Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD’deki “Büyük Buhran” ve İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, dünya genelinde uygulanan ekonomik modellerin değişimiyle birlikte, “Yeraltı Dünyası” olarak tanımlanan “Mafya”nın da biçim değiştirdiğini söylemek yanlış olmaz.
Al Capone’nun ortaya çıkışıyla birlikte dünyanın tanımaya başladığı mafya ve yeraltı dünyası olgusu, 1950’li yılların sonuyla birlikte bu topraklar üzerinde de etkinliğini hissettirmeye başladı.
Bu dönemde, Türkiye’de mafya nitelemesi daha çok “ünlü kabadayılar” üzerinde yoğunlaşıyordu. Dündar Kılıç, Kürt İdris, Oflu İsmail, İnci Baba gibi isimler “kabadayılık” adı altında 12 Eylül’e kadar çeşitli suç organizasyonları içinde yer aldılar.
Kabadayılar, faaliyetlerini İstanbul merkezli olarak silah, içki ve uyuşturucu madde kaçakçılığı, dönemin ünlü gazino ve eğlence merkezlerinden haraç alma üzerine yoğunlaştırdılar. Elbette, bu yoğunlaşma içinde devlet yönetiminin ünlü simalarının desteğini yadsımamak gerekir.
Ne ki küreselleşmenin taban sağladığı liberal ekonomik düzenin dünyanın neredeyse tamamında (Çin, Kuzey Kore, Küba hariç) devlet yönetimlerince tercih edilmesi ve “tek dünyaya doğru gidiş” politikaları, 1990’ların sonundan itibaren mafyanın da evrimleşmesini sağladı.

Mafyadan suç örgütüne geçiş
Günümüzde, geçmişten gelen klasikleşmiş kabadayılık ve kaçakçılık işlerini kısmen tasfiye eden mafya grupları, endüstriyelleşmeyle birlikte “organize suç örgütü” kimliğine büründü.
Artık, çoğunlukla büyük kentlerde yaşayanların yabancı olmadığı “organize suç örgütü” kavramı, gündelik hayatın her anında birey ve toplum üzerinde varlığını fazlasıyla hissettirmeye başladı.
Son yıllarda organize suç örgütlerinin gerek yapısının değişmesi, gerekse faaliyetlerinin gündelik hayatta daha çok yeşermesi ve yaşam olanağı bulması, mücadele yöntemleri ve biçimlerinin de değişmesine neden oldu. Bu değişimin en önemli faktörleri, ülkelerin uyguladığı ekonomik modeller ve yasalardaki boşlukların yanı sıra, toplumu oluşturan bireyin yaşam ve karakter profilinin değişmesi, kitle iletişiminin gelişmesi, demografik ve coğrafik değişimler sayılabilir.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün geçen yılın sonunda “Organize suç örgütlerinin faaliyetleri” konusunda yayımladığı rapor, günümüzde mafya ve yeraltı dünyasının geldiği noktayı göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

Futbol ve müzik endüstrisi
Kabadayılık sisteminden organize suç örgütüne geçiş yapan mafyanın Türkiye’deki faaliyet alanları raporda şöyle yer alıyor:
* Türkiye’de organize suç örgütlerinin, tefecilik yapan kişiler adına tahsilatlar yapıp komisyon alarak gelir elde ettikleri, ihalelerin sonuçlarına etki ederek komisyon aldıkları veya üçüncü kişiler aracılığıyla ticarete atılarak dengeleri bozdukları,
* İşadamları, gazino, bar, pavyon gibi yerlerden “koruma” adı altında para alarak gelir sağladıkları,
* Otoparklardan haksız kazanç elde ettikleri,
* Turizm bölgelerindeki otel ve barların “korku verilerek ve baskı yapılarak” el değiştirmesinden menfaat sağladıkları,
* Korku, baskı ve hile yoluyla emlak ve arazi satışlarından gelir elde ettikleri,
* Uluslararası göçmen ve akaryakıt kaçakçılığı yaparak büyük meblağlarda gelir elde ettikleri,
* Maden ve kömür ocaklarını baskı ve korku yoluyla ele geçirdikleri,
* İlaç, inşaat, çimento, demir - çelik, mermer, taşımacılık gibi sektörlerde sanayi tesislerini, fabrika ve firmaları ele geçirdikleri,
* Futbol sektöründe futbolcu transferlerini yönlendirdikleri, bahis oynattıkları, maç sonuçlarına ve kulüp yönetimlerine etki ederek spor kulüplerinin imkânlarından yararlandıkları,
* Müzik ve medya sektörlerine nüfuz ederek menfaat sağladıkları,
* Kapkaç ve gasp amaçlı suç grupları oluşturup yüksek meblağlarla gelir elde ettikleri,
* Gıda piyasasında tekel yaratarak fiyatların düşmesine ya da yükselmesine neden oldukları...

Yozlaşan ilişki
Raporda, özellikle akrabalık bağıyla oluşan organize suç örgütlerinin, Türkiye’nin nüfus ve ekonomik açıdan daha az gelişmiş şehir ve bölgelerinde de faaliyet gösterdiği bilgisine yer veriliyor.
Aynı raporda, kanımca çok önemli bir değerlendirmeye yer veriliyor:
“Organize suçların yozlaştırdığı en önemli husus, devlet ile vatandaş arasındaki güven ilişkisidir.”
Emniyet’in tespitleri ışığında, 1920’lerde Yeni Dünya’da alkol yasağı ile ilk kez resmileşen mafya örgütlenmesinin 21. yüzyılda geldiği nokta budur.