Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Terörle, teröristle mücadelede dört faktör kritik önemde. Birincisi, terörü kaynağında kurutmak. Bunun için teröristlerin barındığı, yuvalandıkları kampları olan yerleri kontrol etmeniz ve orada bulunmanız lazım. Yani pençenizi atmanız ve bırakmamanız gerekiyor. Yoksa akışkandır terör, gelir oraya tekrar yerleşir. TSK bunu başarıyla yapıyor. İkincisi, terör örgütünün sözde lider kadrosunu etkisiz duruma getirmek. Şu anda nokta istihbaratı ve vuruşlarla Türkiye bunu da yapıyor. Hem Kuzey Irak’ta hem Suriye’de hem de ülke içinde. Üçüncü faktör de terör örgütüne katılımı engellemek. Yetkili makamların açıkladığına göre, katılım da minimum düzeye inmiş durumda. Çünkü sadece doğu ve güneydoğu değil bölücü terör örgütünün İstanbul başta büyükşehirlerdeki eleman devşirme faaliyetleri de yakın takipte. Kısacası, Türkiye 2016’dan bu yana ivme kazanan teröristi zarar vermeden yok etmeye dönük “önleyici saldırı” doktrini ya da stratejisi kapsamındaki kararlılığıyla terörü kaynağında yok etme, sözde lider kadrosunu etkisiz duruma getirme, katılımı önleme açısından son derece etkin ve başarılı. Kesintisiz devam eden operasyonlarla teröristler adım adım takip edilerek bulunuyor ve yok ediliyor. Birçoğu da kaçtı. Dolayısıyla, eleman bulmakta zorlanan örgüt, elinde kim varsa sahaya sürüyor. Mesela İstiklal Caddesi ya da Diyarbakır’daki son bombalı saldırıları gerçekleştiren teröristlerin neredeyse bire bir örtüşen ifadelerine bakıldığında, ortaya çıkan profil şu: Yakın zamanda para veya başka menfaat karşılığı örgüte katılım, kısa bir eğitim süreci, ardından da eğitmen teröristlerin gözetiminde olay yerinde keşif ve eyleme gönderilme.

Haberin Devamı

Ancak bir de dördüncü ve en kritik ayak lojistik desteğin kesilmesi konusu var ve orada biraz sıkıntı söz konusu. Niyesi de malum. ABD ve Fransa, Yunanistan başta olmak üzere Avrupa’daki bazı ülkeler terör örgütüne olan sevdaları, kirli ilişkileri nedeniyle teröristleri korumak kollamak adına her türlü kepazeliği yapıyorlar. Hem silah tedariki hem de teröristlere kucak açma, topraklarını üye toplamak amacıyla lojistik üs olarak kullandırtmak adına. Yani Kuzey Irak’ta sahadakiler ya da maşalar, tetikçiler temizleniyor etkisiz hale getiriliyor ama PKK’nın ideologları Ortadoğu’da değil ABD, Avrupa’da ve hâlâ faaliyette. Bunlarda zaten bilinen insanlar. Onların şu anki öncelikli amacı da Suriye’de bir devlet oluşturmak, özellikle Kobani dedikleri bölgede. Buna dönük olarak da ABD’deki bir sürü vakıf, Savunma Bakanlığı Pentagon olsun hep birlikte oradaki PKK ideolojisini kabul etmiş Kürtlere finansal destek veriyorlar. Yardım kuruluşları organizasyonlar yapıyorlar, sosyal altyapı çalışmaları var, kültürel birliktelikler kurmaya çalışıyorlar. Bir yandan da kafalarında oluşturdukları o yeni yapı için Avrupa kamuoyuna yönelik algı çalışmaları yürütüyorlar. Bu kirli tezgâhın ete emiğe bürünmüş son örneğini de Paris’te üç kişinin ölümüne yol açan ırkçı saldırı ve sonrasında yaşananlarla gördük. Terör örgütü PKK/YPG yandaşları Paris sokaklarını savaş meydanına çevirdi, mağazalar, yollarda park etmiş araçlar yakılıp yıkıldı. Fransız polisi de kendisine de yönelik saldırılara rağmen bırak müdahaleyi “Şiddet olaylarının nasıl başladığını anlayamadık” diyerek olayların tırmanmasına resmen göz yumdu. Dahası, bir de hiç utanmadan olayların başlamasına neden olan ırkçı saldırının sorumluluğunu Türkiye’ye mal etme küstahlığı içine girdiler el birliğiyle. Niyesini uzmanlık alanı psikolojik harp ve istihbarat olan emekli Albay Coşkun Başbuğ anlatıyor:

Haberin Devamı

“ABD ile Fransa’nın Suriye’deki iş birliği Paris’te de devam ediyor. Fransız istihbarat teşkilatı saldırganı tahliye ettiriyor. Karanlık bir isim kefalet yatırıyor, eline silah verip, görevi de söyleyip, salıyorlar ortalığa. Saldırıdan hemen sonra adam yakalanıyor ve kampanya başlıyor ‘Türk istihbaratı yaptırdı, Türkiye yaptırdı’ diye. Bu kampanya tutsaydı Türkiye aleyhine mitingler, gösterileri Avrupa’nın diğer ülkelerine de sıçratacaklardı ama iş kontrolden çıkıp polise saldırıya dönüşünce tezgâh patladı. Yoksa ABD ve Fransa el ele verip Türkiye’nin Suriye’de yapacağı harekâtı engellemek, vakit kaybettirmek yeni cephe açmak, oyalamak, gözdağı vermek adına olayları alevlendireceklerdi. Nitekim buna dönük daha başka oyunlar da var. Suriye’de ABD’lilerin kurduğu kamplarda bomba ve sabotaj eğitimi verilen, alelacele yetiştirilen yeni teröristler de sürülüyor sahaya.”

Haberin Devamı

Özetle; evet, sahada taktik olarak başarılar ortada, başını ininden çıkaran terörist yok ediliyor, dağlar temizlendi, temizleniyor ama diğer yandan da ABD ve Fransa’nın gazıyla şımaran yüz bulan PKK/YPG’liler Avrupa’da azıyor. Yani terör örgütünü hepten sıfırlamak için bozulması gereken daha başka oyunlar da var. Nitekim Türkiye’nin kararlılığı da bu yönde.