Gerçekleşir mi, gerçekleşmez mi bilemem ama Digiturk’ün dizi ve eğlence kanalı kurmak gibi bir girişimi var. 1-2 isimle konuştuklarını da biliyorum. Görüşmeler devam ediyor. beIN Sports’a çok para döküldü. 500 milyon dolar’a yakın Süper Lig masrafı olduğu söyleniyor. Ama malum Digitürk bir platform, sadece futbol yok. Film ve dizi kanallarındaki işler konusunda yeteri kadar yenilik yapılıyor mu, yeni filmler alınıyor mu, bu kanallar aboneleri memnun ediyor mu? Yani işin ‘entertainment’ dedikleri, eğlence tarafında yeterli yatırım olmadığı söyleniyor. Bunun için Katarlı yönetim, arayış içinde. Yerli dizilerin arasına, eğlence ve şovlar serpiştirebileceği bir kanal düşünüyor. Öncelik, yerli diziler. Bütçe ayrıldı. 1-2 görüşme oldu, sonuç alınamadı. Türkiye’nin en eski platformu, şimdi yol ayrımında. Sadece futbola ağırlık verip, sinema ve dizi kanallarıyla idare edecekler mi, yoksa yerli dizilere ağırlık verip, eğlence kanalı açacaklar mı?
‘4 KADIN’, EGO TAVAN YAPAR MI? Kanal D’nin yeni programı ‘4 Kadın’nın isimleri belli oldu. Hande Ataizi, Derya Tuna, Seda Akgül ve Eylül Öztürk... Bıçak sırtı bir iş. Neden? Egosu yüksek dört kadın. Bakalım birbirlerine
'Erkenci Kuş'ta Sanem, plak çalıyor ve dans ediyor. Can, odun toplamış geliyor sahneye ve şaşırıyor. “Nereden öğrendin dans etmeyi?” diye soruyor. “Beni şaşırtıyorsun” diye devam ediyor. Şaşıracak bir durum yok. Hoppidi, hoppidi dans ediyor kız. Ev ahalisi bu sahneyi, ‘Uzun dizilerin müzikle zaman kazanması’ olarak
değerlendirdi.
‘Çarkıfelek’ kredi kartı borcunu öder
Geçtiğimiz perşembe, ‘Çarkıfelek’e katılan üç yarışmacının toplam kredi kartı borcu 12 bin TL’ydi. Ev ahalisi, “Stüdyodakilerin borcu 100 bini geçer” iddiasında bulundu. Dünyada, benim sayabildiğim kadarıyla, 11 ülkede yayında yarışma. Başka hangi yerde kredi kartı borcunu kapatıyor diye merak ettim.
Susam yağına ne oldu?
Bloomberg TV’de susam haberi... 100 bin ton susam ithal ediyormuşuz. O da yetmiyormuş, simit zamlanmış. Ev ahalisi bir kızdı: “Bizim oralarda susam yağı yenirdi. Biz de ekerdik. Çok meşakkatlidir. Bir yağmur ve dolu oldu mu, susam biter. Devlet desteği tarıma şart. Öyle olmadığı için bizim oralarda susam ekimi yapılmadı. Bizi buna alıştırdılar. Üretemiyoruz ve ihraç ediyoruz.”
Ünlü yazarın evi yandı
Yunanistan’daki büyük yangın, ülkeyi bitirdi. Bir ayrıntıyı Tele 1’de gördüm. Ünlü yönetmen Angelopoulos’un
Bu yaz, neredeyse dizilere ara verildi. Filmlere bir hücum oldu. Temmuz ayında 106’sı yabancı olmak üzere, toplam 216 film ekrana geldi. TV’lere yıllardır yabancı film veren arkadaşıma sordum. Şu yanıtı aldım: “2018’in yaz aylarında, insan iyi gişe yapmış 2016 veya 2017 vizyon tarihli film bekliyor. Çok sayıda 2016-2017 çıkışlı, ‘TV’de ilk’ olarak gösterilmemiş. Bol bol 2010-11-12 hatta daha eski ve çoğu tekrar tercih edilmiş. Bunun dışında tür olarak kanalların yaklaşımında hiçbir farklılık yok. Süper kahraman, aksiyon marka ya da franchise tercih ediliyor. Komedi, romantik komedi, gerilim ve drama gibi türlere hiç girilmiyor. ”Yazın kanallarda yabancı filmlerin hali şöyle:
ATV serileri yakaladı
ATV, ‘Görevimiz Tehlike’, ‘Akrep Kral’ ve ‘Mumya’ serisiyle kendini garantiye aldı. ‘Garfield’dan ‘Av’a, ‘Afacan Arabalar’dan ‘Mad Max Öfkeli Yollar’a doğru bir demet sundu. Tam 33 filmi ekrana getirdi.
Bollywood kanalı
Kanal 7, dizilerde ve filmlerde ‘Kore’ ve ‘Hint’ yolundan gidiyor. Altı film yer aldı Hint ve Kore karışımı...
Kaliteli yapımlar
Kanal D, temmuzda 26 film ekrana getirmiş. ‘Gri Kurt’ gibi dikkat çeken gerilim örneği var mesela. ‘Üç Kağıtçı’, ‘Ölümsüzlük Oyunu’ ve
Son yıllarda yerli dizi şablonlarının vazgeçilmezi... ‘Türk yapımlarının özelliği nedir?’ diye bir liste çıkarılsa baş köşede yerini alır; içki şişesi ve kadeh buzlamasının yanı sıra, ‘şarap’ sözcüğünün noktalı bir şekilde geçiştirilmesi... Dizilerde yer alır fakat ne söylenir, ne de gösterilir. Bu durumun en son örneğine ‘Erkenci Kuş’ dizisinde rastladık. Ormandan getirdiği odunları baklavalar meydanda kestikten, Sanem’e (Demet Özdemir) ve ekranda bizlere şovunu bitirdikten sonra, bir de mangal yaptı Can kardeşimiz... (Can Yaman) Etimizin yanında bir şişe şarabımız vardı. Renkli ve ibare bulunmamasına rağmen ‘ne olur ne olmaz’ diye buzlanmıştı. “Ya bir anda unuttum. Sen ..... içer misin?’ diye sordu Can kardeşimiz... “Yok hiç içmeyeyim maya çünkü, dokunuyor” diye garip bir cevap geldi Sanem’den. Ev ahalisi bu konuda uzmandır, “Mayalı denir içeceğe, maya denmez” sesleri yükseldi evden... Bardak da koyu renk olduğundan kendi sansürünü kendi yapmış, buzlamaya gerek kalmamıştı. Farklı bir yöntem seçmişlerdi bu sefer.
İlerleyen zamanda Sanem kızımız da bir kadeh alıp, sonra çakırkeyif olup, Can kardeşimizin kollarında hülyalara daldı, o ayrı...
KANAL 7 BU DİZİYİ ALABİLİR Mİ?
Tayvanlı
Advanced TV Network, İsveç Malmö merkezli bir şirket. Sitelerine girdim, “Dünyanın en büyük Arapça IPTV sağlayıcısı bir kuruluş” diye yazıyor. Korsan yayın yaptığı gerekçesiyle dava açılmış, hapis ve para cezasına çarptırılmış yöneticileri... Tarihi bir karar olarak nitelendiriliyor. ABD, Yunanistan, Danimarka ve Kanada’da da faaliyet gösteriyormuş. Habere göre tam 2 bin TV kanalı servis ediyormuş. Ağırlıklı olarak Arap ve Türk TV’leri, muhtemel diziler. Özetle, kendi şifreyi çözüyor, müşteriye yeniden yayın hizmeti veriyor. Türk dizilerinin korsan dublajla izlendiği yolunda haberler geliyordu. Sanırım bu örnek de bunun bir başka şekli oluyor. (Kaynak; Télé Satellite et Numérique sitesi)
Seslendirmeleri kim yapıyor?
Şu aralar malum dizilerimiz dünya pazarının vazgeçilmezleri arasında... Seslendirme, bu işin en önemli ayağı... Oyuncunun tipi hoşuna gider tamam da ya seslendirme iyi değilse? Merak ederdim bu işleri kim yapıyor diye. Ve bir haberde bu gerçeği öğrendim. 33 seslendirme stüdyosu bulunan ve Türk dizilerinin neredeyse bütününü seslendiren Universal Cibergia Dubbing... Benim gördüğüm Kanal D, Atv, Global Agency ve önemli yerli dizi pazarlama kuruluşu Calinos önemli
'Fatmagül’ün Suçu Ne?' dizisinin büyük başarısından sonra Türk yapımları için İspanya piyasası vazgeçilmez oldu. ‘Telenovela’ uzmanı Nova kanalında bu iş tutunca, ülkenin önemli medya kuruluşlarından ve kanalın sahibi Atresmedia, iki Türk dizisini daha ekrana getirmeye karar vermişti. Bunlardan biri ‘Kara Para Aşk’ diğeri ‘Ezel’... (yayın tarihi belli değil) Bundan sonra, altı Türk dizisinden daha bahsediliyor İspanya’da ekrana gelecek. Peki hangileri?
Türk pazarını ayakta tutuyor
Yurt dışı Türk dizileri satışının lokomotifi yapımlar belli bir dönemin ürünü... İspanya piyasasına gireceklere bakınca, bu gerçek ortaya çıkıyor. ‘Aşk-ı Memnu’ (2008), ‘Adını Feriha Koydum’ (2011), ‘Binbir Gece’ (2006), ‘Muhteşem Yüzyıl’ (2011), Medcezir (2013), ‘Kara Sevda’ (2015)... Yeni nesil Türk dizileri arasında bu beğeniyi yakalayan, bu oranda ilgi gören sanırım yok. Onların açtığı yoldan olabildiğince pazardan pay alıyorlar.
Şimdi, İspanya pazarındaki Güney Amerika tekelini kırma yolunda ilerliyorlar. Peki gerisi gelecek mi?
10 GÜN ARAYLA AYNI YERDE FESTİVAL!
Yaz ayları, son yıllarda ‘müzik festivali’ şeklinde geçiyor. Merkez eskiden İstanbul’du. Şimdi kıyılar... Sadece Umut Kuzey’in
Evlendirme programları, olağanüstü hal nedeniyle kaldırılınca, izdivacın ağır topları farklı mecralara yöneldi. Onlardan biri de Zuhal Topal... Bir süre bekledikten sonra Fox Global Agency ‘Momsters’ yarışmasının sunuculu haliyle ekrana dönüyor. Yani Esra Erol’la atışma alanı olmayacak. Peki bu sefer rakip kim? Fatih Ürek... Evet, format aynı değil ama ‘Gelinim Mutfakta’yla benzerlik gösteriyor. Bu formatta da kaynanalar ve gelinler var. Stüdyonun dışına da çıkılıyor. Yemek yapılıyor ve listeyi kaynanalar belirliyor. Alışveriş halleri de ‘Yemekteyiz’i andırıyor. Beş gelin ve kaynana var. Her gelin, kaynana nezaretinde villada yemeklerini yapıyor. Diğer kaynanalar davet ediliyor ve tekrar ‘Yemekteyiz’ formatına benzer şekilde, “Ayy, tadı hiç olmamış” muhabbeti başlıyor. Tüm adayların yemek gösterisi bittikten sonra, sıra oylamaya geliyor. Yemek, sofra ve misafir ağırlama alanlarında puan veriyor kaynanalar. Topal, bu formatta sunacak. Muhtemelen, anlatıcı konumunda olacak. Fatih Ürek ve Onur Büyüktopçu’ya rakip görünüyor. Bakalım nasıl bir rekabet olacak? Topal her iki sunucumuzun programından izleyici çalabilecek mi?
BU BİR FIRSAT OLABİLİR MİYDİ?
Yaz mevsimiyle birlikte izlenme
‘Tolgshow’un bu hafta konuğu, Saba Tümer’di... Kendisi, ‘21 Günde Mutluluk’ adında bir kitap yazdı. Tolga Çevik programın sonunda sordu: “Senin gibi aklı başında birine bu saçma soruyu sormak istemezdim Saba ama 21, kitabında ne anlama geliyor?” Saba, o kendisine has üslubuyla anlatmaya koyuldu ve şöyle dedi:
“Bunu sana nasıl anlatayım biliyor musun aşkım, 21 gün, biz her gün görüşürsek sen de bana alışırsın, ben de sana... Ama görüşmezsek ve ayrılırsak, 21 gün geçtikten sonra, birbirimize karşı olan alışkanlığımız biter.” Şaşıran Çevik: “Bunun için mi kitap yazdın? Bunu WhatsApp’tan paylaşsan herkese, daha iyi olurdu” dedi. Tolga Bey, aslında denemekte fayda var. Bakalım öyle oluyor mu?
Bir kasaba sahasıydı!
Büyük takımlarımızın hazırlık maçları başladı. DSMart yayınlıyor. Biz de ilk heyecan, oturup izliyoruz, ‘Ne yapıyor bizim takım?’ diye... Galatasaray, PSV Eindhoven’la oynadı. Sonuç kötü ve oyun keyifsiz...”Düzelir” diyoruz da, büyük takım üç yemez yani... Neyse, gelelim işin temaşa kısmına... Bir kasaba sahasıydı. Top, zaman zaman kamera açısının dışına çıkıyordu... Ev ahalisi, “Kim nerede oynuyor, kim ne yapıyor anlamadık. Böyle sahalarda maç oynatıp, bir de yayınlıyorlar”