Ankara-Şam hattında yeniden normale dönüş, konuşulan “liderler zirvesi” olasılığının gerçekliğe dönüşebilmesi için Putin’in aracı olduğu süreçte daha önce ertelenen Türkiye, Rusya, İran ve Suriye Dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki dörtlü teknik toplantı Moskova’da yapıldı. Sonuç: 4 ülke istişarelere devam edilmesi konusunda mutabık. Yeni aşamada Türkiye ve Suriye Dışişleri bakanlarının bir araya gelme olasılığı söz konusu. Bu bağlamda da Türkiye’nin tavrı açık ve net:
Rejim gerçekçi davranırsa, terörle mücadele, siyasi süreç ve Suriyelilerin geri dönüşleri konusunda birlikte çalışmaya hazırız.
Ankara-Şam hattında uzunca bir süredir istihbarat örgütleri üzerinden yürüyen temasların 2022 Aralık ayının sonlarında Moskova’da gerçekleşen Türkiye-Rusya-Suriye Savunma bakanları ile istihbarat başkanları toplantısına evrilme nedeni de bu zaten. Malum, o toplantıda mülteci sorunu ve Suriye topraklarındaki terör örgütleriyle ortak mücadele ele alındı. Sonrasındaki açıklama ise tarafların yapıcı olduğu şeklindeydi. Hatta benzer bir toplantının İran’ın da katılımıyla Dışişleri bakanları arasında da gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Dışişleri bakanları zirvesine hazırlık olarak da 16 Mart 2023’te dört ülkenin Dışişleri bakan yardımcılarının Moskova’da buluşması kararı vardı. Ancak son anda toplantı belirsiz bir tarihe ertelendi. Gerekçe olarak da teknik sebepler denildi. Ama asıl sebebin toplantının hemen öncesinde Esad’ın Türk ordusunu işgalci diye nitelendiren ve Suriye’den çekilmesini isteyen abuk sabuk açıklamaları olduğu iddia edildi. Dolayısıyla, ertelenen o buluşmanın bu krizin üzerinden yaklaşık 2.5 hafta geçtikten sonra Moskova’da gerçekleşmesi anlamlı. Tabii devamı da doğrudan yine Esad’ın tavrı ve samimiyetine endeksli.
Yani eğer Esad gerçekten görüşme ve anlaşma niyetindeyse, samimiyse bir kere bu saçmalıklardan vazgeçmeli, PKK/YPG/PYD’nin terör örgütü olduğunu ortaya koyup, onunla mücadeleye başlamalı. Ancak o zaman buluşmak, bir şeyler konuşmak için kapı aralanabilir. Çünkü “Türkiye Suriye’den çekilirse diyalog olur” gibisinden zırvalıkları gösteriyor ki kafasında Türkiye’nin terör örgütü PKK/YPG/PYD’den kaynaklanan sıkıntısı, beka tehdidi falan yok. Kendi topraklarında bir terör devletçiği, yapılanması olmuş, olmamış umurlarında bile değil. Zaten olsa konu bu noktalara gelmezdi. Malum, Suriye’de karışıklık ilk başladığı zaman Esad, emperyalist güçler ABD ve Rusya istediği için o bölgeyi boşalttı. Daha doğrusu, teröristlerin bugün çöreklendiği o toprakları terör örgütüne bizzat kendisi bıraktı, yekten teslim etti. Hatta oradaki kendi halkını katliam ve zulümlerle göçe zorlayarak, terör örgütüne yardım, yataklık etti. Oradaki demografik yapıyı değiştirerek PKK/YPG/PYD terör örgütünün bu kadar rahat hareket etmesini sağladı. Bugün Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG/PYD terör örgütü yapılanmasından söz ediyorsak, bunda Esad’ın payı büyük açıkçası. Nitekim şimdilerde de o teröristlerle dirsek temasını devam ettiriyor. Bu durumda kafa karıştıran nokta da şu:
Esad, doğudaki çöl bölgesinin aksine, Şam, Humus, Hama, Halep ve Lazkiye’den oluşan bir “Butik Suriye” mi düşünüyor, yoksa gerçekten ülkesinin, topraklarının bütünlüğünü mü istiyor? Halkının tamamını kucaklamak gibi bir niyeti var mı?
Bu anlamda da öne sürülen tezler ise şöyle:
“Esad, mültecilerin dönmesini istemiyor. Onları göç ettirmek, muhalefetten kurtulmak için katliamlar yaptı. Şimdi kendisine muhalif olan halkı geri alırsa tekrar başına iş açacağını düşünüyor. Esad, gösteriler başladığından beri kendi rejimini, kendi kimlik siyaseti açısından daha garanti altına alabilecek butik bir devlet kurup, kuzeyi ve güneyi kendi haline bırakmayı kafasına koymuştu. Düşündüğü ve hayalini kurduğu devlete kavuştu. Şu anda kendisi bundan son derece memnundur.”
Kısacası, dememiz o ki Esad gerçekten ülkesinin toprak bütünlüğünü düşünüyorsa, halkının tamamını kucaklamak istiyorsa, öncelikle terör örgütü PKK/YPG/PYD’yle ortak mücadele, Türkiye’deki Suriyelilerin dönüşü için ortam hazırlama gibi konularda adımlar atması ve bunu da bir an önce yapması gerekiyor. Sonra da sıra el birliğiyle ABD’nin bölgeden postalanmasına gelir zaten. Çünkü Putin de biliyor ki Türkiye olmadan ABD’yi Suriye’den kimse sökemez. Bakalım Ankara ziyaretinde Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov bu konuda neler diyecek?..