Denizler-deki av yasağının 1 Eylül’de sona ermesiyle, balıkçı tezgâhları taze balıklarla dolmaya başladı.
Balık mevsimi açılmışken; Karadeniz’in şirin bir sahil kentinde yaşanan ve Emniyet Genel Müdürlüğü kulislerinde kulaktan kulağa yayılan olayları okurla paylaşalım:
17 ve 25 Aralık sürecinin ardından, çok sayıda kentin emniyet müdürü merkeze çekildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), merkeze çekilen bu emniyet müdürlerinin geçmişte yaptıkları iş ve işlemleri denetlemek, suç tespit edilmesi halinde ceza verilmesini sağlamak amacıyla hemen her kentte müfettiş görevlendirmesi yapıyor.
Bu kapsamda; EGM’ce görevlendirilen iki polis başmüfettişi, benzer biçimde merkeze çekilen emniyet müdürünün çalışmalarını denetlemek için bir süre önce Karadeniz kıyısındaki şirin sahil kentimize gittiler.
Emniyet Müdürlüğü binasında çalışmalarını yürüten müfettişler, kentteki polisevinde kaldılar. Aynı zamanda akşam yemeklerini de polisevinde yiyen müfettişlerden birinin dikkatini restoran bölümündeki büyük buzdolabındaki lüferler çekti.
Kasa kasa lüferler polisevinde
Müfettiş, polisevi çalışanları arasında yaptığı kısa araştırmada; lüferlerin, bir süre önce üçlü kararnameyle “merkeze çekilen eski emniyet müdürü” döneminde getirtildiğini öğrendi.
Tesadüf o ki; daha önce aynı kentte görev yapan müfettiş, emniyet müdürüne lüferleri gönderen balıkçının da izini buldu. Balıkçı, aynı zamanda müfettişin de arkadaşı çıktı.
Müfettişle sohbete başlayan ve kentin en ünlü balıkçısı olan işyeri sahibi, merkeze çekilen emniyet müdürüne görev yaptığı süre içinde kasalarca lüferi ücretsiz gönderdiğini anlattı. Balıkçı, en son 10 kasa lüferi yine para almaksızın polisevine gönderdiğini anlatınca; müfettiş, eski dostu olan balıkçıdan, merkeze çekilen emniyet müdürü hakkında şikâyetçi olmasını istedi.
Ancak; balıkçı, kentteki ticari faaliyetleri nedeniyle şikâyetçi olmayı kabul etmedi.
İşin peşini bırakmayan müfettiş yaptığı araştırmada, ücretsiz lüfer teslimatıyla bağlantılı olarak yine eski emniyet müdürünün polisevinde kentin ileri gelenleriyle sık sık “lüfer sofrası’nda bir araya geldiğini tespit etti.
Ne ki; müfettişimiz lüfer sofralarının amacını da ortaya çıkardı. Eski emniyet müdürünün; polisevine bedava gelen lüferlerin parasını yemeğe katılan dostlarından topladığı anlaşıldı!
Emniyet müdürü ile akşam yemeğinde bir araya gelmenin bedeli olarak ödenen lüfer paralarının, yemeği organize eden ve davetlerin sahibi olan emniyet müdürünce toplandığı ortaya çıktı. Buna karşın, emniyet müdürünün korumasının topladığı paraların akıbeti belirlenemedi.
Kıyafet borçları kamera kayıtlarında
Şirin sahil kentinde bir dönem görev yapan emniyet müdürü ile ilgili tespitler “lüfer sofraları’yla bitmiyor.
Merkeze çekilen emniyet müdürü ve eşi; görev yaptıkları süre boyunca kentteki bir ünlü bir giyim mağazasından sıkça alışveriş yaparlar.
Bu alışverişlerin borcu üst üste katlanırken, mağaza sahibi zaman zaman borcu tahsil edebilmek amacıyla emniyet müdürüne haber gönderir. Buna karşın; binlerce lirayı aşan, iki haneli rakamları geçen borç bir türlü ödenmez. Alacaklı olan mağaza sahibi; müdürün görevden alınmasıyla birlikte kente gelen müfettişlere giderek müdürden şikâyetçi olur. Üstelik, kamera kayıtlarını da teslim ederek...
Eski müdürün bir araya geldiği dostlarının kıyafetlerine el koymasını da unutmamak gerek. Merhabalaştığı dostlarının üzerindeki ceket ve palto tarzı kıyafetleri önce denemek amacıyla üzerine giyen emniyet müdürü, çevresindeki dostlarının “çok yakıştı” türünden değerlendirmeleri sonucunda kıyafetleri, “hediye” çerçevesinde kabul etmeye başlamış. Hatta, bir defasında merkeze çekilen emniyet müdürünün, ceketini beğendiği bir arkadaşını korumasıyla evine gönderip ceketi tekrar korumasıyla geri getirttiği, emniyet kulislerinde konuşuluyor.
Eski emniyet müdürünün “ücretsiz yaşam” modelini kabullenmek zorunda kalan kent esnafı tam rahat nefes almışken, kente yeni atanan emniyet müdürünün, kent dışından kendisini ziyarete gelen yakınlarına ısmarladığı dondurmaların ve yemeklerin parasını cebinden ödemesini dikkatle izliyor.