Tülin Kılıç

Tülin Kılıç

gezerkenogrenen@gmail.com

Tüm Yazıları

Tirilye, Bursa’nın yeşile, maviye, güzelliklere açılan arka bahçesi. Son beş altı yıldır İstanbulluların da haftasonları sıklıkla kaçtığı eski Rum balıkçı köyü.  Bana Alaçatı’nın şimdiki jilet halini değil de, on beş sene önceki ‘sakin - sessiz - bohem’ halini hatırlatıyor.

Tüm evlerin otel olmadığı, her köşenin kafe, restoran istilasına girmediği, köy içindeki kop kop barların sabaha kadar müzik sesiyle köyü inletmediği, fanfinfon beachlere fönsüz, makyajsız, şık şıkırdam giyinmeden de gidilebildiği şahane zamanlar. (Tamam. Bu Alaçatı’yı gömme değil, Tirilye sen ne güzelsin, hep böyle kal yazısı :))

Haberin Devamı

Tirilye, Bursa merkeze araç ile yarım saat uzaklıkta. İstanbul’dan (Eminönün’den) feribot ile bir buçuk saatte Mudanya’ya geliyorsunuz. Oradan da on beş dakika bir yolculukla Tirilye’desiniz. Deniz kenarından, zeytinlikler içinden kıvrıla kıvrıla ilerlerken Ege’de gibi hissedeceksiniz.

Bursa’nın yeşile, maviye açılan arka bahçesi: Tirilye...

TİRİLYE KONAKLAMA:
Bay C Konak:
Denize bir dakika yürüme mesafesinde, Tirilye’nin simgesi olan (Tabut ev) evin hemen karşı kaldırımında.
Konak 1800’lü yılların sonundan kalma.
Restorasyonu çok güzel olmuş. Odalar ferah feza, pırıl pırıl. Dekorasyonda açık renkler kullanılmış. Ev sahipleri Funda hanım ve Cemal bey otelcilik işini severek yapanlardan. İlk otelleri Alaçatı’da. Yeni maceraları ise burası. İnanılmaz heyecanlılar. Her an, her saniye ‘daha nasıl iyi olabiliriz’ diye uğraşıyorlar.
Bay C Konak, aynı zamanda da restoran. Hem kahvaltı hem yemeğe dışarıdan da gelebiliyorsunuz.

 

TİRİLYE KAHVE, KAHVALTI:
Çamlı Kahve: Açık ara Türkiye’de en sevdiğim kahvelerden. Tirilye merkeze sekiz on dakika yürüme mesafesinde.
Çam ağaçlarının ardından şahane bir deniz manzarası var.
Hem kahvaltı, hem çay kahve için gelebilirsiniz.
Ben kahvaltısını denemedim ama her Tirilye ziyaretimde ille de kahve içmeye gelirim.
Kış için bir alanı kapayıp soba kurmuşlar. Sıcacık ve çok güzel olmuş.

 

Bursa’nın yeşile, maviye açılan arka bahçesi: Tirilye...

 

Tarihi Tirilye Kahvecisi: Daha önce geldiğimde köy kahvelerini gezmemiştim. Bu sefer resmen dadandım. En çok ‘Tarihi Tirilye Kahvecisini’ sevdim. Yüz yıllık bir binada. Kahve sunumları çok cici. Yanında çikolata ve minik bir kağıda sarılmış fal ile servis ediliyor. Buranın tostu meşhur ama canım Bursa’ya özgü bir şey istedi derseniz az ilerisindeki Tarihi Tirilye Fırını’ndan TAHANLI ya da CEVİZLİ LOKUM alıp, gidebilirsiniz.

Haberin Devamı

Orta Kahve ve Baba Ocağı’da köyün güzel kahvelerinden. Hem yaşayanların, hem dışarıdan gelenlerin buluşma noktası. Bir de köyün yaşlı amcalarından birine denk gelirseniz şahane anlatıyor eski zamanları.

Falez Kafe: Memleketin en güzel, en çarpıcı manzaralı kahvaltıcılarından biri. Öyle ki sadece manzarası için bile gidilir.
Falez, Tirilye’ye araç ile 6 - 7 dakika uzaklıktaki Kumyaka köyünde. Eski adı Siği imiş. (Rum köyü)
Bahçeye girişte 700 yıllık şahane bir zeytin ağacı karşılıyor sizi. Kahvaltısı gayet güzel.
Katkılı ve sentetik hiçbir malzemeyi masaya koymuyorlar. Ananas ve ayva reçeli şahane. Peynir çeşitleri zengin. Salça ev salçası. Çocukluğunuzda ekmeğinize sürdüğünüzün aynısının tıpkısı.
Ev sahibesi Benan hanım instagramda ‘falezkitchen’ adresinde masaya konan her şeyin hikayesini anlatıp, fotoğraflıyor.

Haberin Devamı

Bursa’nın yeşile, maviye açılan arka bahçesi: Tirilye...

YEME İÇME:
Akşam yemeği için sahilde sıra sıra dizilmiş birçok restoran var. Ben iki akşam arka arkaya Şeker Ev’e gittim. Ev sahibi Hakkı bey çok hoşsohbet bir beyefendi. Mezeler güzel, servis hızlı, mekan temiz pak, fiyatlar ortalama.
Daha şık, daha fanfinfon bir şey isterseniz sahilin en ucundaki Taşmahal popüler. Tam denizin üstünde bir yer. İçeriye soba kurmuşlar.
Rakı balık istemem, ev yemeği olsun derseniz de seçenek var. Hemen merkezde, güzel bir binada ev yemekleri yapan Tirilye Sofrası güzel bir alternatif. Sahibesi hanımefendi acayip matrak. Dükkanın camına ‘eleman aranıyor ölü ya da diri. Müşteri bekleniyor nefes alsın yeter’ yazmış :)

ALIŞVERİŞ:
Köyün merkezinde irili ufaklı birçok dükkan var. Kiminde zeytin zeytinyağı, kiminde hediyelik eşya, kiminde de ev yapımı birçok ürün var.
Bir dükkanda da cilde iyi gelen, botox etkisi yapan doğal sabun satılıyordu. Takdir edersiniz ki dükkana epey talep var :)
Sahilde ise Köylü Pazarı kuruluyor. Turşu, zeytin, tarhana, ekmek, salça, zeytinyağı. Ne ararsanız var. Fiyatlar üzmüyor, ürünler mis gibi.

 

Eğer sadece sahilde gezineyim, rakı balık yapayım, alışveriş komasına gireyim diyenlerden değilseniz; Taş Mektep, Dündar Evi, Kemerli Kilise, Aziz Vasil Kilisesi’ne gidiniz, görünüz.

Not: Umarım Tirilye sokaklarında yürürken hayranlıkla baktığım tüm evler otel olmaz. Umarım daha fazla restoran açılmaz ve umarım yaşayan halk ile ziyaret eden insanların buluştuğu köy kahveleri yerini üçüncü nesil kahvecilere bırakmaz.
Yanlış anlaşılmak istemem. Dokuyu bozmadıkça hepsi olsun ama şimdi gidip bayıldığımız kahvehaneler, çay bahçeleri, salaş restoranlar bazılarının gözüne batıyor ve her yer Alaçatı olsun istiyorlar.
(Beş sene öncesine kadar Alaçatı’da da köy kahveleri vardı. Şimdi yer gök üçüncü nesil kahvecilerle doldu ve orada yaşayan halk ile oturup sohbet edeceğimiz, hikayelerini dinleyeceğimiz yerler kalmadı)

 

instagram.com/gezerkenogrenen