Her an başlaması beklenen yeni harekatın amacı ve hedefleri net. Suriye’nin kuzeyini terörden temizlemek, güney sınırının öte yakasından ülkeye dönük tehdidi ortadan kaldırmak. Sınır boyunca 30 kilometre derinlikte oluşturulacak güvenli hatla da Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüşü için uygun alan yaratmak. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı duruş gerekçesi de çok açık. “Madem müttefiklik istiyorsunuz, önce terör örgütleriyle, teröristlerle ilişkinizi kesin” diyor. Yani Türkiye’nin duruşu ve hassasiyeti doğrudan terör örgütleri, teröristlerle ilgili ve her zamanki gibi de kartları açık oynuyor. Dolayısıyla ABD terörle, teröristle mücadele sözlerinde gerçekten samimi olsa bugün ortada sorun falan kalmayacak. Ama o terör örgütleriyle iş birliğine girip aslında NATO müttefikliği gereği yanında olması gereken bir ülkeye dönük pis hesaplar peşinde koşuyor. Onun için de Türkiye’nin terörist temizliğindeki kararlı duruşuna karşı anında görüntü vererek bildik bölge istikrarı ve DAEŞ’in tehdit tezgâhına sarıldı. 2019’da boşaltma sözü vermesine rağmen PKK/YPG/PYD’li teröristlerin cirit atığı yerlerde hangi istikrardan söz ediyorsa...Hepsi yalan, dolan, bu sözlerin tek amacı var harekâta takoz olmak. Çünkü ABD’nin niyeti Suriye’yi bölmek. Bunu da alenen vekil olarak kullandığı terör örgütü PKK/YPG/PYD’yle yapıyor. Bütçesinden para koyuyor, silah veriyor. Her türlü alçaklık, iğrençlik söz konusu yani...
Peki ABD böyle de Ukrayna rüyası kabusa dönen Putin’in Rusya’sı farklı mı? Mesela 30 Mayıs’ta Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Türkiye’nin olası yeni harekâtına karşı tavrı neydi? “Suriye’de olanlara Türkiye kayıtsız kalamaz. “Yani diplomatik bir dille buraya Türkiye’nin girmesini istiyoruz, sıcak bakıyoruz havası. Ama 3 hazirana geldiğimizde bu kez ne diyor Rusya Sözcüsü Zaharova: “Ankara’nın Suriye’de zaten sıkıntılı olan durumun tehlikeli bir şekilde kötüleşmesine yol açabilecek eylemlerden kaçınacağını umuyoruz. “Bu da tam bir pozisyon değiştirme ya da nereden çıktı bu durumu. Nedenleri üzerine olasılıklar ise şöyle:
NATO Genel Sekreteri’nin “Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği konusunda Türkiye’nin kaygılarının giderilmesi için üç ülkenin yetkilileri görüşüyor, ortak bir yol bulacağımıza inanıyoruz, yakınız” sözleri Rusya’nın tavrını olumsuz yönde etkiledi. Rusya, Türkiye’nin veto kartından memnun. Bu kart kalkarsa ve üyelikler onaylanırsa Rusya operasyona yeşil ışık yakmaz. Ya da Lavrov konuştuğunda bu sözleri söylediğinde daha henüz harekât yeri net değildi. Türkiye Tel Rıfat ve Münbiç ilk hedef diye doğrudan söz etmemişti. Rusya’nın bu harekatın olmasını isteği yer Fırat’ın doğusuydu. Yani ABD’lilerin olduğu ve Rusya’nın en çok rahatsız olduğu yer. Dolayısıyla Lavrov buraya dönük bir harekata sıcak bakarak Türkiye ile ABD’nin karşı karşıya kalmasını da istiyordu. İlk hedef Tel Rıfat ve Münbiç denilince de Rusya’nın tavrı değişti. Tabii burada Türkiye’nin olası hedefleri zikrederek ABD ve Rusya’nın tavrını test etme durumundan da söz edilebilir…
Dolayısıyla öyle ya da böyle ortaya biz kez daha çıktı ki; Rusya’nınki ABD’ye göre daha düşük tonda olsa da her iki ülke de harekata takoz olma ve terör örgütünü, teröristleri koruyup kollama konusunda hala aynı kafada. Biri bölücü terör örgütüne meşruluk kazandırmak istiyor ve bunu gizlemiyor. Diğeri PKK/YPG/PYD kartını ABD’ye kaptırmamak için Şam ordusunun içinde özel bir yapıyla teröristleri entegre planından vazgeçmiş değil. Açıkçası Türkiye terör örgütünü, teröristleri etkisiz duruma getirmeye çalışırken mutabakat yaptığı aktörlerden ABD, terör örgütünü yeşertmek, güçlendirmek için uğraşıyor, diğer aktör Rusya ise kıyafet değişikliğiyle o gücü kendi kontrolü altına almak istiyor. Gelişen uluslararası konjonktüre ve saha gerçekliğine göre de iki ülke arasında gel-git durumu yaşanıyor. Bu çelişkili durumu fırsat bilen teröristler de bölgeyi istikrarsızlaştırmak ve Suriyelilerin eve dönüşlerini engellemek adına her türlü alçaklığı yapıyor...
Özetle; Türkiye’nin bugüne kadar yaptığı, yapacağı operasyonların tümü meşru, hukuki temeli var. Zaten ABD ve Rusya’dan gelen itirazlar da bu anlamda değil. Onların tek karın ağrısı orada kurmak istedikleri düzenin bozulması...Onun içinde rüzgârın yönüne göre teröristleri kendi bayrakları altında koruyup, kolluyorlar. Açıkçası Suriye denklemi zaten pisti, hepten çirkef olma durumu söz konusu...