Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İran ile P5+1 ülkeleri arasında uzun süredir devam eden nükleer silahsızlanma görüşmelerinin olumlu sonuçlanmasıyla birlikte başlayan süreç, bölgede “kartların yeniden dağıtılması” biçiminde yorumlanıyor.
Yıllardır, Tahran’la “alt düzey” temaslarını “sessiz ve derinden” yürüten Washington, deyim yerindeyse “bir taşla birden fazla kuş” vurdu.

İlk darbe Rusya ve Çin’e
Bu süreç sonunda ABD, Tahran’ı Rusya ve Çin’den koparmayı başardı. İki devle aynı blokta yeralan İran, henüz ABD tarafına geçmese bile, en azından ortaya doğru gelmeye başladı. Bu durum, son dönemde borsasında yaklaşık 3 trilyon dolarlık zarar yaşayan Çin’de hasar yarattı.
Yüklü borsa zararıyla birlikte, yeni dönemde özellikle Orta Asya üzerinden ticaret yollarını yeniden kurmayı hedefleyen Çin, böylelikle İpek Yolu hattındaki çıkış kapısının hemen karşısında üçlü bloktan kopan İran’ı bulacak.

Irak - Yemen hattı
Bloğun diğer üyesi Rusya, İran’ı kaybetme noktasına geldi. Artık, İran’ın kırmızı çizgisi Esad değil. Tahran, Suriye’de uygun çözümün bulunması sırasında masada yerini almayı hesaplıyor. İran’ın, ABD’ye yönelik “Esad’ı al ancak bizim de masada olmamızı sağla” görüşünde olduğu yadsınamaz.
Bölgedeki Sunni yapılardan rahatsız olan ABD, İran’la barışarak Sunnilere karşı Şii kartını masaya koydu. Orta Asya’da yoğun faaliyetleri olan ABD, Orta Asya - Orta Doğu hattında artık Şii’lerin varlığından yararlanabilecek. IŞİD ve El Kaide’ye karşı olan ABD, aynı zamanda Irak’tan Yemen’e kadar Şii’lerin gücünü kullanabilecek.
Afganistan ve Pakistan’ı unutmayalım. Pakistan, nüfusunun yüzde 20’si olan 23.2 milyonluk kitleyle İran ve Hindistan’dan sonra en çok Şii’yi barındıran ülke. Keza; Afganistan’da sayıları 9.9 milyon olan Şii’ler nüfusun yüzde 29’u. Yine, Azerbaycan’ın 9 milyonluk nüfusunun yüzde 85’inin Şii olduğunu düşünürsek, ABD’nin bölgenin dinamiklerini elinde tutması kolaylaşacak.

Petrolde yeni aktör
Sürecin İran açısından önemi azımsanmayacak kadar büyük. İran, dünyadaki petrol üreticilerinin yeni aktörü olacak. Bu durumda, küresel petrol arzı ile fiyatlarında ne tür gelişmeler yaşanacağı yakın zamanda görülecek. Ülkenin yoğun petrol rezervinin serbest piyasaya dahil olmasıyla Ortadoğu’daki monarşileri ve Rusya’yı doğrudan etkilecek.

Türkiye masada olmalıydı
Bu etkilenmenin yanıtı Suudi Arabistan’dan gecikmeksizin geldi. İngiliz Times gazetesi, Suudi Arabistan’ın eski istihbarat şefi Prens Bender bin Sultan’ın gelişmelere yönelik eleştirilerine yer verirken, “Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri, ABD’nin desteği olmadan İran’a karşı askeri müdahalaye hazır olduğu” yorumunu yaptı.
İran merkezli gelişmeler, Türkiye’yi fazlasıyla ilgilendiriyor. Türkiye’nin bu masada yer alması gerekirdi. Ancak, ABD ile İran arasındaki yakınlaşma, sonbahara doğru bölgeyi daha derinden etkileyecek gelişmelere yol açacak.