Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) yenilenmiş diri fay haritalarına göre, Türkiye’de 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üretebilecek 485 adet diri fay bulunuyor. Bu bağlamda da içinden, yakınından fay geçen iller, ilçeler risk durumu açısından tek tek belirlenip kategorize edilmiş durumda. Mesela, fay hattı üzerinde 45 il ve 110 ilçe bulunuyor. İkinci ve üçüncü derece risk kategorisinde de çok sayıda il, ilçe var. Yani ülkenin büyük bölümü deprem tehdidi altında. Merak eden, isteyende oturdukları bölgeden fay hattı geçip geçmediğini ya da risk durumunu sorgulayabiliyor. Bu anlamda merak edilen bir başka nokta da şu:
Tespit edilmemiş gömülü faylar da olabilir mi? Türkiye’nin bir yerinde duruyor, niteliği de aktif ama hiçbir şekilde keşfedilmemiş faylar yani. Malum, daha önceki fay haritalarında görülmeyen bazı yerlerde büyük deprem örnekleri yaşandı. Hatta bunlara “hayalet fay” benzetmeleri dahi yapıldı. Dolayısıyla, bu konuda bazı bilim insanlarınca “Diri fayların yanında ekstra gömülü birçok diri fay da olabilir” şeklinde dikkat çeken görüşler ve uyarılar da var. “Bazıları zamanla deprem üreterek enerji boşalmasına sebep olabilir” diyorlar. Onun içinde bunların da tespit edilip, ortaya çıkarılması gerektiğini söylüyorlar. Dün bunları jeofizik mühendisi, deprem bilimci Prof. Dr. Haluk Eyidoğan’a sordum. Yanıtı şöyleydi:
“Türkiye sınırları içerisinde 500’e yakın keşfedilmiş fay var. En büyükleri Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı. Bunun dışında ondan daha küçük faylar var. Yani Türkiye’de 7 ve daha büyük deprem üretecek çok sayıda fay var. Ama araştırmalar ilerledikçe, depremler oldukça bunlar daha da gelişiyor. Bir örnek vereyim; 23 Ekim 2011’de Van depremi oldu, biliyorsunuz. O depremi yaratacak fay hattında çok fazla bilgimiz yoktu. Yani o Erçiş ile Van arasından geçen, kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu bir fay. Van’ın üzerine doğru birdenbire hareket etti, 7.2 büyüklüğünde bir deprem yarattı. Bu fayla ilgili diri fay haritasında bir bilgi yoktu. Yani böyle gömülü faylar da var.”
O gömülü faylar nasıl belirlenecek ya da araştırılıyor?
“Kazmayla kazarak olmaz bu işler. Jeolojik araştırmalar, jeofizik araştırmalar. Sonra mesela bazı yerlerde deprem birikimleri oluyor. Bakıyorsunuz diri fay haritasında o fay yok ama orada depremler dizilmiş. Biz ne yapıyoruz? Türkiye’de 2 bine yakın Kandilli Rasathanesi ve AFAD’ın deprem istasyonları var, dışımızdaki ülkelerde de deprem istasyonları var. Yani biz şu anda 0.5 büyüklüğündeki depremleri tüm ülke çapında yakalıyoruz. Büyük deprem diyoruz ama küçük deprem ne kadar küçük olabilir? Çok küçük olabilir. Skalaya göre sıfır büyüklüğünde deprem de olur; eksi bir, eksi 5 büyüklüğünde deprem de olur. Ufak bir çatlak, kırığı da deprem gibi düşünürseniz, bunların hepsi kaydediliyor kullandığınız cihazın hassasiyetine bağlı olarak.”
“Mesela Kandilli Rasathanesi Marmara Denizi ve çevresinde, yani Bursa’nın kuzeyi, Balıkesir’in kuzeyi, Çanakkale, Kocaeli, Yalova, İstanbul’da 2022 yılında 0.3 büyüklüğünden 4.9 büyüklüğüne kadar 873 tane deprem kaydetmiş” diyen Eyidoğan’ın devamında anlattıkları da şunlardı:
“Düşünün, bir yerde jeoloji haritalarına göre hiçbir fay yok ama bir büyüklüğünde, 2-3 büyüklüğünde depremlerde oluyor ve izliyorlar. Nasıl yorumlarsınız bunu? Burada gözükmeyen bir kırık var, bir deprem fırtınası oluşturuyor. Kayseri’de mesela bir deprem fırtınası oldu değil mi şu anda. Nerede oluyor? Kayseri’nin hemen batısından geçen bir fay var. Erkilet Fayı o. Yukarıdan gelir, Kayseri’nin batısından geçer, Mersin’e doğru iner. Biliyoruz o Erkilet Fayı hareket etti, deprem fırtınası yarattı. Ama bazı yerlerde küçük depremler oluyor. Bunlara bakıyoruz, fay burada gözükmüyor. Nedir bu? Demek ki orada bir kırık var ama ufak. Bunun incelenmesi lazım. İnceleyip bulursanız da o zaman haritaya işliyorsunuz. Böylece fay haritası genişliyor.”
7’den büyük deprem üretecek faylar belli, mevcutların üzerine çıkmaz denilebilir mi?
“O tür depremler olduktan sonra o fayla ilgili çok ayrıntılı bilimsel araştırmalar yapılır. Yıllarca, yüzlerce yayın çıkıyor. Şimdi son büyük depremden sonra da aynı Kocaeli’nde olduğu gibi çok sayıda bildiriler, yurt içi, yurt dışı yayınlar çıkacak. En az 10 sene yayın yapılacak. Mesela Kocaeli depremiyle ilgili yayınlar çıkabiliyor. Dolayısıyla, bir laboratuvar Türkiye deprem bakımından.”
Kısacası, dememiz o ki güncellenen harita da son olmayabilir, bilimsel araştırma ve incelemelere göre haritaya şu an bilmediğimiz, zamanla orada deprem olunca burada da fay varmış denilecek daha başka eklemeler de gelebilir. Ama yalnız fayları konuşarak bir yere varamadığımız, varamayacağımız da açık. Dolayısıyla, kafayı faylara çok takmak yerine, Türkiye’nin fay gerçekliğinden hareketle olası depremlere karşı hazırlıklı olmaya odaklanmak daha doğru. Tıpkı Japonya ve Şili örnekleri gibi.