Ne politika, ne iş ne de özel hayat için yazıyorum bunları... Okurken ister Fransa Hükümetini ve Cumhurbaşkanı Sarkozy’i, isterseniz iş yaptığınız firmaları ya da ortaklarınızı, isterseniz eşinizi, çocuğunuzu, dostlarınızı düşünün.
Sınır diye bir şey gerçekte yoktur, biz noktaları koyarak kafamızda sınırları çizeriz. Aşılamayacak hiçbir sınır da yoktur. Sınırlar insan eliyle çizilmiş gerçek olmayan şeylerdir.
Peki sınır koymalı mıyız, daha doğrusu koymazsak ne olur? Hayat da kalmak için, elimizi verince kolunuzu kaptırmamak için buna ihtiyacımız vardır. Net sınırlar çizmenin ve sıfır hoşgörünün iyi yanı geçilmeyecek bir çizgi çekmesidir.
Bu çizgi her konuda hüküm vermenize yarayacak bir ölçüt olacaktır. Kural ihlallerine izin verirseniz, nerede duracaklarını nasıl bilecekler? O yüzden uluslararası politikalarda, ortaklıklarda ve özel hayat da ya da ikili ilişkilerde bazı konularda net sınırlar çizilmelidir.
Yüzlerce kural koymaktan, mantık dışı bir katılıktan bahsetmiyorum. Sizin için önem taşıyan konularda kilit sınırlar koymanız yeterli olacaktır. Başkalarının sınırlarını da kabullenmek gerekir. Bu bir oyun, sadece sizin sınırlarınız ve kurallarınız geçerli değildir.
Gereksiz kurallardan da kurtulmak gerekir! Bunun için de “Bunu niye yapıyorsunuz?” sorusunu sormakla ise başlamak akıllıca olacaktır.
Gerçekçi kurallar ve hedefler koymak gerekir. Sahici kuralar yoksa sınır çizmenin hiçbir anlamı yoktur. Zaten geçilecektir.
Bazen de boş vermek gerekir. Ne zaman vazgeçeceğinizi bilin. Öfkenizi kabartsa da, yol verin gitsin. Hele sınırı çoktan aştıysa..
Tüm ilişkilerin, iş, arkadaşlık, aşk vs .. Dile getirilmeyen kuralları vardır. Bunlardan asla bahsetmeyin ama bilin ve uyun.
Sınırı bir kere aşan için artık sınır yoktur! Sınırlarınızın aşılmasına izin vermeyin. Sonra toparlaması, yenilerini koymanız çok zordur. Bu bir birliktelik değil rekabet ise her zaman sınırları aşmaya hazır olun.
Kitap okumaz internet okur
Şaşırıyorum, yeni nesil insan tipini hayranlıkla izliyorum. Sürekli internetin başındalar. Ne yapıyorlar dersiniz? Sadece fotoğraflara mı bakıyorlar? Tabi ki onu da yapıyorlar ama bir yandan da ister istemez bir şeyler okuyorlar. Ünlü yazarların kitaplarından alıntılar yapılıyor, aforizmalar paylaşılıyor. Ben onlara “Kitap okumaz internet okur. Yeni nesil insan tipi!” diyorum.
Soru- yorum; “ben kitap okumam, ya da en son ders kitaplarımı okudum” diyorlar. Buna akıl sır erdiremiyorum.
Can Yücel’in, Murathan Mungan’ın, Shakespeare’ in, Einstein’in kitaplarını hiç okumamış olup onlara ait sözleri sürekli internet ortamında paylaşmak, okumak bana biraz garip geliyor. Hiç mi merak edip bir tanesinin kitabını alıp okumaz insan!
Sorun okumanın sadece bilgisayar ekranından yapılabiliyor olması ise, artık e-kitaplar var. Hatta Türkiye’nin elektronik kitap yayınlayan ilk yayınevi www.altkitap.com’dan yada benzeri sitelerden bedelsiz kitap indirip okuyabilir herkes.
Hayat hızlı, benim uzun uzadıya kitap okuyacak vaktim yok diyenler için gene internet de sürüyle kitap özeti yayınlayan site var. Değerli iş adamı Uğur Yüce’nin kitap özetlerini paylaştığı www.ozetkitap.com sitesini gibi.
Aforizmalar iyi güzel hoş da sadece o kadarını okumakla yetinmeyin.
Güzel haberler...
Geçen haftanın kötü haberi, bu haftanın güzel haberi oldu.
* Emek Sineması için umut ışığı doğdu. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Emek Sineması’nın da içinde olduğu Cercle d’Orient binasını kültür merkezine dönüştürebilecekleri bir projeyi üslenmeye talip olduklarını açıkladı.
* Dali İstanbul’da... Kendinize yeni yıl hediyesi verin, Dali sergisine gidin. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ev sahipliğinde, Rene Magritte, Andy Warhol gibi dünyaca ünlü sanatçıları koleksiyonunda barındıran InArtis ile Kült işbirliğinde gerçekleştirilen Salvador Dali Sergisi’nde 121 eser yer alıyor. Tophane-i Amire’de gerçekleştirilecek etkinlik 26 Şubat 2012 tarihinde sona erecek.
Kötü Haberler..
* Meclisin yaklaşık 2 aydır süren bütçe maratonu sona erdi! Türkiye’nin 2012 yılında bütçe giderleri 350 milyar 948 milyon, bütçe gelirleri 329 milyar 800 milyon, bütçe açığı 21 milyar 103 milyon, faiz dışı fazla da 29 milyar 146 milyon lira olacak. Hükümet, yaptığı düzenlemelerle bütün sigortalıların ve emeklilerin özel hastanelerden yararlanmasının yolunu açmıştı, şimdi ise kapadı! 9.2 milyon yeşil kartlı özel hastanelere “acil vakalar” dışında gidemeyecek. Reçete ve ilaçlara da katkı payı uygulaması başlıyor. “Sağlıkta Reform” nasıl oluyormuş bunu da hep beraber görmüş olduk.
* Aydınlanmanın beşiği, özgür düşüncenin ülkesi diye bildiğimiz Fransa, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkârını suç sayan yasa tasarısına evet dedi. Bundan sonra ‘Ermeni soykırımı yoktur’ diyenler 1 yıl hapis ve 45 bin euro para cezasıyla cezalandırılacaklar.