1990’larda ABD’nin şımarttığı PKK’lı teröristler, Şemdinli’deki Aktütün Karakolu’na üç kez saldırmış, ağır silahlar kullanmışlardı. Mehmetçik de canı pahasına vatan parçasını savunmuştu. Yıllar sonra değişimi görmek ve kahramanlarla kucaklaşmak için Aktütün Kalekolu’nu ziyaret ettim.
1990’lı yıllarda terörün tırmanışa geçmesinde ABD’nin sözde Irak’ın kuzeyinde yaşayanları Saddam’ın saldırılarına karşı korumak amacıyla tezgâhladığı uçuşa yasak bölge, 36. Paralel aldatmacasının büyük etkisi, parmağı var. ABD’nin koruması altındaki o bölgede palazlanan PKK’nın şımarması, azmasıyla (hâlâ da öyle) tırmanışa geçen şiddet eylemleri ve çatışmalar binlerce asker ve polisimizin şehit olmasına neden oldu. Bayrağa sarılı tabutlar ve devlet ricalinin katıldığı cenaze törenleri o yılların en sık görülen fotoğraflarındandı. Canımız yanıyor, yüreğimiz kan ağlıyordu. Defalarca saldırıya uğrayan karakollar oldu ama kahramanlar canı, kanı pahasına teröristlere geçit vermediler. Her bir tepede, karakolda, askeri noktada ayrı bir destan yazıldı. Hakkâri - Şemdinli’de bulunan, Irak ile İran hattını tutan, son derece kritik konumda olan ve üç kez saldırıya uğrayan Aktütün Karakolu’nda yaşananlar da bu kahramanlık destanının bir sayfasıydı. Eylül 1992’de 22 şehit verdiğimiz Aktütün Karakolu’na, Ekim 2008’de saldıran 500 civarındaki PKK’lı terörist, uçaksavar silahları, farklı tipte füzeler de dâhil olmak üzere çeşitli ağır silahlar da kullanmışlardı. Öğlen saatlerinde başlayıp gece yarısına kadar yaklaşık 10 saat süren çatışmalarda 17 askerimiz şehit olmuştu. Mehmetçik’in yoğun ateşi ve direnmesi sonucu, ağır kayıplar veren PKK’lılar geri çekilmek zorunda kalmışlardı.
İpleri ellerinde tutanlar
2007 yılında o bölgede 8. Kolordu Komutanı olarak görev yapan eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı, emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’e bu olayı sorduğumda 2000’lerdeki Dağlıca ve Aktütün saldırılarının arkasında MOSSAD’ın parmağı olduğunu belirterek (27 Aralık 2018 tarihli yazımız) şunları anlatmıştı:
“2006’dan sonra terör özellikle tırmandırılıp Türkiye barış sürecine doğru yönlendirildi. Ve bu konuda PKK’nın özellikle MOSSAD ile iş birliği yaptığını değerlendiriyorum. Ki istihbarat örgütleri birbirleri adına da iş yapabilirler. Yani çok rahattır; CIA ile MOSSAD birlikte çalışır, bu işi yapar ya da başka bir istihbarat örgütü MI6 beraber çalışır, bu işi yapar. Böyle bir çalışma yöntemleri var yani doğrudan o olmasa bile, dolaylı olarak da böyle yaptırabilirler.”
Peki ya geçmişte dillendirilen PKK ile mücadelede MOSSAD’ın destek verdiği konusunu sorduğumda da şöyle demişti:
“Türkiye bu konuda yokluktan kaynaklanan çok büyük hatalar da yaptı. Mesela İsrail’den insansız hava aracı aldık. Hatta yapılıncaya kadar bir tanesini kiraladık. Uçurmayı bilmediğimiz için İsrailli şirketin adamını getirdik. O sırada o insansız hava aracı ne gördü, ne kadar gördü, ne kadarı bize aktarıldı, aktarılmayan, gözden kaçırılan şeyler var mı bilmiyoruz. Nereden nerelere geldik... Şimdi her şeyi artık kendimiz yapıyoruz.”
Alçak, hain olanlar sadece teröristler değil, onların ipini elinde tutan daha başka alçaklar da var yani... Bunların kim oldukları da sır falan değil, herkes biliyor...Türkiye de ona göre tedbirlerini aldı, alıyor zaten. Hem buna daha yakından tanıklık etmek hem de kahramanlarla kucaklaşmak için de şimdiki rotamız, geçmişte defalarca saldırıya uğrayan o yerin şimdiki hali, Aktütün Kalekolu....
Eskisi ve yenisi aynı karede
Aktütün Köyü’nün yanıbaşındaki tepeciğin üstündeki tek katlı yıkıntı, vaktiyle PKK’lı alçakların saldırdığı eski Aktütün Karakolu…. Eski karakol, tepeye yapılan şimdiki, her türlü modern donanıma sahip Aktütün Kalekolu’na 500 metre mesafede bulunuyor.
İleri teknolojili gözetleme sistemi
Kara Havacılık Komutanlığı’na ait Sikorsky ile Şemdinli Dağlıca üzerinden geçip Irak sınırına sıfır hattındaki Akpınar dağlarına geldiğimizde, Çukurca istikametinde Balkayalar görünüyor, Irak tarafı ise Avaşin Basyan bölgesi. Her yanımız sıra dağlarla çevrili, aşağıya baktığımda manzara şu: Dağ kümelerinin arasına sıkışmış vadide yeşillikler içinde birkaç köy, yanıbaşlarındaki hâkim tepenin zirvesinde etrafı surlarla çevrili, Irak tarafına bakan noktada bir kulesi olan 3. Hudut Tabur Komutanlığı, Aktütün Kalekolu var. Kulede bayrağımız dalgalanıyor. Sikorsky dağ kümelerinin arasında döne döne alçalıyor, Aktütün’ün pistine bizi bırakıp havalanıyor. Hudut kartalları da onu uğurluyor. Burası gerçek bir kartal yuvası. Aşağıya baktığınızda görüntü helikopterdekinden farksız... Ama etrafımızda daha yüksek tepeler de var... Ufka odaklandığımda sadece sarp dağ kümeleri görünüyor.
8 üs bölgesi bulunuyor
Aktütün Kalekolu’nun konuşlandığı yerin kritikliği de bundan kaynaklanıyor. Teröristlerin Irak’taki yuvalanma noktalarından Avaşin-Basyan bölgesinden geçiş, sızma hattını tutuyor. Sorumluluk alanı da Irak ile sınırımızı belirleyen 85 numaralı taş ile 88 numaralı taş arası kilometrelerce bir bölge. Sınır hattı denilince duvar, tel falan yok buralarda. Hâkim noktalardan her yer kontrol altında tutuluyor. Aktütün Kalekolu çevresindeki tepelerde 6 tane sabit, ikisi de modüler geçici olmak üzere toplam 8 üs bölgesi bulunuyor. Bunların en yükseği 3435 metre rakımlı Sivritepe’nin zirvesindeki Muhammed Koç Üs Bölgesi... Üs bölgelerinin hepsi, ileri teknoloji her türlü gözetleme sistemi ve ateş destek vasıtasıyla entegre olarak donatılmış yerler. Basyan ağzı denilen hatta boşluk yok, her tepede bir kartal yuvası var ve bölge tamamıyla kontrol altında. Sınırın ötesindeki Avaşin Basyan bölgesi de atılan “pençe”ler, konuşlandırılan diğer üs bölgeleriyle öyle. Terörist kalmamış oralarda artık. Bu önlemlerle de son 5 yıldır, 2018’den bu yana bölgede tek bir olay olmamış.
PKK’yı korkutan tünel!
Aktütün’de zirvesinde bayrağımızın dalgalandığı ateş destek sistemleriyle donatılmış gözetleme kulesinin bulunduğu yerin hemen altındaki yamaçta korunaklı bir seyir terası var. Dağ ve vadi manzaralı terasta, Aktütün’deki komutanlarla çaylarımızı yudumlarken hemen karşımızdaki Akpınar Dağı’na bir tünel açılacağını öğreniyorum. Konur Vadisi’ndeki Uğuraçan Köyü ile dağın arkasındaki Yaylapınar arasında delme işlemleri başlamış bile. Bittiğinde Şemdinli ile Konur Vadisi arasında 1 saat 50 dakika süren yolculuk yarı yarıya kısalacak... Akpınar Dağı’nın güneyinde Şemdinli Çayı üzerinde de bir baraj projesi var. Bu projeyle de terörist geçişlerinin önlenmesi amaçlanıyor. Şu an terörist geçişleri yok, zaten her yer kontrol altında ama barajla birlikte tamamen güvenli hale gelecek.
Köylerde okul var muhtar memnun
Aktütün Kalekolu’ndan aşağıya baktığımda gördüğüm yer, Konur Vadisi. 5 yerleşim yeri var. Aktütün, Dereyanı, Konur, Uğuraçan ve Yeşilbayır köyleri. Toplam nüfus 3 bine yakın, 350’si öğrenci. Her köyde ilkokul var, ortaokul Dereyanı köyünde. Lise Şemdinli’de. Aktütün Köyü’nün yanıbaşındaki düzlükte tek katlı bir yıkıntı dikkatimi çekiyor. PKK’lı alçakların saldırdıkları eski Aktütün Karakolu’ymuş. Şimdiki kalekola 500 metre uzaktaki yıkıntıyı seyrederken şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Konur Köyü Muhtarı Cafer Gezer, huzur ortamını dile getiriyor: “Artık herkes merasına, yaylasına korkusuzca çıkıyor, piknik yapıyor, hayvanını besliyor, bahçesini ekiyor. Her TV kanalını izliyoruz. Şemdinli yolunda güvenlik sorunu yok.”
YARIN: HER DAĞIN ZİRVESİNDE BİR KARTAL YUVASI