Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun erken seçim kabinesindeki en büyük sürprizlerden birisi vali kökenli İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’un İçişleri Bakanlığı’na getirilmesiydi.
7 Haziran seçimlerinden önce İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Müsteşar Sebahattin Öztürk, bu kez “veto yiyerek” yerini Altınok’a bıraktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 17-25 Aralık sürecinde İstanbul’u emanet ettiği Altınok’un İçişleri Bakanlığı’na getirilmesinin perde arkasında, “emniyet teşkilatının bu yılki terfi ve tayin sürecinde yaşanan önemli bir olayın yer aldığı” bilgisi kulislere düştü.
Büyüteç’te daha önce emniyette Gülen grubunun tasfiyesi sonrasında yeni bazı dini cemaat ve akımların hareketlenmeye başladığını aktarmıştım.
Bu yeni hareketlenmede Gülen grubu gibi Nurcu akımlardan “Okuyucular” ve “Yazıcılar” grupları ile bir dönem Gülen cemaatinin “emniyet imamı” olduğu bilinen Kemalettin Özdemir’e yakınlığıyla bilinen polislerin yeraldığı “Közcü”lerin yetki ve makam çatışmasını konu etmiştim. Özdemir’e yakın olan polisler, Osman Hilmi Özdil’in cemaatin emniyet imamı olmasının ardından tasfiye edilmişlerdi. Köz grubu, bu kez Özdil’in tasfiyesinin ardından teşkilat içinde yeniden varlık mücadelesi vermeye başladı.
Sıkıntılı terfiler
Bu çatışmaya daha sonra Süleymancılar, Menzilciler, İsmailağa Grubu’na yakın olanlar ve Kırkıncı Hoca grubu gibi cemaat ve akımların içinde yer alan teşkilat mensupları da katıldı. Tamamen makam, yetki ve güç alabilmek adına yaşanan bu geniş çatışma ortamı, kısa süre içinde daha da alevlenerek kontrol altına alınamaz boyutlara ulaştı.
Çatışma ortamında teşkilatın 2015 yılı terfi ve tayin süreci geldi.
Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in başkanlığında “Çözüm Süreci’nin sona ermesi ve yeniden başlayan PKK terörünün gölgesinde” birkaç kez toplanan EGM Yüksek Değerlendirme Kurulu (YDK), bin 500 dolayında amir ve müdürü terfi ettirdi.
Terfi sonuçlarının 14-15 Ağustos’ta açıklanmasının ardından teşkilatta büyük gürültü koptu.
Çünkü, İstanbul, Ankara, İzmir Emniyeti’nde 17-25 Aralık sürecinde göreve getirilen ve Gülen cemaatine yönelik operasyonları yapan Terörle Mücadele Şubelerindeki (D) Bürosu amirlerinin haketmelerine karşın müdürlüğe terfi ettirilmediği ortaya çıktı.
Keza aynı soruşturmalarda cemaaatle ilgili önemli bilgiler vererek operasyonlar yapılmasını sağlayan “itirafçılar”ın iş ve işlemlerini takip eden İstanbul, Ankara, İzmir Emniyeti Tanık Koruma Şube Müdürleri’nin de bir üst rütbeye terfisinin yapılmadığı anlaşıldı.
Yine cemaate yönelik operasyonlarda görev alan bazı kentlerin emniyet müdürlükleri bünyesindeki Mali ve Organize Suçlarla Mücadele Şubeleri’ndeki müdür ya da müdür yardımcılarının terfilerini alamadıkları görüldü.
Emniyet kazanı kaynıyor
Teşkilatta iki haftadır kaynayan dedikodu kazanlarında, “Gülen cematine yönelik operasyonları yapanların ‘kasıtlı’ olarak terfilerinin verilmediği” ve “Cemaate yönelik operasyonlarda kesinti yapılmak isteniyor” iddiaları seslendiriliyor.
Terfi çalışmalarında halen görevde olan iki önemli daire başkanının kurula sunduğu özel dosyaların etkili olduğu iddiası var.
Terfileri görüşülen bazı polis amir ve müdürlerin özlük dosyalarındaki “geçmişte kaldıkları otellerin kayıtları, namaz kılıp kılmadıkları ve alkol alıp almadıklarının” değerlendirildiği ifade ediliyor.
Kaldı ki; Personel Dairesi Başkanı Eyyüp Kınacı’nın il emniyet müdürlerine kendi e-posta adresinden gönderdiği talimat yazısında, terfisi gelen personel hakkında “fişleme” benzeri kayıt hazırlanıp gönderilmesini istediği kamuoyuna yansımıştı.
İşte bu gelişmeler ışığında hazırlanan “terfi listeleri” İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk tarafından iki hafta önce imzalanarak yürürlüğe konuldu.
Özellikle Gülen grubunun soruşturmalarında görev alan polis müdürlerinin terfi edememesi, “Cemaatle mücadele edilecek” talimatını bizzat veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’na çeşitli kanal ve ortamlarda iletildi.
Bir süredir cemaat ve akımların teşkilat içinde mücadelesini ve terfilerde sorun yaşanmasını engelleyemeyen Öztürk, Erdoğan’la olan yakınlığına karşın liste dışı kalarak bakanlığa veda etti.
Vali’nin talimatı merkezden döndü
Ayrıca, terfilerin yanısıra yine merakla beklenen tayinlerde ilginç bir süreç yaşandı. Terfilerin yarattığı sıkıntılı ortamda hazırlanan tayin listeleri, yeni kabinenin belirlendiği saatlerde Emniyet Genel Müdürlüğü’nde hazırlanarak kabine değişikliği olmadan Öztürk’ün imzasına sunuldu. Öztürk, yeni bakanı beklemek yerine kendisi “acilen” imza atarak tayinlere onay verdi.
Bir de Ankara’da yaşanan bir gelişme var.
17-25 Aralık sürecinin ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde göreve getirilen ve son terfilerde 1. sınıf emniyet müdürü yapılan 3 polis müdürü, geçen hafta Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar’ın talimatıyla ilişik keserek görevden ayrıldı.
Ancak, söz konusu 3 emniyet müdürü, bu kez Emniyet Genel Müdürlüğü’nden Ankara’ya verilen talimat sonrasında aynı gün yeniden göreve başlatıldı.
Emniyet teşkilatında ilginç olaylar yaşanıyor.
Ancak gözardı edilmemesi gereken önemli bir durum oluştu.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleştirdiği terfilerden rahatsız olduğu bilinen Selami Altınok’un İçişleri Bakanı olması, masadaki kartların yeniden dağıtılmasını sağlayacak.
Personeli arasında “adaletli ve samimi” olmakla bilinen yeni bakan Altınok’un önünde belli bir süre var.
Altınok’un, bu süre içinde yanlışlıklarda parmağı olanlar hakkında gereğini yapacağı belirtiliyor.
Yeni ekip beklentisi
İstanbul’da görev yapmasına karşın, Ankara’daki Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yaşanan “organizasyonlar”ın hepsinden haberdar olan Altınok, büyük olasılıkla kendisine yeni bir görev ekibi oluşturacak.
Şimdi, hükümetin önünde yapılacak çok önemli bir atama daha var:
Seçim sürecini, terör örgütleriyle mücadeleyi ve teşkilatı iyi idare edebilecek yeni İstanbul Emniyet Müdürü’nü bulmak.