Fenerbahçe – Beşiktaş derbisinin sonucu iki tarafa da yaramadı. Fakat iki kez geriden gelmesi, deplasmanda oynaması ve oyun üstünlüğünü elinde tutması açısından Beşiktaş’ın nispeten daha kârlı çıktığını söyleyebiliriz.
Gerçekten de oyuna iyi başlayan taraf Beşiktaş’tı. Fakat Fenerbahçe’nin öne geçmesi, siyah- beyazlıların bütün dengelerini bozdu. Hem oyun hem de mental anlamda dağılan Beşiktaşlı futbolcular, Josef’in golüyle yeniden canlansalar da bu durum kısa sürdü. Vida’nın büyük hatası Fenerbahçe’nin yeniden öne geçmesine neden oldu.
Önder Karaveli’nin ilk yarıda çok etkisiz kalan Can Bozdoğan’ın yerine Oğuzhan Özyakup ile ikinci yarıya başlaması Beşiktaş’ın futbolunu dolayısıyla da oyunun genelini etkiledi. Geçen hafta sonradan oyuna dahil olup başarılı bir performans sergileyen Oğuzhan, Fenerbahçe derbisinde de takımının oyununa pozitif etki yaptı.
Gerçekten de ikinci yarıya iyi başlayan ve devre genelinde daha iyi olan taraf Beşiktaş’tı.
UEFA Avrupa Ligi’nde, Şampiyonlar Ligi ayarında bir gruptan lider olarak çıkan Galatasaray, Spor Toto Süper Lig’de yara almaya devam ediyor. Dün akşam da kendi sahasında Medipol Başakşehir ile berabere kalan sarı- kırmızılılar, galibiyet hasretini altı maça çıkarttılar.
Medipol Başakşehir maçında bir kez daha görüldü ki, Galatasaray’ın en büyük problemi üretkenlik. Bu problemin kaynağı da orta sahaya dayanıyor. Berkan ve bu maçta görev almayan Taylan, üretkenlik anlamında çok verimli değiller. Bu durum Cicaldau’yu da olumsuz etkiliyor. Rumen futbolcu, bu orta saha kurgusunda adeta heder oluyor. Cicaldau’nun daha ofansif anlamda değerlendirildiğinde neler yapabileceğini İstanbul’daki Marsilya maçında hep beraber gördük.
Galatasaray, orta alanı Melo ve Fernando türü bir oyuncuyla dolduramamanın sıkıntısını uzun süredir çekiyor. Sarı- kırmızılıların bu bölgeye iyi bir transfer yapmaları şart. Üzerine yoğunlaşılan Gedson Fernandes bu soruna çözüm olur mu, tam olarak bilemiyorum.
Bekler, diğer
Arka arkaya alınan kötü sonuçların ardından Sergen Yalçın’la yollarını ayıran Beşiktaş, bu sezon sıkça karşılaştığı senaryoyu Kayserispor karşısında da yaşadı. İki kez yenik duruma düşen ve taraftarların başladıkları protestolarla gardı iyice sarsılan siyah- beyazlılar, Önder Karaveli’nin 74’de yaptığı iki değişikliğin ardından müthiş bir geri dönüşe imza atarak beş maç aradan sonra yeniden üç puanla tanışmalarının dışında aslında hayata da geri döndüler.
Öncelikle Önder Karaveli’nin doğru bir on bir ile maça başladığını belirtmek gerekiyor. Nitekim bununla doğru orantılı olarak Beşiktaş da maça iyi başladı. Fakat siyah- beyazlılar, rakibi kendi yarı sahasında karşılayarak takım halinde iyi kapanan ve kaptığı toplarda hızlı çıkışlarla gol bulma üzerine oyun planını kuran Kayserispor karşısında hücumda çok verimli olamadılar.
Beşiktaş adına akılda kalan en önemli pozisyon olan Batshuayi’nin 32’deki şutunun ardından Kayserispor, siyah- beyazlıları istediği ivmeye düşürdü ve oyunda ipleri eline aldı. Nitekim kısa bir süre sonra da konuk takımın golü geldi.
Bu sezon yaşanılanlardan dolayı mental açıdan da ciddi problemler yaşayan Beşiktaş’ın devreye beraberlik ile girmesi,
Galatasaray – Altay karşılaşması, güzel bir mücadeleye sahne oldu. Kazanmak zorunluluğuyla sahaya çıkan Galatasaray, oyun anlamında beklemediği kadar agresif bir Altay buldu karşısında. Özellikle ilk 20 dakika sahada doğruları yapan ve oyun üstünlüğünü elinde tutan siyah- beyazlılardı. Nitekim bu süreçte skor üstünlüğünü de elde etmeyi başardılar.
Galatasaray ise özellikle orta sahada sorun yaşadı. Taylan ve Berkan’dan oluşan orta saha kurgusunda yaratıcılık anlamında sorun yaşayan sarı- kırmızılılar, Cicaldau’yu çok aradılar.
Geriden oyun kurmakta zorlanan ve çıkışlarda sıkıntı çeken Galatasaray, bunun sonucu olarak set oyunu kuramadı ve rakip kalede istediği verimliliği elde edemedi. Cim Bom, ancak kaptığı toplarda hızlı çıkışlarla ve rakip defansın arkasına atılan toplarla tehlikeler yaratabildi.
20 dakikadan sonra Altay’ın maçın başındaki performansının gerisine düşmesinin de etkisiyle Galatasaray, oyunda ağırlığını daha fazla hissettirmeye başladı. Nitekim sarı- kırmızılılar, bu bölümde Halil Dervişoğlu ile beraberliği
Yeni Malatyaspor – Galatasaray maçının başlamasına kısa bir süre kala geldi Mustafa Cengiz’in vefat haberi...
Pek çok şey anlamını yitirdi o an. Kulaklarda bir uğultu, yürekte ince bir sızı…
Nitelikli, saygıdeğer, entelektüel ve çok iyi bir insandı Mustafa Cengiz. Galatasaray tarihinin de en iyi başkanlarından biriydi. Çok emek verdi sarı- kırmızılı kulübe. Ekonomik olarak tükenmiş halde devraldığı kulübü, önünü görebilir hale getirdi.
Lakin hiç hak etmediği şeyler yaşadı. ‘’ Şimdi bunları konuşmanın zamanı değil ‘’ diyenler çıkabilir. Tanıyanlar bilirler, hesap kitap yapmam, her zaman açık bir şekilde doğru bildiğimi söylerim. Bu konuda da tavrım net, hak etmediği şeyler yaşattılar ona…
Oysa onun hayatıydı Galatasaray… Çok sevdiği Galatasaray’ın maçının başlamasına dakikalar kala vefat etmesi de kaderin bir cilvesi midir, kim bilir?
Yeni Malatyaspor maçını sorarsanız; kusura bakmayın dostlar, teknik, taktik, skor önemini yitirdi bugün…
Sayın Mustafa Cengiz’in ailesine, yakınlarına ve Galatasaray camiasına baş sağlığı diliyorum…
Ve tabii Türk sporuna da…
Bu sezon ligde ve Avrupa’da istediği sonuçları alamayan ve son olarak Şampiyonlar Ligi’nde Ajax’a mağlup olan Beşiktaş, kendi sahasında oynayacağı Giresunspor maçını bir kurtuluş karşılaşması olarak görüyordu. Sergen Yalçın’ın sahaya sürdüğü kadro da bu mücadeleyi nefes alma ve yeni bir başlangıç açısından ne kadar önemsediğini gösteriyordu.
Görünürde 4-4-2 ama sahada 4-2-4’e dönen bir anlayışla mücadeleye başlayan Beşiktaş, ilk dakikadan itibaren oyunu rakip sahaya yıktı. 15 dakikalık bölümde her açıdan üstün bir oyun sergileyen ve Giresunspor kalesini ablukaya alan siyah- beyazlılar, buldukları fırsatları gole çeviremediler.
Giresunspor’un 18. dakikada penaltıdan kaydettiği golden sonra ise maçın görüntüsü bir anda değişti. Beşiktaş’ın bu sezonki kırılgan yapısı bir kez daha kendini gösterdi ve siyah- beyazlılar gittikçe oyundan düşmeye hatta dağılmaya başladılar. Necip’in gördüğü kırmızı kart, bu dağılmanın önemli bir halkası ve
Türkiye Ligi’nde istikrarsız bir görüntü sergileyen Galatasaray, Avrupa’da daha farklı bir grafik çiziyor. Dün gece de sahasında Marsilya’yı 4-2 ile geçmeyi başaran sarı- kırmızılılar, Şampiyonlar Ligi ayarındaki bu zorlu gruptan çıkmayı garantilediler.
Taylan ve Berkan’ın aynı anda sahada oldukları Galatasaray’da Cicaldau daha ofansif bir role soyundu. Mükemmel bir performans sergileyen Rumen futbolcu, skorun 2-0’a taşınmasında başroldeydi. Özellikle ilk golde topu kapması, Feghouli’yi görmesi ve yaptığı koşu ile vuruşu harikaydı. Henüz 51. dakikada sakatlanarak oyundan çıkması büyük bir şanssızlık oldu. Umarım önemli bir şeyi yoktur ve en kısa sürede sahalara döner. Bu şekilde daha ofansif bir pozisyonda oynayan Cicaldau, Galatasaray’a çok daha fazla katkı sağlar.
Feghouli ve Kerem de başarılı performansları ile Cicaldau’ya eşlik ettiler. Kerem, ikinci ve üçüncü gollerde kalitesini ve hızını konuşturdu. Henüz çok genç. İlerleyen dönemde tecrübe kazandıkça çok daha başarılı olabilir. Bu kapasiteye sahip olduğu net olarak gözüküyor.
Feghouli, Galatasaray için çok önemli bir oyuncu. Sarı- kırmızılıların genç ağırlıklı kadrosunda Feghouli gibi kaliteli ve tecrübeli bir
Avrupa Kupaları’nda mücadele eden takımların, hafta sonu kendi liglerinde kadro rotasyonu yapmaları gayet doğal bir şey. Ancak rotasyonda kullandığınız oyuncularda sezon başından beri hiçbir gelişme olmuyor ve o maçlarda puan kaybediyorsanız bir sorun var demektir. Bu durumda ister istemez hem teknik direktörün bu oyuncuları gereği gibi hazırlayıp hazırlayamadığı hem de bu futbolcuların gerek mental gerekse de fiziki açıdan hazır olmak için bir çaba sarf edip etmedikleri sorgulanır.
Babel, çok kötü bir maç çıkartmadı. Sırtı dönük top alıp bunu kullanabilen tek, Kerem’le birlikte hücumda tehlike yaratabilecek ikinci oyuncuydu. Oyundan çıkmadan hemen önce direkte patlayan şutunu daha önceki dakikalarda da denemeliydi.
Gelgelelim bir türlü vasatın üzerine çıkamıyor Babel. Kendi rahatlığından mı, futbolun artık onu bırakıyor olmasından mı, bu haliyle takımda kendisine sağlanan rahat ortamdan mı, bilinmez…
Emre Kılınç deseniz, tamamen kayıplarda. Deplasmandaki Trabzonspor maçında attığı iki golden sonra kulübeye