8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar Günü etkinlikleri, Türkiye’de bu yıl daha farklı atmosferde kutlandı.
Cumhurbaş-kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “kadına şiddet, insanlığa ihanettir” sloganıyla katıldığı etkinlikler çerçevesinde; Çankaya Üniversitesi bünyesindeki Kadın Sorunları Araştırma Danışma ve Uygulama Merkezi (KADUM), Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü’nden (NEE) Doç. Dr. İlknur Yüksel Kaptanoğlu’nu konuk etti.
Kadına yönelik şiddet konularında çalışmaları bulunan Doç. Dr. Kaptanoğlu, aynı zamanda NEE ile Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ortak yürüttüğü “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi
Şiddet Araştırması”nı yürüten ekibin başında.
Kamuoyuna yansımasıyla birlikte büyük yankı bulan ve bakanlık ile enstitünün uzun süredir ortak yürüttüğü çalışma sonucunda yaklaşık
550 sayfalık rapor hazırlandı. Bu rapor, çalışma yürütülen konu başlığı altında “Türkiye’nin tamamının” fotoğrafını çekmeyi başardı. Raporun varlığı; özeti, halen TBMM’de çalışmalarına devam eden komisyona gönderilince kamuoyuna yansıdı.
Raporun genel olarak incelenmesinde olumlu sonuçlar da görülüyor. Şöyle ki; 2008’e göre kadına yönelik şiddete karşı genç erkek grubunun gösterdiği hassasiyet artıyor. Ayrıca, yine genç erkekler arasında kadına yönelik şiddeti “ataerkil düzen” ve “kadın - erkek arasındaki iktidar ilikisi” ile tanımlayanların oranı da artış gösterdi.
Kaptanoğlu’nun, Çankaya Üniversitesi’ndeki sunumunda kullandığı raporun en önemli bölümlerinden birisi, “erken evlilikler ile kadına yönelik şiddetin ilişkisi” oldu.
Ülke genelinde yapılan çalışmanın bu altbaşlığında; “evlilik yaşı ile şiddet düzeyi arasında belirgin bir ilişki vardır” tespitinde bulunuldu.
Çalışmanın “erken evlilikler” başlığındaki diğer tespitler özetle şöyle:
- Türkiye genelinde kadınların yüzde 26’sı 18 yaşından önce evlenmiştir.
- Özellikle büyük kentlerde yoksulluk, işsizlik ve diğer gerilim yaratıcı faktörlerin etkisiyle erkeklerin iktidarının belli ölçüde sarsılması ve bu sarsılmanın şiddet uygulama eğiliminin artmasında rol oynaması da farklılığın nedenleri arasında olabiliyor.
- Evlilik yaşı ile şiddet düzeyi arasında belirgin bir ilişki vardır. Fiziksel şiddet erken evlenen kadınlar arasında yüzde 48, 18 yaşından sonra evlenen kadınlar arasında yüzde 31 düzeyindedir.
- Cinsel şiddete maruz kalan kadınlar için evlilik yaşı daha belirgindir. 18 yaş öncesi evlenen kadınların yüzde 19’u, 18 yaş sonrası evlenen kadınların yüzde 10’u “cinsel şiddete” maruz kalıyor. Böylelikle, erken evlenen kadınların yarısı fiziksel ve / veya cinsel şiddetle karşılaşırken, 18 yaş sonrası evlenen kadınların üçte biri şiddet yaşıyor.
- 18 yaşından sonra evlenen kadınların yüzde 42’si yaşamının herhangi bir döneminde duygusal şiddet / istismara maruz kalırken, bu oran 18 yaşından önce evlenen kadınlar için yüzde 51.
- 18 yaş öncesi evlilik kararlarında ailelerin onayı yüzde 47 iken, 18 yaş sonrası için bu oran yüzde 42.
- 18 yaş öncesi evlilik şeklinde resmi ve dini nikah oranı yüzde 94.8, sadece resmi nikah yüzde 3.2, sadece dini nikah yüzde 1.9 olurken, 18 yaş sonrasında ise resmi ve dini nikah yüzde 95.4, sadece resmi nikah yüzde 1.6, sadece dini nikah yüzde 2.8 oldu.
- 18 yaş öncesi dini nikahı kıyan kişi yüzde 62.6’yla resmi imam, yüzde 14.6’yla fahri din görevlisi, yüzde 10.9’la tanıdık / akraba olurken, 18 yaş sonrasında resmi imam yüzde 67.1, fahri din görevlisi yüzde 13.1, tanıdık / akraba ise yüzde 11.
Bu tespitler, kanımca gösteriyor ki; “çocuk gelinlerin imam nikahını usulü bilen aile büyükleri kıyıyor” şeklindeki değerlendirmeleri boşa çıkarıyor. Bir başka deyişle, erken evliliklerde yaşanan şiddet bir anlamda devlet aracılığıyla resmiyet kazanıyor.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda yoğun çalışmaları yürüterek az da olsa olayların sayısında azalma sağlayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, toplumun en önemli sorunları arasında yeralan “erken evliliklere” yönelik acil politika / politikalar üretmesi gerekiyor.