Sina Koloğlu

Her akşam neredeyse haber kanallarında bir profesör görüyoruz.

193 üniversite, 150 bine yakın öğretim elemanı olunca, bu sonuç gayet doğal. Ekrana çıkmak için özel üniversitelerin kanallara, ‘Her konuda uzman öğretim üyemiz vardır’ listesi yolladığını da duymuştum. Bir yerde ekran üniversitelerin (özel olanların) kendilerini pazarlama ve reklamlarını yapma alanı da oluyor. Eleştirmiyorum, durum tespiti yapıyorum.

Sık çıkan bir iç hastalıkları uzmanı, psikiyatr ya da bir cerrahın müşterileri artmaz mı? Çok sık adı duyulan üniversite, “Nereye gitsem?” diye düşünen öğrencinin kafasını çelmez mi? Merak ettim bu üniversiteler ve öğretim üyelerinin ekran halini. Ocak ayından bu yana dört ay içinde ekranda 23 üniversite yer almış. Üniversitelerin öğretim üyelerinin ekrana çıkış sayısı ise 585... Ben ‘özel üniversitelerin’ daha baskın olduğu görüşündeydim. Liste böyle olmadığını gösteriyor. Mesela ilk
10 sırada devlet üniversiteleri var.

İlk 10’da hangileri var?

İlk 10’daki üniversiteler şöyle: 1. Marmara Üniversitesi. (yer alma sayısı 70), 2. İstanbul Üniversitesi (yer alma sayısı 67), 3. Hacettepe Üniversitesi. (yer alma sayısı 65), 4. Gazi Üniversitesi. (yer alma sayısı 48), 5. Ankara

Sandıktan yaz dizileri çıkıyor. İzlenme oranları havaların ısısına göre değişecek. Sıcak bir yaz reytingi düşürür, esintili ortamlar yükseltir.

Doktorlar eşittir şov

‘Kalp Atışı’ bir Kore dizisi uyarlaması. Sevgili Faruk abi (Faruk Bayhan) pek seviyor uyarlamaları. Bir tane daha sunuyor bizlere... Bakalım bu yaz, Öykü Karayel’le Gökhan Alkan özellikle kadın izleyicinin kalp atışlarını ne kadar etkileyecek? Orijinal adı ‘Doctors’. Malum kanalın ‘Doktorlar’ı pek meşhurdu. Dizisiyle bütünleşmişti. Bir bilinçaltı çalışması yapıldı diyebilir miyiz? Tanıtımda aşkın kalp atışlarının kendi yolunu nasıl da bulduğunu kısa ve öz anlatılmış hoş müzik eşliğinde...
Barış Pirhasan yönetmen koltuğunda,
Makbule Kosif senaryo dümeninde ellerinden geleni yapacaklardır diye bekliyorum.

Hadi bakalım!

FOX’un yeni dizisi ‘Deli Gönül’ başrollerinden mesajlar vardı. Murat Ünalmış, “Bir dizinin olmazsa olmazlarından biri ekip olabilmek ve sette uyumla çalışmaktır. Çünkü izleyici o enerjiyi her zaman hisseder. Ne mutlu ki sete çıktığımız ilk günden beri ekip olarak çok güzel bir uyum yakaladık” demiş. Laf olsun diye konuşmamış, doğru tespit. Tuvana Türkay ise; “Çok uzun bir aranın sonunda inandığım bir

Mesut Yar, Posta’da Kanal D’nin ‘Adı Efsane’nin setinde ekiparasında huzursuzluk olduğunu ve Erdal Beşikçioğlu’nun diziden ayrılabileceğini yazdı. Şöyle bir baktım duruma... Erdal Beşikçioğlu 20. bölümde projeyi bitirecek. Dizi, Cem Yiğit Üzümoğlu, Baran Bölükbaşı, Almila Ada ve diğer isimlerle ‘gençlik dizisi’ olarak yaz boyu devam edecek. Yani dört bölüm sonra Beşikçioğlu ayrılıyor.

KOPUZ ALBAY EVLENİR Mİ?

“Bak huzurevinde yaşıyorum. Bir eksiğim yok. İnan hafta boyunca, ‘Şu çocuk hafta sonu boş olsa da iki lafın belini kırsak’ diye dua ediyorum. Kopuz, yeniden evlenmelisin. Yalnızlık, bütün yediğimiz haltlardan daha zor. Yalnızlık savaştan zor.” ‘Savaşçı’nın son bölümünün en etkili sahnelerden biriydi. Albay Halil İbrahim Kopuz’a bir baba tavsiyesiydi bu... Çarpıcı bir örnekti. Ekrandaki ‘tim dizilerinin’ askerin ‘insan’ hali üzerine çeşitlemelerini önemsiyorum. Askerin insan olduğunun unutulmaması önemli. Kendisinden daima bir ‘kahramanlık’ beklenenlerin bu yalnız kalışları izleyici gözünde risklidir. ‘Kahramanın kendisine ait bir dünyası yoktur, o sadece vatanı için savaşır’a, senaryo, ‘hayır ‘itirazıyla bu cümleyi söylettiriyor. Acaba dizinin bizlere mesajı mı, yoksa Albay

Kanal D’de Ramazan ayında başlayacak ‘19’ isimli bilgi yarışmasının sunucusuyla ilgili gelişmeler var. Adı geçen isim Barış Kılıç. Kılıç, en son ‘Evlat Kokusu’nda oynadı. Proje, beklenen ilgiyi görmemişti. Oyuncu, şansını yarışma programında deneyecek. Bu yeni projede bilgileriyle sınırlarını zorlayan katılımcıların yer alacak olması ilginç.

KORE FORMATINDA YARIŞMA PROGRAMI

Bülent Ersoy, Safiye Soyman, Banu Alkan ve Burcu Esmersoy’un ‘Dünya Güzellerim’ gezi-şov programı aslında bir Güney Kore formatı. ‘Dünya Kazan Dedeler Kepçe’ (‘Grandpas Over Flowers’). NBC, ‘Better Late Than Never’ adıyla yayınlıyor. Bir uyarlaması da İtalyan RAI için yapıldı ve 22 Mayıs’ta yayınlanacak.

Bizde ise Show TV’de yayınlanacak. Yarışma, çok izlenen zaman diliminde dizilerle mücadele edecek. Dört ismin uyumu çok önemli. Samimi oldukları ve birbirlerinden rol kapmadıkları sürece, bu gezi yarışmanın izlenme şansı var.

Bizde tutmadı, Yunanistan’da tuttu

Bizde ‘Para Odası’ olarak yayınlanmıştı.

Tamer Karadağlı ve Ahmet Çakar sundu olmadı ve yayından kaldırıldı. Aynı yarışma Yunanistan’ın Antenna 1 kanalında ‘Şans Odası’ adıyla 2016’da yayınlanmaya başladı. Bugüne kadar 100 bölüm ekrana geldi. Gün birincili

‘EDHO’ (‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’) dizisinin müzikleri dikkatimi çekti. Şu an yayınlanan dizi parçaları arasında bütünüyle akustik kayıtla gerçekleşen tek dizi. Yani, bilgisayar ortamında üretilmiyor. Yerli diziler yüksek oranda ‘büyük orkestra’ havasında müzik yapar. Sanırsınız, 100 kişilik senfoni. Halbuki hepsi makine. Bu yapılanları küçümsemek anlamında söylemiyorum. Sadece ‘EDHO’nun müzikleri bu anlamda farklı. ‘İçerde’ bazı senfonik kayıtları Prag’da yaptı. ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’in kayıtları yine Prag Filarmoni’yle yapıldı. ‘EDHO’nun bir başka özelliği de dizinin türküleri ve sesleriyle gelen şöhret...

Neden orkestra?

Sadece jenerik olabilirdi ama bütün temalar akustik kayıt. Dizinin müzik direktörü Kalan Müzik sahibi Hasan Saltık’la konuştum. 80’li yıllardan tanırım. ‘Etnik müzik’ üzerine o yıllarda ilk haber ve yorumları yazanlardan biri olarak, Hasan’ın fikirlerini ve bugünlere geliş serüvenini bilirim. Çok emek verdi. Projenin müzikleri de işte o tecrübe ve birikimin eseri. Dizinin yapımcısı Raci Şaşmaz’a “Sen bana karışma, para önemli değil” diyerek, 20 kişilik orkestrayı stüdyoya sokmuş. Şöyle söyleyeyim; böyle bir kaydın maliyeti 15 bin TL’yi bulur. “Yapımcılar

Ekranda reklam sektörü eşittir inşaat demek. Ev ahalisi, “İnşaattan geçilmiyor. Galiba biz sadece inşaat yapıyoruz” diyor. Merak ettim durumu... 2016 yılınınocak ayında 6 bin 164 spot, 101 bin 410 saniye inşaat reklamı girmiş. 2017’de spot sayısı 8 bin 950’ye, saniye süresi 182 bin 123’e yükselmiş. Şubat 2016’da 12 bin 245 spot yayınlanmış. Bunun zaman süresi 290 bin 948 saniye. 2017’de durum 32 bin 214 spota çıkmış. Süre neredeyse rekor seviyede 715 bin 875 saniye... 2016’nın mart ayında 18 bin 637 spot yayınlanmış. 2017’de sayı 23 bin 394’e çıkmış. Nisan ayında düşüş var malum referandum... Mayıs ayının ilk haftası ise inşaat reklamlarının bir önceki yılın mayıs ayını geçeceği söyleniyor. Peki bu kadar ‘kule’ satılıyor mu? Hepsi de maşallah lüks konut! 250 binden fazlası varmış Türkiye’de. Biz ekranda icabında Venedik’te gondola binip geziyoruz. Bu hayali satan inşaatçılara teşekkürler, reklama devam...
(Kaynak: Interpress Medya Takip Merkezi)

FOX’UN SÜRPRİZ DİZİ SATIŞI

FOX’un içerik satış grubu, (FOX Networks Group Content Distribution)
uluslararası yayıncılara 2 bin saatten fazla dizi sattığını açıkladı. Yani FOX Türkiye, grubun şu an yıldızı. Listede dikkatimi çeken ‘Bana

CNN Türk’te Nevşin Mengü’nün haberlerinde vardı. Çin’deki evlilik ve arkadaş bulma programları ilgi görüyormuş. Aynı bizdeki gibi. Mengü’nün “Evlilik ve aile konusunda dünyadaki diğer ülkelerle kıyaslanınca, daha farklı değerler sistemi var, öyle deniyor, her neyse” diyerek girişini yaptığı haberde Çin’deki durumun ‘bekarlara eş, izleyiciye dedikodu, elitlere eleştiri, hükümete denetim malzemesi’ olarak geri döndüğü söylendi. Aynı bizdeki gibi. Orada da en çok sorulan sorular “Ne kadar maaş alıyorsun?”, “Evin, araban var mı?” oluyormuş. O da aynı bizdeki gibi! Farklı olan, onların bu konulara bizden önce 1990’da girmeleri. “Çin televizyonları sıkı bir rekabette. Ekonomide liberalizasyon ve kısıtlamalar nispeten azaldı. Üzerine bir de kâr amacı yüklendi. ”Yani, ‘bay baaay kültür devrimi’yle birlikte Çinliler, koştur koştur arkadaş ve evlilik programlarına...

Habere göre ‘geleneksel evlilik ve flört yöntemleri’ değişmiş ülkede. Nasıl olmuş? 1970’de evlenmeden birlikte yaşayanların oranı yüzde 1.8 iken, 2000’lerde yüzde 32’ye yükselmiş ve boşanma artmış. 1978’de 170 bin kişi boşanırken, sayı 2013’te 3.5 milyonu bulmuş. Neden? Bu evlilik programları yüzünden. Bizde de öyle diyorlar,

‘Cesur ve Güzel’ dizisinin erken final yapacağı söylentileri çıktı. İddia, Kıvanç Tatlıtuğ’un sete geç geldiği ve bunun tekrar etmesi karşılığında Tuba Büyüküstün’ün rahatsız olduğu yönünde...

Benim kulağıma gelen, tüm olumsuzluklar dahil edildiğinde dizinin önümüzdeki ocak ayını göreceği... Yani dizi, 2017 yılını da bitirecek.

‘Küresel Sermaye’ geliyor!

‘Poyraz Karayel’ dizisinin unutulmaz repliklerinin konu başlığı ‘küresel sermaye’ olmuştur. Film olarak çekimleri başlıyor. İlker Kaleli ve Burçin Terzioğlu’nun oynayıp oynamayacağı, proje öğrenildikten sonra yazılmaya başlandı. İlker Kaleli “Haberim yok” dedi. Yapım tarafından “Finaldeki trajik sonları nedeniyle zaten düşünmedik” cevabı geldi. Dizinin büyük bir bölümü filmde oynuyor. Senaryoyu da dizinin senaristi Ethem Özışık yazıyor. Senaryo, bitme aşamasında. Yönetmen Osman Taşçı olacak. Ekibe yabancı değil. ‘Poyraz Karayel’in üçüncü sezonunda yönetmenlik yaptı.

Peki hepsi oynuyor mu?

Netleşen isimler şöyle; Celil Nalçakan (Zülfikar), Cem Cücenoğlu (Taşkafa),
Ali İl (Sadrettin), Musa Uzunlar (Bahri Baba), Murat Daltaban (Polis Müdürü Mümtaz), Emel Çölgeçen (Avukat Sema)ve İsmail Düvenci (Albay).

DİZİ SEKTÖRÜ NEO OSMANLI