Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye Avrupa’nın  toplama kampı olamaz

Kemal Kılıçdaroğlu

Malatya

7 Haziran seçimleri öncesinde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adına en çok tartışılan konu vatandaşa sunulan vaatlerin kaynağıydı. O dönemde yaptığımız sohbette CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldikleri taktirde Ortadoğu’ya barışın geleceğini, ticari ilişkilerle de 50 milyar dolarlık kaynağın geleceğini ifade etmişti. Seçimler bitti, hükümet kurulamadı. Sıra 1 Kasım seçimlerinde... Ve Ortadoğu sorunu bırakın düzelmeyi, daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hal aldı.

Haberin Devamı

Seçime bir hafta kala yine CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile birlikteyiz. CHP’nin Türk Hava Kurumu’ndan (THK) kiraladığı özel uçak ile İstanbul’dan Malatya’ya doğru yola çıkıyoruz. Gidiş ve dönüş yolunda yaptığımız sohbette “Suriye” konusu öne çıkıyor.

3 milyar euro’luk yardım, Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve vize muafiyeti ile gündeme gelen mülteci pazarlığı konusunda Kılıçdaroğlu’nun endişeleri var.

Kılıçdaroğlu, “Dikkatli olmalıyız” diyerek şu mesajı veriyor: “Türkiye, Avrupa’nın “toplama kampı” değil, olmamalı. Bunu kabul edemeyiz. Bırakın 3 milyar euro, AB ülkeleri 13 milyar euro verse, Türkiye toplama kampına dönüşmemeli. Bu teklif gururumuzu incitiyor. AB, “Biz parayı verelim, siz Suriyelileri barındırın” diyor. Bu kabul edilebilir değil. Ayrıca etik bir öneri de değil.

Bu noktada, AB ile vizenin kaldırılması karşılığı imzalanan “geri kabul anlaşması”nı hatırlatıyoruz...

“AKP, bu konuyu TBMM’ye getirdiğinde de karşı çıkmıştık, engel olamadık.”


Çözüm yolu ne olmalı?

Peki, 2 milyon Suriyeli ölüm korkusuyla çareyi Türkiye’ye sığınmakta buldu. Avrupa’ya gitmek isteyenlerin sayısı da çok fazla. Bunun çözüm yolu ne?

“Biz iktidara gelirsek, önceliğimiz Suriye’de iç barışın sağlanmasına katkıda bulunmak olacak. Ülkede barış ortamı sağlandıktan sonra ülkemize sığınan Suriyeliler kendiliğinden dönecektir.”

“Suriyelilerin Türkiye’ye sığınmasının ardında AKP’nin yanlış dış politikası yatıyor” diyen CHP lideri, “Suriye’de çatışmanın taraflarından birini desteklemek bizi Ortadoğu bataklığına sürükledi. Fatura giderek ağırlaştı. İktidara gelirsek ilk işimiz, Suriye’ye Türkiye üzerinden silah gidişini durdurmak olacak. Oradaki radikal örgütlerle ülkemizin bağını keseceğiz. Ardından barışın sağlanması için çalışacağız” diyor.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu bu noktada 24 Ağustos 2012’de dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a Suriye konusunda bir mektup yazdığını hatırlatıyor:

“Suriye’de barışın sağlanmasına katkıda bulunulması amacıyla ABD, Rusya, AB, İran, Arap Birliği ve Türkiye’nin biraraya gelmesi için adım atılmasını önermiştim. Bu önerimizi dikkate almadılar. Rusya, aynı çerçevede çağrı yapınca tıpış tıpış Cenevre’ye gittiler.”

“Son sürpriz gelişme, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Beşar Esad’ı kabul etti. Yorumunuz?”

Kılıçdaroğlu net yanıt veriyor:

“Bu buluşma, AKP hükümetinin Suriye politikasının çökmesidir.”

Sorunun çözülmemesi halinde Türkiye için ciddi tehlikeleri de beraberinde getireceği tespitini yapan Kılıçdaroğlu, şunları belirtiyor:

“Türkiye’de kalış süreleri uzarsa 3-4 yıl sonra Suriyeli yer altı dünyası güçlenebilir. Uyuşturucu ticareti ve kullanımı yaygınlaşabilir. Sosyal dokumuz bozulabilir.”

Haberin Devamı

Türkiye Avrupa’nın  toplama kampı olamaz

‘Gerekirse yabancıdan 5 yıl vergi almayız’
İktidara geldiklerinde Türkiye’de katma değerli üretime dönük yatırımları teşvik edeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Kişi başına 25 bin dolarlık milli gelir, 500 milyar dolarlık ihracat, Türkiye’nin dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmesi hedefine başka türlü ulaşılmaz” diye konuşuyor.
“Gerekirse yabancı yatırımcıdan 5 yıl vergi almayız” diyen Kılıçdaroğlu, bir de örnek veriyor:
“Bir ara Türkiye’de chip üretimine dönük yatırım planı gündeme geldi. Bunun için devletin nakit desteği talep edildi. Biz iktidarda olsaydık çıkarır 1 milyar doları bu yatırıma nakit teşvik olarak verirdik.”
3’üncü havalimanı kredisine bakış...
İstanbul’a 3’üncü havalimanının gerekli olduğunu ve projeye itirazları olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, geçen haftaki 4.5 milyar euro’luk kredi anlaşmasını anımsatarak, bir konuya dikkat çekiyor: “Kredinin çoğunu kamu bankaları üstlendi. Neden yabancı banka yoktu?”
‘Bizim formül her derde deva’
CHP’nin başlattığı 1.500 liralık asgari ücret önerisi, bu seçimlerde benimsenmiş görünüyor. Üzerinde veren de var, bu rakama yaklaşan da... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “AKP, 1 Kasım’dan sonra asgari ücreti 1.300 liraya yükseltme vaadi veriyor. Yalnız, onların modelinde yük işverende kalıyor. Biz asgari ücreti vergi ve primden muaf tutacağımızı taahhüt ediyoruz. Bizim formülde 1.500 lira vergi ve SGK priminden muaf olacak. Bu, asgari ücretliye de, yüksek maaş alana da yansıyacak” diyor.
‘Bankalara iyilik yapıyoruz’
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşın sırtındaki birikmiş kredi kartı ve tüketici kredisi faizi yükünün en az yüzde 80’ini silme planını bir bankacının önerisiyle gündeme getirdiklerini bir kez daha hatırlatarak şu yorumu yapıyor:
“Türkiye’de 8 milyar liralık alacağını varlık yönetim şirketine 2 milyar liraya satan banka olduğunu biliyoruz. Bırakın faizin bir bölümünü silmeyi, ana parasının da bir bölümünden vazgeçebiliyor bankalar. Hal böyle iken vatandaşın kredi kartı ve tüketici kredisi borcunun faizinin en az yüzde 80’ini neden silmeyelim? Bizim bu planımız sadece vatandaşı değil, bankaları da rahatlatır.”
‘Milli eğitim ‘milli’ değil, bu bir ihanet’
AKP’nin 13 yıllık iktidarı döneminde eğitim politikasını 12 kez değiştirdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, milli eğitimin milli olmaktan çıktığını ifade ediyor.
“Bir ülkenin milli eğitim politikasıyla bu kadar oynanır mı? Bir ülkeye ihanetin kolay yolu eğitimle oynamaktan geçer” diyen Kılıçdaroğlu, iöyle devam ediyor:
“Çocuklarımızı 13 yıldır eğitim sisteminin denekleri haline getirdiler. Sokağa çıkın sorun, 13 yıldır eğitim sisteminden memnun olan bir tane anne-baba var mı?”
Annemin tatlısı: Yağlı dut kurusu
Kemal Kılıçdaroğlu ile uçak sohbetimizde konu mitingler, yoğun tempo ve beslenmeye geliyor. Kılıçdaroğlu, konu tatlıya uzandığında, annesinin, kendisi küçükken yaptığı tereyağı ile kavrulmuş dut kurusunu unutamadığını anlatıyor. “O günlerde tatlımız oydu” diyerek, rahmetli annesini anıyor. Malatya’yı gezerken çarşıda gözümüz dut kurusuna takıldığında, dönüş yolundaki sürprizimiz de ortaya çıkıyor. Kılıçdaroğlu, “lezzetle yiyeceğini” ifade ediyor.