Songül Hatısaru

Geçen hafta iş insanı Ali Kibar’ın davetiyle gittiğimiz Almanya’da, Avrupalı alıcıların Türkiye’nin Suriye’deki barışa katkısını ve mülteci politikasını yakından izlediklerini gözlemledik. Kibar Holding çatısı altında faaliyet gösteren ve Avrupa’nın 3 büyük üreticisinden biri olan Assan Alüminyum, Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenen dünyanın önde gelen alüminyum fuarı “Aluminium 2018”te sektör temsilcileriyle buluştu. Fuarda yaptığı görüşmeleri aktaran Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, Türkiye’nin Suriye’nin bölgesel barışı için yaptığı katkının bütün Avrupa’da takip edildiğini belirtti. Kibar sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradaki müşterilerimizle yaptığımız sohbetlerde Türkiye’nin büyük bir takdirle karşılandığını gördük. Bunlar, Türkiye’den mal alım tercihlerinde pozitif etki olarak ülkemiz üreticilerine yansıyacak. İdlib konusunda bir sulh sağlandı. Bu aynı zamanda, bu coğrafyadaki Türkiye algısını çok pozitif etkiledi. Cumhurbaşkanımız, Putin ve İran tarafını ikna etmesiyle inanılmaz güzel bir netice aldı. Mesela bu, Avrupa’daki müşteriler tarafından satın alınan bir başarı. Tabii bunun iş dünyasına da faydası var.”

Amerika fabrikası yolda

Türkiye’nin

10 bin dönümlük plato kurulması planlanan Antalya, turizmden sonra sinemanın da başkenti olmaya hazırlanıyor. Hollywood yıldızları da özellikle Antalya’da güneşin film çekimi için parladığı görüşünde birleşiyor.

Hafta sonu 55. Uluslararası Film Festivali için Antalya’daydım... Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve zarif eşi Ebru Türel ile, festival için şehre gelen Hollywood’un kötü adamı, özellikle ‘Dark Night’ filminden tanıdığımız Erick Roberts, ‘Terminatör 3: Makinelerin Yükselişi’ filmindeki T-X rolüyle ünlenen ABD’li oyuncu Kristanna Loken, Japonların Kıvanç Tatlıtuğ’u, Masatoshi Nagase ile yemek yedik. Yemek boyunca hepsi Antalya’nın havasının Los Angeles’a ne kadar benzediğini, film çekimi için güneşin uygun açılarından söz edip durdu.

Kırmızı halı gibi plaj

Yabancılar iklimden girince, Menderes Türel’e film stüdyoları kurma projelerini sordum. Malum yeni Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, daha ilk açıklamalarında sinema endüstrisi ve film platolarının turizm anlamdaki önemini vurguladı. Menderes Türel, “Son aşamaya geldik” derken espriyle ekledi: “Brad Pitt niye Konyaaltı plajında yürümesin! Niye filmini bizde çekmesin!”

Başkan haklı... Festival için

Türkiye yeni kabineyi yavaş yavaş tanıyor. Özellikle siyasetçi olmayan bakanlar merak konusu. Kültür ve Turizm Bakanı’nın ailesini ‘Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın’ etkinliğinde tanıdım ve çocuklarını koşulsuz sevgi ortamında “anneanne-babaanne” ekolüyle büyüttüklerini öğrendim.

Bir toplumda kültür ve sanata ilgi, çocukluktan bu unsurlar tanıtılıp bir ihtiyaç olduğu fark ettirilerek artar. Bugünün önde gelen koleksiyonerlerinin, çocukluğunda ebeveynleri tarafından “gözleri alışsın” diye sergilere, müzelere götürüldüğünü biliyoruz. Bu anlamda önemli projelerden biri de devlet tarafından çocuklara sinemayı sevdirmeyi amaçlıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın geçen yıl hayata geçirdiği ‘Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın’ projesinin ikincisi, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ile yüzlerce öğrencinin katılımıyla düzenlenen törenle hafta sonu başladı. Daha çocuklar Beyoğlu Grand Pera Emek Sineması’na gelmeden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, eşi Pervin Ersoy ve çocukları 11 yaşındaki Mehmet Reşat ve 4 yaşındaki Aslan Can ile sinemaya geldi.

Bakan makam aracından indikten sonra, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Prof. Dr Esra Ekmekçi, Bakan Yardımcısı Ömer Arısoy ve

Ekonomideki son gelişmeleri değerlendiren Koç Holding Başkan Vekili Ali Koç, "Şu an ekonomik kriz var diyecek bir durum olmayabilir" dedi. Ülkenin bu süreci minimum tahribatla atlatabileceğini belirten Koç, bunun için gerekli 'cephanenin' bulunduğunu söyledi.

Son aylarda sabahları birbirimize "Günaydın" demeden "Dolar ne oldu?" diye sorar olduk. Hatta bankacılar, "Vatandaşın dolarla bu kadar ne işi olabilir" doğrultusunda açıklamalar yaptığı zaman eleştirildi.

Vatandaş cebindeki üç kuruşun hesabını yapıyor. Peki ya ülke ekonomisine yön veren, on binlerce kişi istihdam eden holdingleri yöneten iş insanları?.. Onlar da vatandaş kadar gergin mi bugünlerde? Bunun cevabını Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç'ta aradım. Ve duruma, serinkanlı bir bakış açısıyla yaklaştığını gördüm.

Ford Otosan’da çalışan Türk mühendislerin geliştirdiği yerli kamyon F-Max için geçen hafta gittiğimiz Almanya’da Koç Holding Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç ile bir araya geldik. Almanya'nın Hannover kentinde düzenlenen Uluslararası Ticari Araç ve Yan Sanayii Fuarı'nda buluştuğumuz Ali Koç, sorularımızı yanıtladı.

Ekonomide dönem dönem inişler olduğunu, bunlardan birinin

Ford Otosan’ın Eskişehir tesislerinde yerli teknoloji ve insan kaynağıyla geliştirdiği F-MAX, daha piyasaya çıkmadan pek çok ülkeden talep görmeye başladı. Teknik olarak ‘çekici’ diye adlandırılan kamyon, ihracatta da yeni bir çekim noktası olacağını kanıtladı.

Bundan 5 yıl önce, 1.200 Türk mühendis, Ford Otosan Ar-Ge Merkezi ve İnönü fabrikasında hummalı bir çalışmaya girişti. Motoru dâhil olmak üzere tamamen yerli teknolojiyle üretilecek kamyonu geliştirmek üzere yola koyulmuşlardı. Milli kamyonun geliştirilmesinde 5 ülkede saha çalışmaları yapıldı. 900 şoför, 44 filo yöneticisiyle görüşüldü. Türk mühendisleri gece gündüz çalıştı, Koç Grubu’nun iştiraki Ford Otosan da yeni kamyon için tam 400 milyon dolar harcadı.

Teknolojik konfor

Sürücünün beklentileri doğrultusunda dizayn edilen, direksiyon tarafındaki merdivende şoförlerin terliklerini koyacağı su sızdırmaz dolabın dahi düşünüldüğü milli kamyon, 4 kıtada 11 ülkede 5 milyon kilometre teste tabi tutuldu.

Ortaya konfor, teknoloji ve verimliliğin zirve yaptığı F-MAX çıktı. Ford’un ihracatta yeni kozu olacağı anlaşılan kamyon, 2.50 metre kabin genişliği, tünelsiz orta bölgesi ve uçak tipi saklama alanlarıyla uzun yol şoförlerine

Marmaris, Dünya Ralli Şampiyonası’yla renklendi. 22 ülkeden sporcuların yarıştığı dev organizasyonun Türk ekonomisine büyük katkı yaptığını söyleyen Bakan Mehmet Kasapoğlu ‘Formula’nın da yeniden Türkiye’ye gelebileceğini belirtti.

Dünya Ralli Şampiyonası Marmaris’te bayram havası estirdi. En son 2010 yılında Türkiye’de yapılan Dünya Ralli Şampiyonası (WRC), 2016 yılında tekrar Türkiye’ye dönecekti. Ancak 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimi tüm planları değiştirdi. Sigorta şirketleri takımların Türkiye’deki sigorta risklerini karşılamak istemedi. Ancak Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) yılmadı, görüşmeleri sürdürdü. Ve 8 seneden sonra WRC Türkiye’ye dönüş yaptı. 22 ülkeden 68 otomobil ve 136 sporcunun ter döktüğü ‘Türkiye Rallisi’ bugün son buluyor. 150 ülkenin canlı izlediği şampiyonayı Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ile Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Yazıcı’yla konuştuk.

‘Ayrı bir motivasyon’

Bakan Mehmet Kasapoğlu, “8 yıl sonra Dünya Ralli Şampiyonası’nın tekrar Türkiye’ye dönmesi ne ifade ediyor” sorumuzu şöyle yanıtladı: “Bu organizasyonun 2 yıllık altyapısı var. Yaşadığımız hiçbir şey bizi yoldan geri

Mustafa Koç anısına tahsis edilen başarılı ve centilmen sporculara verilen ‘Mustafa V. Koç Spor Ödülü’nü bu yıl milli güreşçi, dünya şampiyonu Yasemin Adar aldı. Önceki gece sevgili Mustafa Koç’u en büyük tutkusu sporla andık. En büyük arzusu kadın sporcu sayısının artmasıydı. Yanımızda olsaydı, her alanda kadınları destekleyen biri olarak, güreş gibi bir dalda kalıpları yıkıp en tepeye ulaşan bir kadını desteklemekten mutlu olurdu. Ödülü alan ismin bir kadın olması, kadın sporcunun da güreş gibi ata sporu denilen bir alanda yükselmiş olması gerçekten ilgi çekici...

Ana sporu da sayılacak

Görünen o ki Yasemin Adar’ın açtığı yolda, ata sporu güreş artık ana sporu da sayılacak, diğer kadınlara örnek olacak.

Yasemin Adar, 2017’de Dünya Şampiyonu, 2016, 2017, 2018’de ise Avrupa Şampiyonu oldu, ay yıldızlı bayrağı dalgalandırdı. İşte bu başarıların ardından ilk Türk kadın güreşçimiz Yasemin Adar, toplam 200 bin TL’lik maddi ödülün yanı sıra, dünyaca ünlü tasarımcı Ivan Chermayeff’in tasarladığı ödülü, önceki akşam Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirilen tören ile Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Mustafa V. Koç Spor Ödülü Jüri Başkanı Caroline Koç’un elinden aldı. Koç ailesi üyeleri, iş ve

Irak’taki kirli savaşı konu alan Hollywood yapımı ‘Komplo’da başrol oynayan Belçim Bilgin, “Bu coğrafyaya biçilen kader, kötü denilemeyecek insanları bile kötülüğün bir parçası haline getiriyor” dedi.

Her oyuncunun hayalidir Hollywood’a gitmek. Bir yolunu bulup kapağı atanların ise üç beş saniye göründüğü kareleri izleriz.

Belçim Bilgin bu hayali gerçekleştiren oyuncu oldu. Üstelik Oscarlı efsanevi oyuncu Ben Kingsley ile başrol oynayarak. Bildiğim kadarıyla Haluk Bilginer’den sonra ilk kez Türk bir oyuncu bu kademede rol alıyor.

Hollywood filmi Komplo’yu, Bilgin’in annesi, teyzesi ve yeğenlerinin de olduğu bir ekiple Soho House’daki özel gösteriminde izledik. Bilgin filmde, olağanüstü bir performans sergiliyor.

Politik gerilim türünün önemli örnekleri arasına gireceği anlaşılan filmde gözlerinizi perdeden bir saniye alamıyorsunuz.

Tankların, füzelerin başlattığı Irak’taki kirli savaşın ardından ‘ortaya çıkan’ akbabaların, BM insani yardım programını dahi her ülkeden siyasetçisi, bürokratı ile nasıl soyduklarını anlatan soluksuz izlenen bir film yapmışlar. Iraklı tercüman rolünü oynayan Belçim Bilgin, film için Arapça ders almış. Oscarlı oyuncu Ben Kingsley’in önünde saygıyla