Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

17 ve 25 Aralık süreci sonrasında başlayan “yasadışı telefon dinleme” iddialarına yönelik yürütülen adli ve idari soruşturmalar, ülke gündemindeki yerini korumaya devam ediyor.
Bu çerçevede, İçişleri Bakanlığı Mülkiye başmüfettişlerinin yasadışı telefon dinlemelerine yönelik hazırladığı raporlar, önemli bilgileri içeriyor. Emniyet İstihbarat Dairesi’ndeki telefon dinleme ve takip işlemlerine ait log kayıtlarının silinmesiyle ilgili müfettişlerin saptamalarına geçen hafta ayrıntılı olarak yer vermiştim. Bu hafta yine aynı konudan devam ederek, İstanbul’da dinlenen telefon sayılarını paylaşalım.
İstanbul’da halen devam eden müfettiş soruşturmalarında kullanılmak amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi, önemli bir veriyi günışığına çıkardı.

IMEI’ye göre dinlendi
Emniyet İstihbarat Dairesi’nin merkez ve taşra teşkilatlarında Teknik Operasyon Birimi olarak tanımlanan (S) bürosunca, İstanbul özelinde geriye dönük yapılan telefon dinleme işlemlerindeki incelemelerde; polisin teknik takip ve dinleme yapmak amacıyla 2008-2013 yılları arasında tam 65 bin 405 kez telefon dinleme kararı aldığı ortaya çıkartıldı.
İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi (S) Bürosu adıyla bilinen Teknik Operasyon Bürosu’nca geçen Haziran’da hazırlanan ve soruşturma dosyasında yeralan belgeye göre, İstanbul’da telefon dinlemeleri, numarası bilinen cep ve sabit telefonlara yönelik yapılan doğrudan dinleme ile numarası bilinmeyen ancak, hattın kullanıldığı cep telefonunun kimlik kartı olarak tanımlanan IMEI numarasına göre yapılan dinlemeler olarak iki ayrı bölümde gerçekleştirildi.
Şimdi ayrıntılı rakamları inceleyelim...
- Yıl 2008: GSM/Sabit telefonları dinleme için alınan karar sayısı: 7 bin 988. Bu kararların 804’ü kod isim kullanılarak alındı. IMEI üzerinden yapılan dinlemeler için alınan karar sayısı: 805. IMEI üzerinden dinleme yapılması için kod isimle alınan karar sayısı: 621.
- Yıl 2009: GSM/Sabit telefonları dinleme için alınan karar sayısı: 9 bin 220. Bu kararların 1058’i kod isim kullanılarak alındı. IMEI üzerinden yapılan dinlemeler için alınan karar sayısı: 1231. IMEI üzerinden dinleme yapılması için kod isimle alınan karar sayısı: 452.
- Yıl 2010: GSM/Sabit telefonları dinleme için alınan karar sayısı: 9 bin 283. Bu kararların 903’ü kod isim kullanılarak alındı. IMEI üzerinden yapılan dinlemeler için alınan karar sayısı: 933. IMEI üzerinden dinleme yapılması için kod isimle alınan karar sayısı: 187.
- Yıl 2011: GSM/Sabit telefonları dinleme için alınan karar sayısı: 13 bin 201. Bu kararların 1968’i kod isim kullanılarak alındı. IMEI üzerinden yapılan dinlemeler için alınan karar sayısı: 828. IMEI üzerinden dinleme yapılması için kod isimle alınan karar sayısı: 345.
- Yıl 2012: GSM/Sabit telefonları dinleme için alınan karar sayısı: 12 bin 763. Bu kararlarda hiç kod adı kullanılmadı. IMEI üzerinden yapılan dinlemeler için alınan karar sayısı: 814. IMEI üzerinden dinleme yapılması için kod isimle alınan karar sayısı: 0.
- Yıl 2013: GSM/Sabit telefonları dinleme için alınan karar sayısı: 8 bin 059. Bu kararların 499’u kod isim kullanılarak alındı. IMEI üzerinden yapılan dinlemeler için alınan karar sayısı: 280. IMEI üzerinden dinleme yapılması için kod isimle alınan karar sayısı: 4.

Bir kısmı silindi
Genel toplam alındığında ortaya çıkan rakam şöyle:
İstanbul’da 2008 - 2013 yılları arasındaki altı yıl içinde “İletişime müdahale” amacıyla alınan karar sayısı toplam 65 bin 405. İletişime müdahale kararlarının toplam 6 bin 921’i kod isimle alınarak telefonlar dinlendi ya da takip edildi.
Pek çok devlet adamı, siyasetçi, bürokrat, gazeteci, sanatçı, polis, asker, yargı mensuplarına yönelik yürütülen teknik takip ve dinleme çalışmalarının İstanbul ayağındaki bu rakam; İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi’ndeki kayıtlarının “fiziki” olarak incelenmesi sonucu elde edildi. Bunu, “geçmişe ait silinen kayıtların bulunamamasına karşın, arşivdeki karar örneklerinin incelenmesiyle elde edilen rakam” olarak tanımlamak mümkün.

Dinlemeler insanlık suçu
Kimi okurlar yasadışı telefon dinlemesi konusunun tartışılmasını yersiz bulabilirler. Hatta; bu konuların gündeme getirilmesini “gereksiz” olduğunu değerlendirebilirler. Ancak, bireyin özel yaşamının, suç bulma ve tespit etme gayreti çerçevesinde “didik didik” edilmesinin; “insanlık suçu”ndan hiç bir farkı yoktur. Unutulmaması gereken şudur ki; bu konuları tartışmayı gereksiz görenler de, bir gün bu durumun mağduru olabilirler.
Haklarında hiç bir iddia yokken, yaratılan ve biçimlendirilen sahte belgelerle telefonları dinlenen binlerce mağdurun özel yaşamını “elekten geçirenler” bu pervasızlıklarının bedelini mahkemelerde mutlaka verecektir. Bu pervasızlıklara verdikleri talimatlarla zemin hazırlayıp; “yol veren” üst düzey bürokratlar da, tıpkı verilen talimatları her ne koşulda olursa olsun yerine getiren memurlar gibi “mahkeme yolu”ndan geçmelidir.