Başbakan Ahmet Davutoğlu ile önceki gün seçim çalışmaları için gittiği Şanlıurfa’da bir araya geldik. Davutoğlu görüşmemiz öncesinde şehirde vatandaşlarla bir araya gelip, dertlerini dinledi. Kısa süre de olsa dama oynadı.
Şanlıurfa
Seçime bir hafta kaldı. Ekonomik vaatler adeta havada uçuşuyor. 7 Haziran seçimlerinde vatandaşa vaatlerde elini sıkı tutan Ak Parti, bu kez vaat politikasında ön almak istiyor.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Biz bunun hesabını kuruşu kuruşuna yaptık. Vaatlerimizin bütçeye yükü 19.3 milyar TL olacak. Bu rakam da karşılanabilir” diyerek, vaatleri oya çevirip seçimlerden tek başına iktidar olarak çıkmanın hesaplarını yapıyor.
Başbakan Davutoğlu ile, önceki günkü Şanlıurfa mitingi sonrasında akşam saatlerinde bir araya geldik. Uzun sohbete Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Faruk Çelik de katıldı.
Türkiye’de artık siyasetin değil, ekonominin, üretimin, yatırımların, ihracatın öne çıkması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, seçimlere az bir süre kala, gördükleri ilgiden memnun olduklarını ve oyları yukarı taşımak adına çalıştıklarını ifade ediyor.
Önce su, sonra balta...
Aldığı ekonomi eğitiminin önemine değinerek, “Ekonomik altyapısı olmayan siyasetçi, siyaset altyapısı olmayan ekonomistin başarılı olma şansı az” diyen Davutoğlu, Türkiye’nin bölgedeki önemine vurgu yaptı ve dış güçlerden gelen tehditleri farklı bir dille şöyle yorumladı: “Türkiye öyle bir ağaç ki o ağaç kurumaya yüz tutsa dibine bir parça su verirler. Ama ağaç büyüyüp, gümrahlaşsa bu sefer dallarını keserler.”
“Biz statükoyu korumuyoruz, statükoyu zorluyoruz. Onun için rahatsız ediyoruz” diyen Davutoğlu, “Kendinize bir alan açıyorsunuz. O zaman da ‘Bu Türkler fazla oluyor’ diyorlar. Kimse kusura bakmasın, fazla olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Peki kimler Türklere ‘fazla oluyorsunuz’ diyor?” Başbakan, bu soruya şu yanıtı veriyor:
“Arap baharının arkasındakilere baktığınızda kimlerin rahatsız olduğunu net görürsünüz.”
Lazkiye’yi dağıttılar!
Suriye’de yaşanan gelişmeler ve artan terör olaylarını değerlendiren Davutoğlu, 3 Ekim 2010’da şimdilerde karmaşayla anılan Lazkiye’deki Türkiye-Suriye ortak kabine toplantısını hatırlatarak, şu görüşü paylaşıyor:
“2010 yılında Lazkiye’de gündem maddelerinden biri Türkiye Suriye arasındaki modelin Ürdün ve Lübnan’ı da içine alıp 4 ülkeli Levant ortak pazarını kurmaktı. Eğer bu hayata geçseydi, Beyrut bizim yatırımcılarımız için bir liman olacak, Ürdünlüler ile birlikte Akabe’de bir organize sanayi bölgesi kuracaktık. Gaziantep’ten Şam’a hızlı tren projemiz hayata geçecekti. Hatta Irak da bu projeye katılalım diye müracaatta bulundu. Bu birlikteliğin para biriminin de Türk lirası olması üzerinde anlaşmaya yakındık. Bu proje durduruldu. Levant kavramı etrafında biri DAEŞ, Irak ve Suriye’de aynı hat üzerinde Şii milisler ortaya çıktı. Bu hareketle Türkiye’nin önünü kestiler.”
Sosyal yardım çıkışı
Doğru yaptık ama biraz fazla yaptık
Asgari ücreti 1.000 TL seviyesinden, 1.300 TL’ye çıkaracağını vaat eden Ak Parti, bu yolla dağıtılan sosyal yardım tutarıyla, asgari ücret arasındaki makası açmayı planlıyor.
Yakın zamanda gerçekleştirdiği Kayseri ziyaretinde, şehirdeki organize sanayi bölgesinde 6 bin işçi arandığını ama çalışacak kişi bulunamadığını öğrenen Ahmet Davutoğlu, bu noktada sosyal yardımlarla asgari ücretin birbirine yakın olmasına vurgu yapıyor.
750 liralık sosyal yardım alan birinin bir ay çalışarak 1.000 liralık asgari ücrete çalışmama noktasına geldiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, yardımlarla ilgili olarak “Doğru yaptık ama biraz fazla yaptık... Dolayısıyla evde oturduğunda aldığı sosyal yardımlarla zaten asgari ücretin önemli kısmını sağlıyorsa gidip asgari ücretli bir işte çalışmıyor. ” diyor.
Davutoğlu, 1.300 TL’lik asgari ücretle birlikte aradaki farkın 250 TL’lerden 500 TL seviyelerine çıkacağını bunun da makası açacağını ifade ediyor.
‘İstikrar yoksa patinaj başlar’Başbakan Ahmet Davutoğlu, 10 bin dolarlık milli gelirde takılıp kalmak, bir diğer ifadeyle orta gelir tuzağına düşmemek adına Türkiye’nin acil harekete geçmesi gerektiğine inanıyor.
“12 yıl içinde birinci nesil reformlarla sağladık. Demokratikleşme, hukuk reformlarla, ekonomik reformlar, şirket kurmanın kolaylaştırılması gibi. Şimdi ya daha yukarı sıçrayacağız, ya da patinaj yapacağız” diyen Davutoğlu, “Bu sıçramayı yaptırmamız için önümüzü görmemiz lazım. İkinci nesil reformlarla anlatmak istediğim niteliksel dönüşüm” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Bölünmüş yol niceliksel bir dönüşümdür. Ama o kuşak üzerinde lojistik merkezler kurmanız, başka bir sınıfa geçtiğinizi gösterir. Eskiden transit geçiş noktasıydı Türkiye. Şimdi üretilen malların lojistik merkezlerde toplanıp uluslararası pazarlara ulaştırıldığı bir merkez olmak zorundasınız.”
Koalisyon bu kez de zor gibi!7 Haziran seçimleri sonrası çıkan tabloda, partiler arasındaki görüşmelerin ardından koalisyon çıkmamıştı. 1 Kasım seçimleri sonrasında da koalisyon hesapları yapılmaya başlarsa, bu kez durum ne olacak? Bu konu büyük merak konusu.
Bu noktada Ahmet Davutoğlu’nun verdiği ekonomiyle ilgili bir örnek, belki bize yol gösterici olabilir...
“Türkiye büyük projelere imza attı. Örneğin enerjide TANAP. (Azeri gazını Avrupa’ya taşıyacak 10 milyar dolarlık proje). Bu projede Enerji ve Dışişleri bakanlıkları önemli rol üstlendi. Enerji ve Dışişleri bir başka partide olsaydı, acaba TANAP kolay gerçekleşir miydi? Hayır... Parti başkanlarının onayını bekleseydik, hangi pazarlıklara kurban giderdi böyle projeler.”
19.3 milyar TL’lik vaat paketi
Ahmet Davutoğlu, vaatler ve ekonomik verilerle ilgili olarak şunları ifade ediyor:
“Geçen sene bütçe açığımız yüzde 0,7 idi. Şimdi daha da aşağı düşüyor. CHP ile MHP ile farkımız şu… Onlar bilmedikleri bir bütçeden hesap edemedikleri afaki vaatlerde bulunuyor. Bildiğimiz bir bütçeden hesap edebildiğimiz bütçeden neyi harcayacağımızı bilerek vaatte bulunuyoruz. Vaatlerimizin toplam maliyeti 19,3 milyar lira. Yaklaşık 20 milyar demiyorum... Tam tamına 19.3 milyar lira. Hesabını kuruşu kuruşuna yaptık. Ama CHP ve MHP’nin vaatleri 150 milyar lirayı geçiyor. Üstelik vaatlerimizdeki teşvikler bize vergi, istihdam yatırım olarak zaten geri dönecek. Birçoğu da harcama kalemi değil sosyo ekonomik tedbir.”
‘Gençlerin aylıkları bizden’
“İşverene, sen genç bir işçiyi alırsan, ona bir sene iş başı eğitimi verecek şekilde işe alırsan bir senelik maaşı bizden diyoruz” diyen Ahmet Davutoğlu, “Gençlerin boş gezmesini engellerken onlara iş başı eğitimi veriyoruz. 15-24 yaş arası 12.7 milyon gencimiz var. Bunların büyük çoğunluğu öğrenci. Mezun olanlardan ilk yıl 100 bininin maaşını biz vereceğiz. İşbaşı eğitime alıp işe kavuşturacağız. Bugüne kadar 6 aylıktı ve 110 bin kişi yararlandı bu süreyi bir yıla çıkarttık” şeklinde konuştu.
Uzun süreden bu yana ekonomi perspektifinde değerlendirmeler yapmak üzere plan yaptığını ifade eden Davutoğlu, önceki gün ekonomi gazetecileriyle Şanlıurfa’da bir araya geldi. Toplantıda Başbakan’a Mehmet Şimşek ile Faruk Çelik de eşlik etti.
Annem ‘doktor ol’ dedi, ben ‘ekonomi’ okudum
Ahmet Davutoğlu, ekonomiye yakınlığını üniversite eğitimi günleriyle bağdaştırırken, o dönem annesiyle yaşadığı bir anekdotu ise şöyle paylaştı:
“Ben öz annemi 4 yaşındayken kaybettim. Beni büyüten annem, liseyi bitirince “Tıp” okumamı istiyordu. O dönemin gençlerinin zihninde olduğu gibi benim zihnimde de “geri kalmışlığımız” vardı. “Neden biz de diğerleri gibi güçlü değiliz”i sorup duruyordum kendime. Bu nedenle sosyal bölüm okumak istedim. Üniversite tercihlerini yaparken, o dönem sanırım 14 tercih alt alta yazılıyordu. Tercihleri yaparken en üste Boğaziçi İktisadi İdari Bilimler Fakültesini yazdım. Çok yüksek puanlıydı. Geri kalanların tümüne ise tıp fakültelerini sıraladım. Anneme gösterdim, “Bak ilki hariç hepsini senin istediğin gibi tıp yazdım” dedim. Annemin gönlü oldu. Fakat ilk tercihi kazandım, böylece hem siyaset hem ekonomi okudum.”