Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Halkın bilinçaltına gönderdiği mesajlar yoluyla Augustus’un dünyayı ele geçireceğine ve tanrı Apollon’un yeryüzündeki temsilcisi olduğuna inanılırmış. Hatta Augustus, günün birinde falcı Theogenis’i ziyarete gittiğinde falcı bir anda ayağa fırlamış ve Augustus’un tüm dünyayı idare eden büyük bir kral olacağını söyleyerek önünde diz çökmüş…”

Bir soru: Roma’nın ilk imparatoru olan Augustus’un günümüzde bilinen en ünlü hayranı kim?

Zuckerberg imparatorluğunu kuruyor

Yanıt: Mark Zuckerberg.

Facebook’un kurucusu Zuckerberg, geleceğe yönelik akıl dışı işlerin altına imza atarken, geçmişe tutunmanın değerini oldukça iyi bilen isimlerden.

Haberin Devamı

Bu yüzden olsa gerek yeni bir dünya kurmaya soyunduğu “meta” projesinin ismini de geçmişten, Yunanca bir kelimeden ilham alarak belirledi... Yunanca’da “ötesi” anlamına gelen “meta”dan yola çıkan genç dolar milyarderi, internette yeni bir sayfa açarak tüm insanlığı sanal dünyada yaşatmaya kararlı.

Son üç günden bu yana “meta” nedir, ne değildir; konuyla ilgili birçok detay tüm dünyada enine boyuna tartışıldı.

Övgü dolu tepkiler çoğunlukta.

Bununla beraber, insanları gerçek hayattan koparacak olan bu kararlığına karşı ona soru işaretiyle bakanların sayısı hiç de az değil.

Ancak Zuckerberg, Facebook ile tüm dünyayı adeta birbirine bağlayan çok gelişmiş bir sistemin yaratıcısıydı. Ve şimdi çatlak seslere meydan okurcasına “meta” operasyonuna imza attı. Böylece bu yeni ve bir o kadar da sanal olan dünyanın kurucu imparatoru olmaya aday olduğunu açıkça gösterdi.

Bu kararlılığı ve gücü aldığı yeri aslında çok uzakta aramaya gerek yok.

Geçmişten örnek aldığı neredeyse tek isim olan Roma İmparatorluğu’nun hükümdarı Augustus’un yaptıklarına ve felsefesine bakıldığında, genç milyarderin neden bu isimle özdeşleşmek istediği açıkça görülebilir.

İngilizce’deki august (ağustos) ayı, adını imparator Augustus’tan almakta.

Kızına “August” ismini verecek kadar, geçmişteki bu güçlü imparatorun hayranı olan Zuckerberg ile Augustus ikilisi denildiğinde öne çıkanlar, hayali kurulan yeni dünyayı anlamamızda bizlere de yol gösterebilir.

Haberin Devamı

En önemli figürdü

Fik Meijer, “İmparatorlar Yataklarında Ölmez” adlı eserinde Augustus’tan bahsederken şunları yazıyor:

“Augustus kuşkusuz Roma tarihindeki en önemli figürdür, çünkü cumhuriyete sonsuza kadar noktayı koymuş ve tek bir gücün hakimiyetine dayalı ‘Principatus’ dönemini başlatmıştır. Ayrıca birçok ilginç fikirle dolu kapalı bir kutuydu; eleştirildi, yüceltildi, yerildi ve beğenildi. İleriki yıllarda, Augustus gücünü düzenli şekilde artırdı ve cumhuriyet geleneğine göre kendisini sıradan Romalıların çıkarlarının koruyucusu yapan ‘tribunus’ yetkisini de eline aldı. Augustus daha hayattayken, Roma’da onu bir tanrı gibi görenler vardı. Augustus 40 yıl tahtta kaldı. Bu, benzeri görülmemiş bir süreydi ve yarattığı sistemin istikrarına katkıda bulundu.”

Barış ve zenginlik

Dünyaca ünlü işletme okulu ABD’li Wharton’un hazırladığı “CEO’lar Roma İmparatorlarından Ne Öğrenebilir?” dizisinde ise Augustus ve Zuckerberg ikilisine vurgu yapılarak, şu noktalara dikkat çekiliyor:

Haberin Devamı

“Bir kere ikisi de kurucular. Mark Zuckerberg, Augustus’u yüzyıllarca hüküm süren bir imparatorluğun kurucusu olduğu için çok takdir ediyordu. Augustus’un imparatorluğun yapabilecekleri hakkında geniş bir vizyonu vardı ve bu büyük imparatorluğa barış ve zenginlik getirmeyi başardı. Ayrıca bu imparatorlar kendilerinden sonra imparatorluğun nasıl devam edeceğini planlama konusunda da yeteneklilerdi. Bu her zaman başarılı olunan bir konu değildir.

Augustus 40 yıl hüküm sürdü ama en başından beri hep kendinden sonra kimin geleceğini planlamaya çalıştı. Ayrıca imparatorlar verimlilik konusunda çok başarılılar. Roma İmparatorluğu gibi tüm Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu gibi son derece büyük bir coğrafyaya hükmeden bir imparatorluğu sadece 300 bin kişilik bir orduyla idare ediyorlardı.

Roma İmparatorluğu büyümeye ve farklı ülkelere hükmetmeye başladıkça bu ülkelerin insanlarına vatandaşlık vermeye başladı. Bu da Roma’nın başarılı olmasının nedenlerinden biriydi. Böylece sadece fetheden değil vatandaşlık vaat eden konumda oldular. Bu zaman aldı ama imparatorluktaki bütün özgür insanlar Roma vatandaşı oldu. Bu durum aslında tarihin en ilerici hareketlerinden biriydi.

Augustus’un bir lider olarak CEO’ya benzer özelliklere sahip olması gerekiyordu. Çok büyük bir imparatorluğu yönetiyordu bu yüzden yanında güvendiği doğru insanlara sahip olmalıydı. Çok iyi bir istihbarat ağına ve iş ahlakına sahip olunmalıydı. Augustus Roma’da sarayında oturmadı. Yılllarca seferler nedeniyle seyahat etti, kendi bilinirliğini ve gücünü artırmak için her yerde görünür oldu. Kendisinin ve ailesinin varlığı tüm Roma dünyasında her yerde hissediliyordu. Paralarda, heykellerde, şehirlerin dört bir yanında onu görebilirdiniz. Ve aynı büyük şirket yöneticileri gibi her an önemli kararlar vermek zorundaydı. Yani filmlerde görüldüğü gibi hayatı ziyafetlerde üzüm yiyerek geçen, rahat bir imparator değildi.”

Yavaşça acele et…

İmparator Augustus’un uzun saltanatı boyunca adeta tek bir ‘motto’su vardı: “Festina lente” yani “yavaşça acele et”. Bir şeyi yapmanın en hızlı yolunun, onu ilk seferinde doğru yapmak olduğuna inanırmış.

Şimdi yanıt verilmesi gereken soru şu: Acaba Zuckerberg, ilk seferinde doğru yapmanın yolunu bulmuş olabilir mi ve durum böyle ise genç milyarderin sanal dünyadaki imparatorluğu Augustus kadar uzun olacak mı?