1 Ocak 2023 sabahı yeni bir sen olarak uyanmaya, 2023’ün senin yılın olması için kendine bir şans vermeye ne dersin? Hani daha çok estetik görünüm üzerine kurulu; insanları baştan yaratan, kendilerini bir süre sonra gördüklerinde şok oldukları talk show programları vardır ya işte ona benzer bir şeyi hem iç hem de dış dünyanızda yapmanız, içten dışa uzanan gerçek bir estetik değişim, dönüşüm için evde kendi kendinize yapabileceğiniz bir reçete vermeye geldim. Sonunda dünyaya bakış açışınızın değişeceği, gözlerinizin içinin parlayacağı garantisi gibi iddialı bir taahhüt sözü veriyorum.
Malum pazartesi günü de yeni başlangıçlar için işaretlenmiş bir gün zaten. 2022’nin bitmesine 42 (2x21) gün varken, önümüzdeki 42 gün boyunca bunları yaparsanız, 1 Ocak 2023 sabahı başka bir sene uyanacaksınız. Kendinizden sıkılmış olabilirsiniz. Kendinizi yetersiz hissediyor olabilirsiniz. Hedeflerinizi hayata geçirmemiş olabilirsiniz. Hatta artık bir hedefiniz, hayaliniz bile olmayabilir. Bir sürü motivasyon çalışması yapmış ve hepsi elinizde patlamış olabilir. Kişisel gelişim okuyup yine aynı noktaya geliyor olabilirsiniz. Spiritüel çalışmalardan umduğunuz faydayı bulamamış olabilirsiniz. Hepsini koyun bir kenara, kendinizi kasmadan, zorlamadan önümüzde duran alışkanlık kazanmak için gerekli iki 21 günlük süreci iyi değerlendirin, amacınız sadece zihninizi açmak olsun.
Peki, neler yapabilirsiniz?
Kitap okuyun. Her kategori için bir kitap alın; alışkanlıklar/düşünce şekilleri, finans, psikoloji, bilim, edebiyat, çizgi roman, spiritüalizm okuyun. Önyargılardan ve beklentilerden uzak okumalar yapın ve okuduklarınızı not alın. Gece yatmadan önce dişlerinizi fırçaladıktan sonra uykuya dalmadan öncenizi kitaplara ayırın. Sesli kitaplarla tanışın ve işe giderken, öğle arasında, yürüyüş yaparken seslendirilmiş kitapları dinleyin. Yıl sonuna kadar zihinsel olarak hazır olacaksınız, nasıl harekete geçeceğinizi bileceksiniz. Olmakta olana, dünyaya ve geleceğe bakış açınız değişecek.
Kendinizi kabul edin. Eleştirmeyin, yargılamayın, cezalandırmayın, kendiniz dahil hiçbir şey için şikayet etmeyin ve görmezden gelmeyin. Değiştirebileceğiniz şeyler için endişelenmeyi bırakın; görünüş, mevki, maddiyat, sosyal çevre gibi. Değiştiremeyeceğiniz şeyleri kabule geçin; doğduğunuz şehir, aileniz, fiziksel özellikleriniz ve geçmişiniz gibi. Ve takıntı haline getirmeden, kendinizi zorlamadan, geliştirebileceğiniz şeylere odaklanmaya başlayın; fitness, sağlık, finans, entelektüalizm gibi. Bu sayede çok daha mutlu, özgüvenli ve saygın olacaksınız.
Pişmanlıkları bırakın. Geçmişi düşünmek ve endişelenmek hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Yapabileceğiniz en iyi şey; hatalarınızın farkına varın, sakın onları görmezden gelip sorumluluğu dış etkenlere bağlamak gibi kendinizi kandırma yöntemlerine girişmeyin. Bundan sonrasına bakın ve nasıl daha iyi olabileceğinizi düşünün ve bu bilgiyi hayatınızın geri kalanında kullanın.
Soğuk duş alın. Sirkeli ve tuzlu su karışımı ile duşunuzu tamamlayın. Soğuk duş almanın sayısız faydaları var; odaklanmaya yardımcı olur, zihinsel gücü geliştirir, mutlu kimyasalları serbest bırakır, bağışıklık sistemini güçlendirir. Tuzlu ve sirkeli su ile enerjinizi temizler ve dengeler.
Yalnız zaman geçirin. Okumak, günlük yazmak, doğa da yürümek, sessiz kalıp, zihninizi susturup iç sesinizi dinlemek gibi aktiviteler yapın. Bunlar zihinsel sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olacaktır. Şimdi bazılarınız bana, “Makro ekonomik sorunlarımız almış başını gidiyor, gelir dağılımımız açıklanandan çok daha bozuk, cari açığımız rekor düzeyde, ülkemize yabancı sermaye girişi durmuş, bankacılık sistemiz sarsılıyor, kamu bütçesi görünmez koşullu yükümlülüklerin baskı altında ve dünya iklim krizinin pençesindeyken sen neler yazıyorsun, neler öneriyorsun” diyecektir.
Bu önerileri yapmamın bir nedeni var. Einstein der ki: “Problemleri, onları yaratırken kullandığımız düşünce şekliyle çözemeyiz”. Bu önermeden iki mantıksal çıkarım elde etmek mümkündür. İlki problemler sahip olduğumuz düşünce sistemi sayesinde yaratılmıştır. Yani aslında yaşamda hiçbir zaman problem yoktur. Çarpık düşünce şeklimiz ‘problem yanılsamasını’ yaratır. İkincisi problem varsayımı durumunda bile, var olduğu düzlemde onu çözmek mümkün değildir. Başka bir düzleme çıkmaya, bir üst seviyeden bakmaya ve yeni bir anlayışla bakışa ihtiyaç vardır. Problem çözmeye çalışmak aslında kuyruğunu kovalamaya benzer. Çözüm mantığa aykırı bir düzlemde arandığı için asla ulaşılamaz. Çünkü aynı bakış açısıyla hep benzer şeyler denenir, farklı sonuçlar beklenir ama olmaz.
O nedenle enseyi de karatmayın istiyorum. Siz bakış açınızı değiştirin, gelsin yaratıcı çözümler…