İki günden bu yana Güneydoğu’dayız. Önce Şanlıurfa sonrasında Mardin. Milliyet olarak düzenlediğimiz “Geleceğe Yatırım, Türkiye’ye Yatırım” toplantılarında gördüğümüz tablo gösteriyor ki, bölgede çözüm süreci adına atılan adımlar ekonomik hayata bir moral vermiş durumda.
Kiminle konuşsak “burada bir sorun yok, biz hiç birbirimizden ayrılmadık” dese de içlerine gizledikleri acıların ve şiddetin dinecek olmasına seviniyorlar ama hala kızgınlar.
Demokratik haklar, özgürlük, işsizlik, fakirlik, ekonomiden sosyal ve kültürel alana pek çok farklı dalda geri kalmışlığın verdiği ‘bıkmışlık’, hiç şüphesiz bölgenin en büyük sorunu. Kalkınmanın önündeki en önemli engeller bunlar.
Teşvik ve çözüm sürecinin aynı günlere geldiği bir dönemde Türkiye’nin dört bir yanından yatırım yapmak için Urfa ve Mardin’e gelenler ise, bölge insanı için tünelin ucunda ışığın göründüğüne dair umut ışıkları.
Bölgede neler oluyor?
Urfa’da İzmirli Pınar’ın 100 milyon liralık yatırımının temel atma töreni çok yakın. Yaklaşık 2 haftası var... Urfa’da öğreniyoruz ki, Pınar’ın hemen yanındaki arazi için Eskişehir merkezli bisküvi devi Eti bir üretim tesisi kurmak için yer bakıyor. Sabancı grubunun katma değerli üretimde en önde yer alan şirketlerinden Kordsa da bu yolda. Ayakkabı üreticisi Flo, Hakan Plastik bölgede yatırım turu atanlardan... Benzer hareketlilik Mardin’de de var.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçen cumartesi günü işadamlarına seslenerek “Çözüm sürecinde bölgeyi gezdiğinizi duyuyorum. Bu turları şimdi somut yatırıma dönüştürmenizin tam zamanı” sözlerinin ardından geldiğimiz Urfa ve Mardin’deki ortam, atılan turların yakında istihdama döneceğine dair umutları artırıyor.
Siyasal tarafa bakıldığında özellikle Mardin’de seslerin çok daha gür ve korkusuz çıktığını söyleyelim.
2013 sonu kritik tarih!
Hükümetin çıkardığı yeni teşvik sisteminde 6’ıncı bölge çatısı altında “bir yatırımcı için en iyi şartların sağlandığı” bu iki şehrin şu sıralar ortak bir sıkıntısı var. Organize Sanayi Bölgesi (OSB) dolup taşan Urfa ve Mardin, ikinci hatta üçüncü OSB için altyapı ve yer çalışmalarının altına imza atıyor.
Her iki şehirde de buralardan yer alıp üretime başlamayı planlayan 200’e yakın yatırımcı sıra bekliyor. Yeni teşvik sisteminde başta vergi istisnaları olmak üzere tüm avantajlardan 10 yıl süreyle yararlanmak isteyen yatırımcıların taleplerine yetişmek için iki şehirde de hummalı bir çalışma gözleniyor. Bunun sebebi yatırımcıların 1 Ocak 2014 öncesi bu paketten yararlanma telaşı.
3 yıllık kayıp
Bu tarihe kadar teşvik alan bir yatırımcı 10 yıl avantajını cebine atacak. 2014 sonrasında teşvik belgesi alacak olanlar ise teşviğin getirdiği indirimlerden sadece 7 yıl yararlanabilecek. Yani 3 yıllık bir kayıp.
Bu yatırımlar için de yeni araziler yani OSB’ler hazırlanmalı. Ama 2013 sonuna kadar yeni kurulacak OSB’ler için bürokratik işlemlerin aşılıp sürecin tamamlanması zor görünüyor.
İşte bu noktada karmaşık ve uzun süreci kolaylaştıracak bir model beklentisi var. Bunu sadece yatırımcılar değil bürokratlar yani devlet de talep ediyor. Yeni OSB’lerin aceleye gelmemesi ve bu yatırımların göstermelik değil sağlam bir zemine oturtulması tabii ki şart. Ama yatırımcı kuyruğunu boşa çıkarmamak da çözüm süreci adına diğer bir şart.