Şanlıurfa - Gaziantep - Kilis hattında geçen hafta yaşanan terör eylemleri ve çatışmalar Türkiye’nin zorunlu olarak pozisyon değiştirmesine neden oldu.
Suriye sınırındaki gelişmeleri uzunca süredir “izleme” konumunda olan Ankara, arka arkaya gerçekleşen olayların yarattığı tahribatı en aza indirmek amacıyla harekete geçti.
Hükümetin kararlı tutumu sonrasında, TSK; üç gün içinde hem Kandil’deki PKK yapılanmasına hem de Suriye’nin kuzeyindeki IŞİD mevzilerine yönelik hava ve karadan topçu harekatı başlattı.
İkmal yolu kesiliyor
F-16 sortileriyle Kandil ve Suriye sınırındaki hedeflere bırakılan bombalar, aynı zamanda sınırın hemen arkasındaki Irak - Suriye hattındaki lojistik faaliyetlerin engellenmesini sağlayacak.
Suriye - Irak hattı birlikte düşünüldüğünde, PKK’nın en büyük eğitim ve lojistik kamplarının Şırnak’ın hemen karşısındaki Zap kampında olduğu biliniyor. Örgüt, ihtiyaç olduğunda Suriye’de kendi çizgisinde hareket eden PYD unsurlarına “savaşçı” ve “silah/mühimmat” desteğini sağlamak amacıyla bu kamptan sevkiyat yapıyor.
Kuzey Irak’taki PKK kamplarından özellikle Kobani bölgesine zaman zaman sevkiyatlar ve geçişler sağlanıyor. Böylelikle PYD görüntüsü altında PKK’nın Kuzey Irak’ın yanı sıra Suriye sınır bölgesindeki etkinliği de dolaylı olarak artıyor. Kandil’e yapılan harekat, her ne kadar Ceylanpınar’da uyurken şehit edilen iki polisin karşılığı olarak nitelendirilse de asıl amaç, PKK’nın Suriye’ye yönelik ikmal yollarına darbe vurulmasıdır.
Diğer taraftan yine PYD’nin kontrolünde olan Afrin’le Kobani arasındaki bölge içinde Öncüpınar’ın hemen karşısında IŞİD, harekat öncesine kadar oldukça etkindi.
Koridor genişleyecek
“El Mısri” kod adlı Mısırlı IŞİD’çinin ateşlediği silahtan çıkan mermiyle Dağ Hudut Karakolu’nda görevli Astsubay Mehmet Yalçın Nane’nin şehit olması ve Suruç eylemi sonrasına IŞİD’e karşı farklı konumlanan Türkiye’nin hava operasyonunun ardından radikal İslamcı terör örgütü geri mevzilere çekilmeye başladı.
Örgütün yerleşik kamplarına yönelik obüs atışlarının özellikle Soran bölgesi çevresinde yoğunlaşması dikkat çekiyor. Bu yoğunlaşmanın sebebini halen IŞİD’in elindeki Soran’ı kurtarmak olarak yorumlamak mümkün.
Zira; Soran, Şam muhaliflerinin oluşturmak istediği koridorun en önemli yeri. Aynı bölge içinde Suriyeli muhalifler de nefes almaya çalışıyor.
Soran ve çevresinin IŞİD’in elinden kurtarılıp boşaltılması halinde, bölgede IŞİD’in terk ettiği alanlara PYD’nin geçişini önlemek amacıyla muhaliflerin yerleşmesini sağlamak gerekecek.
Kaldı ki; bu bölge Kilis - Halep güzergahının kilit noktası. Soran’ın IŞİD’in elinden kurtarılıp PYD’nin eline geçmesi, Afrin - Kobani hattını birleştirmesinden rahatsızlık duyabilecek Türkiye, böylece hem IŞİD’i çekebildiği kadar geriye çekilmesini sağlayacak. Hem de koridorun da muhalifler lehine genişletilmesini planlıyor.