‘Hekimoğlu’nun son bölümünde tanık koruma programındaki Özgür’ün sırrı ortaya çıktı. Hekimoğlu, teşhisi koyuyor ve abisine anlatıyor; ‘İnternet sitesinde satılan bir kimyasal var. Kadınlar için özel bir mültimineral takviyesi’... Abisi soruyor; “Neden kadınlara özel bir destek kullansın ki?” Hekimoğlu, “Çünkü hissettiği gibi yaşamak istiyor artık.” Abisi sinirleniyor ve “Ne diyorsun ulan sen?” diyor. Hekimoğlu, “Tanık koruma programına bu yüzden girdi. Yeni hayatında özgür biri olmak istiyor kardeşin” diye devam ediyor. Tedavi devam ederse, ölecek Özgür. Abi kabul ediyor tedavinin kesilmesini. Sonraki karede, abi-kardeş konuşuyorlar. “Abi, beni anlamanı beklemiyorum ki” diyor. Abi, “Anlamıyorum. Hem ne anlamadığımın önemi yok ki. Seni ne mutlu ediyorsa, onu yap.” Özgür, “Hep beraber olamayacağız artık” dediğinde abi; “Bak sen nerede olursan ol, ne olursan ol, her zaman kardeşim olarak kalacaksın. Önemli olan o” diye karşılık veriyor.
Erkan Petekkaya, Şebnem Bozoklu, İlayda Çevik, Öykü Gürman ve Ertan Saban’ın oluşturduğu kadrosuyla ‘Gel Dese Aşk’, ekrana geldi. Konusu sürükleyici, standart Türk dizi kıvamında... Yine iddialı bir meslek var. Bazı meslekler ‘yaptığını göstermek’ zorunda... İşte o zaman sorun başlıyor. Mesela yüzücü oluyor ya da atlet. Yüzecek profesyonel stilde, koşacak bir atlet gibi... Sahilde koşar gibiler. Bu dizimizde kızımız Derin (Aslıhan Malbora) konservatuvarda piyano bölümünde... Beste de yapıyor. Bir sahnede önünde notalar bayağı ‘Rachmaninov Piano Concerto’ kıvamında... Bir piyanist oturtun, ellerini gösterin, şöyle bir gidip gelsin piyanoda ya da kıza masa başı bir iş bulun.
Bir de ‘ahlak’ durumu tartışıldı dizinin.
Dizide ‘bip’lemeler var
Barlas (Ertan Saban) karısı zengin ama kendisi işe yaramaz çapkın bir adam.
Bir ilişkisinden olan kızı Bahar var. Araları kötü... İş yerine geliyor babasının... “O işi yapıyor mu hâlâ?” diye soruyor baba. Bahar, “Hangi işi?”
‘Afili Aşk’, noktayı koydu. Birçok izleyicinin “Olmaz” mesajları geliyor. Ama oluyor. Çünkü şunu hiçbir zaman unutmamak lazım dizi, sonuçta başlayan biten bir ‘ürün’dür. Bazıları hatırlanmaz bile... ‘Afili Aşk’, ekranda tek başına kalmış romantik-komedi dizisiydi. ‘Tutunamayanlar’ bir de ‘Jet Sosyete’ ile sanki ekranın tüm kötü bakışlarına, feryatlarına ve entrikalarına direniyordu.
18 dizi bağırıp çağırıyor!
Eksiği yok, fazlası vardır kesin. Şöyle bir kabataslak sayımdan sonra ortaya çıkan sayı 18... Tüm kanallardaki18 dizide yüzler gülmüyor, entrikalardan geçilmiyor, kavgalar bitmiyor, racon baş hikaye, kaçırılan çocuklar, aldatanlar, kahredenler, aile var fakat yamuk, ahlak var ama ne alaka? Ha bir de programa ilaveten ‘ajitasyon progpaganda’ da mevcut. Biraz tatlı ve tuzlu olan ‘Hekimoğlu’ ile ‘Mucize Doktor’, durum bu... “Ekran başındaki vatandaş Bunları izliyor, ne yapalım?” diyor kanal yöneticileri. Ama öyle yapımlar var
Ev ahalisi izledikten sonra, “Bu dizi tutar, neden tutar? Entrika, aile dramı, zengin-fakir ve ezilmiş karakterlerin yükselmesi var. Bütün bunları bizim izleyici sever” dedi. Sözü edilen ekran izleyicisi! Şahsen beni pek açmaz durumlar. Diziler ve filmler birer senaryo. Bazen gerçekliği, bazen hayal ettiklerimiz, bazen yüzleşmelerimizi bize sunar. Sonuçta anlatacak bir hikayesi varsa, derdini anlatabiliyorsa, izlenir. ‘Hizmetçiler’, sözünü ettiğim dizi. Bir uyarlama. Hep söylerim bizim senaristlerimiz konu mu bulamıyor? Ya da bu konuları yazacak kapasitede üreten isim mi yok? Var. Ama film gibi dizi yazınca herhalde, üretim yorgunu oluyorlar. Yeni bir senarist tipi oluşuyor ‘Uyarlama uzmanı senaristler’... Neyse konumuza gelelim...
13 karakterin hikayesi
Tam 13 karakterin ayrı ayrı ve yer yer birbirleri içine geçen hikayeleri var. Dizi ‘hikaye zengini’. Bunu ilk bölümde gösteriyor. Zenginler bir yanda, hizmetliler diğer yanda. Zenginler kendi aralarında, hizmetliler kendi aralarında. Sonra zenginler ile hizmetlilerin de
‘Hekimoğlu’na, Vahap Bey (Güven Kıraç) dahil oldu... Yüklü bir yardım yaptı, karşılığında yönetimde söz sahibi oldu. İpek, kendisine hastaneyi gezdiriyor. Vahap Bey, “Burayı şirket gibi yönetmek istiyorum. Bir iş insanı mantığıyla her şeyi idare etmek istiyorum” diyor. “Vahap Beyciğim biz burada bir şey satmıyoruz ki?” diyor İpek. Vahap, “Olur mu İpek Hanım. Siz burada sağlık satıyorsunuz. Pazarlaması çok zor olmamalı” cevabını veriyor. Sağlığı satmak... Nereden bakarsanız, oradan fotoğrafı çekilebilir bir durum olmuş.
Defile işçilerini izlemek
‘Güldür Güldür Show’da İbrahim ile Bilal’in iki ‘ayrı ideolojik kampta ev arkadaşı’ muhabbetleri vardı. Komşuları iki üniversiteli kadınla yakınlaşmaları fiyaskoyla sonuçlanmıştı. İbrahim, “Ben odamdayım, internetten defile işçisi arkadaşların yürüyüşünü izleyeceğim” dedi. Bir ‘solcu’ defileyi nasıl izler?
‘Hekimoğlu’, her bölüm farklı bir konu ve ‘misafir oyuncular’la kendini soluklandıran bir dizi. Doğrusunu söylemek gerekirse, her bölüm ‘çok iyi performans’ yapacak 3-4 karakteri bulmak hem kolay hem zor. Sanırım son bomba Güven Kıraç oldu. Temel ekipzaten güçlü ve çok iyi anlaşmış.
Kıraç, bir tık öteye götürdü.
‘Memduh Başgan’ ile kartviziti yazmıştı mesela. Şimdi Vahap Ergün olarak karşımıza geldi. Türkiye, iyi oyuncuların olduğu, uluslararası standardı yakalalayan, listesi kabarık bir ülke. ‘Hekimoğlu’ tam da bu resmi geçidi yapmaya müsait bir dizi.
Şöyle diyeyim, grup çok iyi müzik yapıyor zaten. Bir de ‘ doğaçlama’ için sahneye çıkanlar iyi olunca, ortaya acayip bir müzik çıkar.
Karısıyla tanışıyoruz!
Dizinin sürpriz karakterleri de yavaş yavaş çıkıyor. Belçim Bilgin, Hekimoğlu’nun eski karısı olarak diziye dahil olacak.
Hekimoğlu’nun geçmişi merak konusu.
Bizim ev ahalisinin en büyük sorunudur... Dijital platformda ‘Ne izlesek?’ diye dolaşıp, açık kanala döndüğümüz çok günler oldu. Nielsen
şirketi bu ‘Ne izlesem?’ durumunun halini kağıda dökmüş ve bir rakam bulmuş.
646 bin program!
Yanlış duymadınız. Nielsen araştırma şirketi geçtiğimiz ay bir rapor hazırlamış. Buna göre ABD’de dijital platform ve konvansiyonel kanallar (geleneksel) toplamında geçtiğimiz aralık ayında program sayısı 646 bin 152... Bir sene önceki sayıdan yüzde 10 fazla...
Seçmek için kaç dakika?
“Hadi bir dizi ya da film izleyelim” diye dijital platform gezintisi başladığında ev ahalisini söylediğine göre, “Bazen 20 dakika dolaşıyoruz.” Nielsen bunun da rakamını bulmuş. ABD’de dijital platformlarda program seçmek için bir izleyicinin günde harcadığı ortalama süre 7.4 dakika... Bu, yılda 45 saat yapıyor. Yani yılda 45 saatini ‘Hangi diziyi izlesem?’ diye düşünerek geçiriyor. Bizde, ‘Ayda kaç program izliyoruz, toplam ya da
ka&cce
Disney Channel’ın ergen kitlesi tarafından pek bir izlenen dizisi vardı ‘Lizzy Mc Guire’... 2001-2004 yılları arasında yayınlandı. Bizde de 2011’den itibaren ekrana geldi. Yapımda, Lizzie McGuire’ın okul ve aile hayatı arkadaş ilişkilerinin anlatıldı. Sonra bir de filmi çekildi. İkisi de iyi iş yaptı. Bir de “Lizzy Mc Guire büyümüş, olgunlaşmış bakalım ne yapacak?” diye soran yeni bölümleri çekildi. Ne olduysa, bundan sonra oldu. Disney’in platformunda iki bölümü yayınlandıktan sonra kaldırıldı. Disney özetle, “Bize uymaz, çok fazla yetişkin dizisi olmuş” dedi. Nedir bu fazla yetişkin olma durumu? Alkolün ve cinselliğin keşfi... Yani Lizzy’nin 30 yaşında Brooklyn’de iç dekoratör olarak çalışıp ve Soho’da lokanta sahibi nişanlısıyla olan hayatı, Disney için bitti. Başrol oyuncusu Hillary Duff, “Bizi bırakın, Hulu kanalına gidelim” mesajı atmış. Rakip platform yani. Disney tarafı ise “Vazgeçmiyoruz, elini yüzünü düzeltip, aileye uygun bir şekilde yeniden