Seçime tam bir hafta kaldı. Siyasetçilerin İzmir için, Türkiye için vaatlerine bakıyorum da, “Zihin fukara olunca fikir ukala olur” demekten kendimi alamıyorum. Tamam, anladık; her tutkulu lider gibi İzmir kalesini ele geçirmeye çalışıyorsunuz ya da ‘İzmir geçilmez’ deyip kaleleri sağlama bağlamaya çalışıyorsunuz da, bu reklamcı zihniyetin yarattığı projeler üretme trendi nereye kadar sürecek? Ya da siyasi vaatlerden bıkmış usanmış bu millet sizin Hollywood filmlerine 10 basacak, Oscar alması kesin vaat dosyalarınıza ne kadar inanacak.
35 plakalı İzmir’e 35 proje, Efes Antik Kenti’ne liman, her aileye 600 TL maaş gibi vaatlerle karşı karşıyayız. Geçmişe baktığımızda daha uçuk vaatlerde bulunan politikacılarda olmuştu. Demirel, 1991 seçimlerinde “Kim ne veriyorsa 5 lira fazlasını vereceğim” demişti. Cem Uzan, “Vallahi mazot 1 lira olacak” diye ettiği yemin etmişti. Tansu Çiller, her aileye iki anahtar vaat etmişti.
Hayallerizi büyük tutun
Hadi kimin, ne vaatte bulunacağına karışamıyoruz, diyelim ama seçme hakkımızı kullanıp vaat palavralarını yutmamak bizim elimizde. Zihin fukaralığının eğitimsizlik ya da bilgili olmakla bir ilgisi yok. Ne kadar eğitirsen eğit, hangi deneyimi yaşarsa yaşasın, ne kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalırsa kalsın bazı zihinler fukaradır, kendini aşamaz. Hata yapın, deneyin, hayallerinizi büyük tutun, her şeyin en iyisini isteyin ama zihni fukaralardan medet ummayın.
İzmir, kruvaziyerde Dünya Turizm Oscarı’na aday
12 Haziran seçimlerinde oy kullanmanızı istedim, sizden bir oy kullanmanızı daha istiyorum. Bu sefer oyumuzu Dünya Turizm Oscar’ına aday olan İzmir için kullanalım.
İzmir ‘Dünya Turizm Ödülleri’nde, ‘Avrupa’nın Lider Kruvaziyer Destinasyonu’ kategorisinde ödüle aday gösterilmiş durumda. Henüz bu ödülü ne kadar hak ettiğimiz biraz tartışılır olsa da İzmir’in kruvaziyer turizminde yakaladığı başarı grafiğine bakarsak gayet iyi gittiğimizi söyleyebilirim. İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, “2003 yılında İzmir’e kruvaziyer turizmiyle gelen yolcu sayısı sıfırken, 2011 yılında 650 bin yolcuya ulaştık.
Kuşadası ve İstanbul da var
Odamızın kruvaziyer turizmini geliştirmek için yaptığı çabaların sonucunda, 2010 yılında 141 seferde 355 bin 899 yolcu geldi. Önümüzdeki sene ise 1 milyon yolcuyu hedefliyoruz. Tanıtım çalışmalarımızı artırmamız gerek” diyerek açıklamada bulundu. İzmir’in yanı sıra Kuşadası ve İstanbul limanları da var. Bence bu da büyük bir avantaj. Bir ülkenin tekeli olmaktansa, iç rekabetin kaliteyi arttıracağını düşünüyorum. 3 şehrimizdeki 3 limanımızın birden bu ödüle aday olması, Türkiye’nin kruvaziyer turizmdeki yükselişini gözler önüne seriyor zaten.
18 yıldır düzenliyor
18 yıldan bu yana dünya genelinde farklı kategorilerde düzenlenen “World Travel Awards” yarışmada, en iyi havayolu, en iyi havaalanı, en iyi resort, en iyi plaj destinasyonu, en iyi butik otel, en iyi şehir oteli, en iyi kruvaziyer destinasyonu, en iyi kruvaziyer limanı, en iyi seyahat acentası, en iyi destinasyon gibi bir çok kategori yer alıyor.
Geçtiğimiz yıl Türkiye’den THY “En İyi Havayolu”, İstanbul “En İyi Destinasyon”, “Adam&Eve Antalya “En İyi Çift Oteli”, Les Ottomans İstanbul “En İyi Butik Otel”, Mardan Palace “En İyi Lüks Otel” ödülünü kazanmıştı.
Şimdi sıra İzmir de.
Jüri ile halk oylamasının da önemli olduğu ödül için http://www.worldtravelawards.com/vote adresine girmeniz, kayıt yaptırmanız ve İzmir butonuna basmanız gerekiyor.
Her ödül beraberinde de sorumluluk getirir.
Bu sayede kruvaziyer turizmdeki hızlı yükselişimiz iyice ivme kazanacaktır.
Empati başka empati başka
Bir insana, bir partiye empati duymak demek, kendimizi onun yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamaya çalışmak demektir. Sempati duymak ise başka bir şeydir. Sempati duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz ya da seviniriz. Empatide karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak, sempatide ise yandaş olmak esastır!
Hayat güçleşmesin
Bir insanı anlamak başka şeydir, ona hak vermek başka bir şey. Empatide anlamak, sempatide ise anlamış olalım ya da olmayalım, karşımızdakine hak vermek gerekir.
Şimdi karar verin; empati kurup politikacıları anlamaya çalışıp ona göre mi oy vereceksiniz, yoksa sempati kurup oyunuzu verip sonrasında gerektiğinde onunla birlikte utanabilecek misiniz?
İnsan hayatını güçleştiren duygu, tercih, oy ve oyunların olmadığı bir dünya hayal ediyorum.