İlk Fırsat programıyla başta Anadolu olmak üzere çok fazla bilinmeyen üniversitelerden mezun gençlerin, Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarında bir yıl boyunca çalışmalarını sağlayan Esas Sosyal, bu gençlerin maaşlarını da ödüyor
Üniversite mezunu her üç gençten biri işsiz. TÜİK verilerine göre diplomalı işsizlik oranı yüzde 34. Anadolu üniversitelerinden mezun gençlerin iş bulması daha da zor. Başta büyük şirketler olmak üzere eleman talep edenler, adı bilinen, marka üniversitelere yöneliyor. Bundan dört yıl önce genç işsizliğinin çözümüne farklı bir bakış açısı ile katkı sağlamayı amaçlayan bir girişim başlatıldı. Esas Sosyal Kurucular Kurulu Başkanı Emine Sabancı Kamışlı’nın öncülüğünde başlayan ‘İlk Fırsat’ programı istihdamda fırsat eşitliğine odaklandı.
Çifte destek
İlk Fırsat programıyla başta Anadolu olmak üzere çok fazla bilinmeyen üniversitelerden mezun gençlerin, Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarında bir yıl boyunca çalışmaları sağlanıyor. Maaşları da Esas Holding’in girişimiyle kurulan Esas Sosyal tarafından ödeniyor. İlk iş fırsatının yanı sıra gençlere yabancı dil dahil donanımlarını geliştirecekleri eğitimler de veriliyor. Bu yıl 3’üncü dönem
Sevgililer Günü yaklaşıyor... Bugünlerde medyada pek çok aşk hikâyesi ile karşılaşacaksınız. Belki kendi anılarınız gözünüzün önünden geçecek... Belki mevcut ilişkinizin bilançosunu dökeceksiniz kendi içinizde... Aşk nedir diye sorgulayacaksınız belki... Şimdi anlatacağım hikâye, “Aşk umut ve şükürdür” diyor
Bu Özlem ile Cüneyt’in hikâyesi... Önce Özlem’i sonra da Cüneyt’i pençesine alan hastalıklarda birbirlerinin enerjisiyle yeniden hayat bulmuş iki sevgili... Cüneyt sekiz yıldır tek sözcük söylemeden bir yatakta yatsa da Özlem için dünya üzerindeki herkesten daha canlı, daha gerçek... Onunla konuşuyor, el ele uyuyor. Özlem, “Ben Cüneyt’in içinde yaşıyorum” diyor. Sarıldığında, öptüğünde Cüneyt’in nabzının yükseldiğini, iki günlük bir iş seyahatine gitse solunumunun bozulduğunu anlatıyor. Elbette onun yeniden sağlığına kavuşmasını umut ediyor, bunun için tıptaki gelişmeleri günü gününe takip ediyor. Ancak bugüne de, “Nefes alsın yeter” diyerek şükrediyor.
Bu satırları okuyan pek çok kişinin Çaba Derneği’nden tanıdığı, Maslak Acıbadem Hastanesi Başhekim Yardımcısı, tüm Acıbademlerin VIP Hasta Direktörü, göğüs cerrahı Özlem Cankurtaran anlatsın, Fenerbahçe eski Başkanı Emin
Dövizin kontrolsüz yükselişe geçmesinin ardından hükümet kiralarda TL’ye dönüşü başlatmıştı. Döviz cinsinden ödenen kiralar nedeniyle alışveriş merkezleriyle (AVM) gerilimli bir süreçten geçen perakende sektörü de böylece bir nebze rahatlamıştı. Ancak bu ara sektörde tekrar döviz tedirginliği başladı. Tedirginliğin nedeni ise geçen yılsonunda tebliğde yapılan değişiklikle ‘yerleşik yabancı firmalara dövizle kiralama yapılabilir’ kararının eklenmesiyle AVM’lerin tekrar harekete geçmesi. 2014 yılında Türkiye pazarına giren Danimarkalı ayakkabı markası Ecco’nun Türkiye Genel Müdürü Deniz Erda, son dönemde iki farklı AVM’den bu doğrultuda teklif aldıklarını belirtti. Erda, “Yanımdaki mağaza TL ile kira verirken, benim kirayı dolarla ödememi bekliyorlar. Tabii ki bunu kabul etmeyeceğimizi, gerekirse boşaltacağımızı söyledik” diye anlatıyor.
Fırsat gördüler
Tebliğde özel durumlar için yapılmış değişikliğin AVM’ler tarafından bir fırsat olarak değerlendirildiğini vurgulayan Erda, “’Yapılabilir’ demek, yapın anlamına gelmez. Bizim satışlarımız da gelirlerimiz de TL bazında. Eğer bu değişiklik, kiraları dövize çevirmek için fırsat olarak değerlendirilirse ortalık toz duman olur” diye
Ara Güler’in, içinde karanlık odasının da bulunduğu Taksim’deki apartmanı sanatçı evi olarak ziyarete açılacak
Önemli projeler çoğunlukla uzun süreli ve örtüşen ilgi alanlarının olduğu dostlukların arkasından yeşeriyor. Duayen fotoğraf sanatçısı Ara Güler ve Doğuş Grubu’nun Başkanı Ferit Şahenk’ten söz ediyorum. Ara Güler, baba Ayhan Şahenk ile yakın dosttu. Ayhan Şahenk’in portrelerinin çekimi dahil alenin sanat danışmanı gibiydi. Ayhan Şahenk’in oğlu Ferit Şahenk, pek bilinmese de fotoğraf sanatına meraklı bir iş adamı. Çok güzel manzara resimleri çeker. Zaman zaman bunları Ara Güler’e de gösterir, tavsiyeler alırdı.
Babadan miras
Babadan miras dostlukları sonradan, Türkiye’de örneğine pek rastlamadığımız bir iş birliğine dönüştü. Doğuş Grubu’nun desteğiyle, Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) ve Ara Güler Müzesi açıldı. Çocukluğunun geçtiği Güler Apartmanı da, çalışmaların tamamlanmasının ardından, örneklerini yurtdışında gördüğümüz sanatçı evi olarak ziyarete açılacak. Haberi müzeyi birlikte gezdiğimiz, Doğuş Holding Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Bahar Erbengi’den aldık. Bahar Erbengi ve grubun Sanat Danışmanı Çağla Saraç, müze turunda sorularımızı yanıtladı.
Her şeyi
Türkiye’de taksiciler Uber’e ‘şiddetli tepki’ gösteredursun şirket Avrupa’da her gün bir başka rakiple karşı karşıya geliyor. Örneğin ViaVan üçte bir fiyatı ile Uber’e kök söktürüyor. Rekabetin kazananı tüketici
Rekabet, doğru yapıldığında her zaman tüketicinin kazandığı bir serbest piyasa oyunu...
Bunu en iyi Uber örneğinde görüyoruz. Türkiye’de sarı taksilere tehdit oluşturan Uber’in kendisi şimdi başka bir savaşla karşı karşıya. ViaVan adlı dijital taksi hizmeti modeli ile Uber arasında büyük bir rekabet yaşanıyor. Londra’da kelimenin tam anlamıyla bir Uber-Viavan rekabeti var. ViaVan aynı yöne giden insanların bir taksiyi paylaşması modeline dayanıyor. Uber’e karşı en büyük kozu ise ucuz fiyat politikası...
PAYLAŞ KAZAN
Sistem aynen Uber gibi işliyor. Cebinizdeki uygulamadan ViaVan’a bağlanıp aracınızı istiyorsunuz. Sizi bulunduğunuz yere en yakın; en fazla 5-10 metre mesafeden alıyor. Bir araca aynı yöne giden en fazla üç yolcu binebiliyor. Benzer uygulama Uber’in paylaşım versiyonu Uber Pool’da da var. Ancak, Viavan’ın avantajı fiyat politikası. Fiyatları 3 pound’tan başlıyor. Uber Pool’da ise 5 pound’tan!.
ÖĞRENCİ DOSTU
Londra’da, ViaVan’ın Uber’e çalım atmaya başlamasındaki en bü
Her gün, “Bugün ne giyeceğim” stresiyle uyanmak... Senin her gün yeni bir şey giymen için durmadan süren üretim... Tükenen kaynaklar... Kirlenen denizler... Moda ömrümüzü yedi!
Kadınlar artık “başarı tarzına” geçiyor. “Özel” etkinliklerde bile aynı kıyafeti giyiyor, aldığı çantayı dört kişiyle paylaşıyor, ayakkabı sayısına değil rahatlığına odaklanıyor.
Kadınlar hiçbir şeyden çekmedi modadan çektiği kadar. 1800’lerde ‘Viktoryan style’ denilen geniş etekli elbiselerle, beli ince göstermek için giyilen korseler kaç kadının hayatına mal oldu. Çoğu metal olan bu korseler, başta metal zehirlenmesi olmak üzere tetanoz, organ yetmezliğine yol açıyordu. Nefes darlığı yaratan korseler iç organlara zarar veriyordu. Kadınlar kilo alsalar da ince belli görünmek uğruna korse bedenini değiştirmiyordu. Bu elbiselerle yerden kalkmak için dahi yardımcılarının el uzatmasına ihtiyaç duyarken, yürürken nasıl zorlandıklarını varın siz düşünün. Kadının özgürleşmesinde en büyük devrim belki de bu korselerden kurtulmak oldu.
CHANEL DEVRİMİ
Takvim yaprakları, 1940’ları gösterdiğinde Coco Chanel tayyörleriyle korse zulmüne son verdi. Siyah elbisenin tasarımcısı Chanel, korseleri hayatımızdan atarken
Havaların soğumasıyla hızlanan grip salgınına karşı vatandaşları uyaran Dr. Aytuğ Altundağ, doğru bilinen bir yanlışa da dikkat çekti
Altundağ, “Gripte sıcak süt ve balın hiçbir faydası yok, aksine zarar veriyor. Reflü, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı yapıyor, geniz etinin büyümesine ve alerjik hastalıkların artışına neden oluyor” diyor
Etrafımızdaki herkes grip. Acil servisler dolup taşıyor. Özellikle gribin ilk günlerinde yapılan müdahaleler çok önemli. Ancak doğru bildiğimiz yanlışlar sandığımızdan fazla... Mesela hastalanınca özellikle çocuklara içirdiğimiz ballı süt, bırakın iyileştirmeyi tersine hastalığı artırıcı etki yapıyor. Annelerimiz hastalanınca ilaç niyetine hani şöyle bir bardak sıcak süt ve bal içirir ya, meğer bu yanlışmış.
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, “Süt, laktik asit içerdiği için gribe iyi gelmez. Bal da çok fazla şeker içerir. Enfeksiyon sırasında bal kullanılması bu yüzden yanlış. Çok fazla şekerli gıda tüketmek virüs ve bakterilerin üreme hızını artırdığı için grip ve üst solunum yolu enfeksiyonları esnasında bal gibi aşırı şekerli gıdaları kullanmamalıyız. Hastaysak gece yatmadan önce ballı süt içmemeliyiz. Gribi hissettiğimiz anda tüm
Geçen hafta kiminle konuşsam, “Yılbaşında Bolu’dayım” dedi. Büyük şehirlerin karmaşası ve trafiğin stresinden yorulan insanlar kaçmak istiyorlar. Döviz kuru da belli bir seviyede olunca ‘fazla uzağa’ kaçılamıyor haliyle...
Zor bir yılı geride bırakıyoruz. Sosyal ve ekonomik alanda iniş çıkışları fazla olan bir yıldı. Doların ateşinin yükseldiği dönemlerde ritim bozukluğu, panik atak nöbetleri ile doktorların kapısını bile aşındırdı insanlar. Bunun etkisi midir, euro’nun 6 TL’leri yuva yapmasının mı, yorgunluk mu, bıkkınlık mı, trafik mi sebep, bilemem! Ama konuştuğum neredeyse herkesi bu sene milli sınırlar içinde gördüm. Anladığım kadarıyla kıpırdayacak, New York, Miami’lere gidecek hali kalmamış kimsenin. Ekonomi dünyasında ilk 20’nin içerisinde olan tanıdığıma soruyorum: Yılbaşında neredesiniz?
“Bolu’da bir taş ev almıştım. Onu restore ettirdik. Bolu’da karşılayacağız yeni yılı” diyor. Beyaz yakalı bir arkadaşım da, “Bolu’da bungalov evlerden kiraladık, kar, doğa, mis” deyince anlıyorum ki bu yıl trend Bolu, yurtiçinde kalış ama şehirden kaçış.
Şehir yordu
Milyar dolarlık tanıdık ile plaza emekçisi arkadaşım Bolu’da buluşunca, emin olmak için birkaç telefon daha kaldırdım. Nabız