Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

17 ve 25 Aralık süreciyle birlikte yasadışı telefon dinleme ile izleme iddialarının araştırılması ve soruşturulması çerçevesinde müfettişlerin emniyet, TİB ve adliyelerdeki çalışmaları devam ediyor.
Kaybolan verilerin geri getirilmesinin yanısıra, eldeki mevcut bilgilerle emniyet, TİB ve mahkemeler ile savcılıkların kayıtları örtüştürülüyor.
Örtüştürülen bu kayıtların kesinlik kazanmasıyla birlikte müfettişlerin resmi talepleri doğrultusunda emniyette yasadışı telefon dinleme iddiaları kapsamında “açığa alma” işlemleri birbiri ardına devam ediyor. Açığa alınanların sayısı geçen hafta 199’a ulaştı.
HTS kayıtları
Türk insanı yaklaşık 20 yıldan bu yana “telefonunun dinlendiği, bilgisayarının izlendiği” endişesiyle yaşar hale geldi.
Ne ki; devam eden inceleme ve soruşturmalarda ortaya çıkanlara bakıldığında aksini söylemek mümkün değil.
Telefon dinleme işlemleri kapsamında gündelik yaşama giren diğer bir unsur ise “HTS kayıtları” tanımı oldu.
Suç ve suçlularla mücadelede en az iletişimin takibi ve izlenmesi kadar önemli olan HTS kayıtları, cep telefonu sistemiyle iletişim kuran “hedef kişi / kişiler”in kiminle, ne zaman, nereden nereye, kaç kez ve ne kadar süreyle görüşme yaptığını yüzde 100’e yakın sonuçla ortaya koyuyor.
Bu işlemde, sinyal ayrıştırması sonunda hedef kişinin “iletişim profilini” görmek mümkün.
Telefon dinlemelerinin dijital sistemler kullanılarak gerçekleştirildiği 1990’lı yolların sonunda herhangi bir yasal zorunluluk istemeyen “sinyal bilgilerinin takibi” uygulamasına günümüzde tıpkı telefon dinleme kararları gibi mahkeme kararıyla yapılabiliyor.
Yasal olmayan inceleme
İnsanoğlunun yarattığı her yeniliğin olumlu yanlarının kısa sürede suistimale uğrayıp dezavatajlarının ortaya çıkması, ne yazık ki; suç ve suçluların irtibatlı olduğu kişilerin tespitini kolaylaştıran HTS zincirinin takibe alınmasında da görüldü.
Yasadışı telefon dinleme olaylarının ilk araştırılmaya başlandığı dönemde, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi’nden bir heyet büyük kentlerimizden birindeki taşra biriminde denetleme yaptı. İddiaların araştırıldığı il istihbarat şubesindeki kayıtları geriye dönük mercek altına alan denetleme ekibi, şubede yapılan iş ve işlemlerle ilgili ilginç bilgilere ulaştı.
Telefon dinleme işlemlerinin yanısıra, şubede görevli bazı üst düzey yöneticilerin, aslında mahkeme kararıyla yapılması gereken HTS kayıtları incelenmesi işlemlerini yasal olmayan biçimde incelendiğini tespit etti. HTS kayıtları üzerinde yapılan incelemede bir üst yöneticinin, sekreteri ve makam şoförünün cep telefonlarını sorgulatarak kimlerle görüştüğünü tespit ettiği ortaya çıktı.
Aynı polis müdürünün kendi çocuklarının cep telefonlarını da HTS sistemi içinde sorgulattığı anlaşıldı. Ayrıca, şubede görevli bazı ara kademe yöneticilerin, birbirlerine ait telefonları sorgulayıp kimlerle, ne zaman, nereden, ne kadar sıklıkla ve kaç dakika görüştüklerini inceledikleri tespit edildi. Ayrıca, başka bir polisin kendi eşine ait cep telefonunu sorguladığı ortaya çıkarıldı.
Sorumsuz uygulamalar
Merkezden giden ekip, elde edilen belge ve bilgilerden bir rapor hazırlayıp daire başkanlığına sundu. Bu raporun ardından söz konusu kentteki taşra birimindeki işlemlerin incelenmesi amacıyla polis başmüfettişleri görevlendirildi.
Yasal olmayan biçimde HTS kayıtlarını sorgulamayı çalışma yöntemi haline getiren polis müdür ve amirleri, insanlığa faydalı olabilecek bir uygulamanın sorumsuz kişilerin eline geçmesiyle birlikte nasıl suistimale uğrayacağının bir örneğini ortaya koydu.
Asıl görevleri suç ve suçlularla mücadele olan kamu görevlilerinin, bu görevi yerine getirmek yerine kendi sekreteri, makam şoförü ve aile bireylerini, aynı birimde beraber görev yapan meslektaşlarının telefonlarını sorgulamaları, sorgulanması gereken en önemli konuların başında gelmektedir.
Bu merakın sonu cezasız kalmamalıdır.