SOROS var ya; şu ünlü spekülatör, emperyalizmin baş komplocularından biri, “Turuncu Devrim”lerin babası...
Soros “Ilımlı İslam”ı desteklemiş, bu amaçla sosyal araştırmalar yapılmasını finanse etmişti!
Soros şimdilerde saf değiştirmiş olmalı ki, Anadolu’da dindarlığın nasıl bir sosyal baskı yarattığını araştırtıyor!
Soros’un desteklediği Açık Toplum Enstitüsü gibi kuruluşlar daha bir yıl önce “Türban takanlar azalıyor, toplumda şeriat özlemi yok” gibi araştırmalar yaparak sinsi bir şekilde “Ilımlı İslam”a destek vermemişler miydi?!
Şimdi aynı kuruluşlar, Anadolu’da dindarlaşma olduğunu, bunun da “ötekiler” üzerinde ağır bir “muhafazakâr mahalle baskısı” yarattığını söyleyen bir araştırma yayımladılar.
Daha ilginci ikisinde de Prof. Binnaz Toprak’ın imzası var!
Soros yeni bir oyun peşinde!
Bir yıl arayla
Bir yıl önce, Prof. Binnaz Toprak, Prof. Ali Çarkoğlu ile birlikte yaptığı araştırmada “Türban takanlar azalıyor, toplumda şeriat özlemi yok” sonucuna varmış, laikçi kesimin ağır eleştirilerine maruz kalmıştı. Binnaz Toprak bundan o kadar bunalmıştı ki, Milliyet gazetesinde “Türban Tartışmaları ve Bilimsel Araştırmalar” başlıklı uzun bir makale yazma ihtiyacını duymuştu. (14 Aralık 2007)
Prof. Toprak şöyle diyordu:
“Ne yazık ki Türkiye’de toplumsal sorunlar düşünce temelli değil, kamplaşmalar çerçevesinde tartışılıyor...
Önemli olan, tartışmaktan çok, karşı tarafa gol atmak...”
Gerçekten, araştırmalara “anlama” ve “metot eleştirisi” açısından bakmak yerine “bizim kabile”ye yarar mı yaramaz mı diye bakmak... Ya da karşı kaleye nasıl gol atarız diye...
Maalesef bizde çok yaygın; hemen bütün kesimlerde.
Bu “kabile”ci zihniyet, yazımın birinci bölümünde belirttiğim ‘komplocu’ kurgulara yol açıyor; “olay” tartışılamıyor, sadece kavgası yapılıyor.
Sorunun adı?
Binnaz Toprak’ın geçen yılki araştırmasında ortaya çıkan sosyal gerçek şudur:
“Biz de, Sayın Tarhan Erdem’in araştırmasında olduğu gibi, kendini dindar olarak tanımlayanların arttığını, buna karşın Türkiye’de şeriat özlemi olmadığını, örtünmenin yaş ilerledikçe artış, 18-25 yaş arasındaki kentli gençler arasında ise düşüş gösterdiğini saptamıştık.”
O zaman Cumhuriyet gazetesi Prof. Toprak’ı eleştiriyor, muhafazakârlar alkışlıyordu... Şimdi tam tersine!
“Kale” ve “gol” vaziyetine göre!
Şu birkaç noktayı da belirtmeliyim:
- Prof. Toprak’ın yönettiği yeni araştırma laikliğin tehlikede olduğunu göstermediği gibi, bütün kesimleri de kapsamıyor. Nitekim sadece “muhafazakâr sosyal baskı”yı araştırdığı için, Alevi dernekleri, Atatürkçü Düşünce Dernekleri gibi çevrelerle görüşmüşlerdir. Muhafazakâr kalemler bu kesimlerin hissettiği baskıyı küçümsememeli ve Toprak’ı eleştirmek yerine ‘camia’ya hoşgörü değerlerini yerleştirmek için çalışmalıdır.
- Muhafazakâr kitleler üzerinde de bir “baskı” araştırması yapılsaydı, hem resmi hem toplumsal elitlerin bu kesimler üzerinde nasıl baskılar kurduğu da ortaya çıkardı. Toprak’ın araştırması bu açıdan eleştirilebilir.
- Muhafazakâr kesimlerdeki değişimin incelenmemiş olması da araştırmanın ciddi bir eksiğidir.
Netice: Yok birbirimizden farkımız; onun için herkes kendi “öteki”sine hoşgörüyle bakmayı öğrenmelidir.
Rejim sorunu yok, hepimizde hoşgörü sorunu var.
Melih Aşık
ZEHİR ZIKKIM
21 Ocak 2025
Zafer Şahin
10 maddede yeni yargı reformu
21 Ocak 2025
Ali Eyüboğlu
Bitmeyen kan davası!
21 Ocak 2025
Eren Aka
Marmara Denizi’ni kurtaralım! Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükakın’dan musilaj uyarısı
21 Ocak 2025
Çağdaş Ertuna
Usta yönetmenden iki ülkede fotoğraf sergisi
21 Ocak 2025