de öyle… YRP ise AKP’ye tepkili ama CHP’ye oy vermek istemeyen seçmen için bir adres oldu… Dolayısıyla bu seçime dönük kampanyanın ana mottosu deprem tehdidi derken, siyasi fay hatları tetiklendi...