Korona krizi dünyayı ve ekonomileri her daim siyasilerin yönetmediğini bir kez daha ortaya koydu. Neredeyse her ülke, salgının ilk günlerinde, “ekonomilerde şalter indirmeyeceğiz, şehirleri kapatmayacağız, sokağa çıkma yasağı uygulamayacağız” diye yola çıkmış olsalar da, kısa süre sonra tüm dünya bilim insanlarına teslim oldu. Ülke yönetimleri bilim dünyasının isteklerine bırakılmak zorunda kaldı.
Aradan geçen sürede virüsle savaş aşıldı, yayılma hızı azaldı. Normale dönüş başladı. Şimdi sorulması gereken kritik soru şu; “Gerçekten de hayatımız eskisi gibi olacak mı?”
***
Yaşanan bir sağlık krizi olsa da, dünyanın kontrolünün siyasilerin elinden gidiyor olması (o ya da bu şekilde), beraberinde bazı değişiklikleri ya da yeni sorunları getirebilir mi?
Ekonomileri çok güçlü ülkelerin bile salgında krize girdiğinden yola çıkarsak, normale dönüşle, sadece “ekonomik” sorunlarla yüzleşmek zorunda kalınmayacak. Her ülke “siyasal”, “sosyal” ve “psikolojik” stres testlerine de hazır olmalı.
Tüm dünyada genci, yaşlısı; “Bu virüs bize söylendiği kadar çok ölüme yol açmadı, neden bu kadar süre evde kaldık” sorusunu sormaya başladı bile.
Sadece bu da değil, üzerlerinde üç aydır yoğun baskı olan işletmeler, çalışanlar; “Neden bu kadar süre kapalı kaldık, neden işsiziz, bizi kim kurtaracak” diye seslerini yükseltiyor.
Başlarda, “Hepimiz aynı gemideyiz, zorlukları beraber göğüslemeliyiz” söylemi öne çıksa da, yaşananlar gösterdi ki; krizden esas olarak düşük gelirliler ve sosyal güvencesi olmayan kesim zarar gördü. Özellikle ABD bu keskin ayrımı çok şiddetli yaşadı. Virüs yüzünden ölen 100 bini aşkın kişinin çoğunluğu, siyah ve Latin Amerikalı göçmenlerdi. 40 milyon kişi işsiz kaldı.
***
Korona nedeniyle sosyal adaletsizlik sorunu tartışılırken, Amerika bambaşka bir krize uyandı. Minneapolis’te siyahi George Floyd, beyaz polis şiddetiyle öldü. Ardından başlayan olaylar her geçen saat daha da şiddetleniyor. Siyahı, beyazı yüzbinlerce Amerikalı sokaklarda polisle çatışıyor. Araçlar yakılıyor, binalara zarar veriliyor. Louis Vuitton, Apple, Nike ve Starbucks’ın mağazaları yağmalanıyor.
ABD’nin ırkçılık tartışmaları hiç yeni değil. Benzer olaylar ve ayaklanmalar hep yaşandı. Bu defa, bu kadar geniş çapta etkili olmasının sebebi, koronavirüs nedeniyle yaşanan “ekonomik “ve “sosyal” hassasiyetler olabilir. Ve bu tehlike sadece Amerika ile sınırlı kalmayabilir.