Hükümet ile Fethullah Gülen cemaati arasındaki gerilim sürüyor.
17 Aralık’ta rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla başlayan süreçte hükümet hemen karşı atakla cemaate yakın olduğu bilinen bürokratlara görevden el çektirmeye başladı. Yasal düzenlemeler için düğmeye basılırken, kabine yenilendi.
Tam da bu sırada, İstanbul’daki 2. soruşturmayla çatışma ortamı “tavan” yaptı. Hükümete yakın kaynaklar Erdoğan’ın seçimlere kadar yeni bir “dalga” hareketinin gerçekleştirileceği beklentisi içinde olduğunu açıkça dile getiriyorlar.
Süreç bu kadar bir şiddetli çatışma ortamıyla devam ederken, Hatay’dan gelen haberle tansiyon tavan yaptı.
MİT’in Suriye’ye silah taşıdığı iddiasının gündeme gelmesinin ardından gerek Başbakan Erdoğan, gerekse yeni İçişleri Bakanı Efkan Ala birbirinden sert açıklamalarda bulundu.
Bakan Ala, şüpheli TIR’la ilgili kamuoyuna “devlet sırrı” değerlendirmesini ortaya koydu.
Bu açıklamadan sonra Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’in imzaladığı talimat yazısı ve olay yerine giden Kırıkhan Cumhuriyet Savcısı’nın hazırladığı olay yeri tutanağı sosyal medya üzerinden kamuoyunun gündemine yerleşti.
Herkes kendince haklı...
Yeni yılın ilk günü yaşanan bu olayın sıcaklığı halen etkisini koruyor.
Kamuoyuna yansıyan olay yeri tutanağına göre, TIR’ı takip eden araçtaki MİT personeli, jandarma tarafından durdurulduğunda TIR’daki malzemelerin “devlet sırrı” niteliğinde olduğunu söyleyerek, arama yapılamayacağını kaydetti.
Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcısı, bu durumu özel yetkili Adana Cumhuriyet Savcısı’na bildirdi.
Özel yetkili Adana Savcısı da gerekli güvenlik önlemlerinin alınması ve aramanın kendisi gelmeden yapılmaması talimatı verdi.
Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’in personelin MİT mensubu olması ve usulüne uygun izin alınmadan alıkonulmalarının cezai yaptırım nedeni olduğu talimatıyla adli kolluk görevini yürüten jandarma olay yerinden çekildi.
TIR’la ilgili işlem yapan polis ekipleri görevlerinden el çektirildi.
Hatay karıştı, Ankara karıştı...
Ortaya çıkan belgelere göre, yasal açıdan bakıldığında Vali Lekesiz kendince haklı, MİT kendi personelinin yargılanma koşulları konusunda haklı, savcılık, ihbar üzerine adli işlemlerin yerine getirilemediği konusunda haklı. Kaldı ki adli olarak savcıya, idari olarak mülki amire bağlı olan adli kolluk birimleri de kendilerince haklı.
Hatay’da tam bir hukuk karmaşası yaşandı.
Gerçekten, MİT bir örtülü operasyon gerçekleştiriyor olabilir; bu durum tartışmaya açıktır. Ancak, ortada net olan tek durum ise “devlet sırrı” konusudur.
Kozmik Oda’yı hatırlayalım
Suriye’ye giderken durdurulan TIR’ın arama yapılmaksızın serbest bırakılması, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddialarının araştırıldığı “Kozmik Oda” soruşturmasını akıllara getirdi. Bu soruşturmada, Genelkurmay Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki iki kozmik odada hâkim kararıyla arama yapılması için mahkemeden karar çıkartmıştı savcılık.
Genelkurmay Başkanlığı’nın bu karara itirazına karşın mahkemece verilen kararla birlikte iki kozmik odada günler süren arama yapılmıştı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, “devlet sırrı da olsa konusu suç teşkil eden yerlerin hâkim tarafından aranabileceği, aksine düşüncenin devlet sırrı kavramının arkasına saklanılarak suç delillerinin gizlenmesi ve bilahare yok edilmesine zemin hazırlandığını akla getirebileceği, faillerin soruşturma ve kovuşturmadan kurtulması sonucunu doğurabileceği, bu durumun hukuk devleti ilkesine olan güveni sarsacağı gibi kurumların da zan altında kalmasına sebebiyet verebileceğine” karar vermişti.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 47 ve 125. maddelerinde hâkim tarafından devlet sırrı niteliğindeki belgelerin incelenebileceği belirtiliyor.
Bu örnek de gösteriyor ki Hatay’da, mahkemeden karar alınarak, olay yerine hâkim davet edilseydi, kaosun yaşanmasının önüne geçilebilirdi.
Bu yapılamayınca, kamuoyunda, “Kozmik Oda’yı arayan hukuk, TIR’ı arayamadı” algısı oluştu. MİT, zan altında kaldı.
TIR’a yönelik ihbarla ilgili olarak değişik iddialar ortaya atıldı. Kimileri “paralel devlet”ten, kimileri polisten söz etti. Elbette, bu olasılıklar değerlendirilebilir.
Bu noktada Ak Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik’in, MGK kararlarının gazeteler aracılığıyla kamuoyuna yansımasına yönelik, MİT’i işaret eden değerlendirmelerini anımsamakta fayda var.
Ayrıca, Emniyet İstihbaratı’nda geçen cuma yapılan müdür tayinlerini de Hatay’daki olayla bağlantılı olarak değerlendirmekte fayda vardır. Sinyaller bu şekilde geliyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024