Sezin Sivri

Sezin Sivri

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Korona yasak ları ne zaman bitecek, bitti bitiyor, ikinci dalga gelir mi derken geldik yasakların son günlerine. Halaya horona mesafe gelse de, gerekli önlemler alınmaya devam etse de, 15-20 yaş grubunu gençlerimiz ve 65 yaş üstü büyüklerimiz için hala kısıtlamalar söz konusu olsa da aylardır devam eden koronavirüs kısıtlamalarının önemli bir bölümü kalkıyor artık. Yeni bir dönem açılıyor tarihimizde. Bir umut, bu yeni dönemin insanlık için uyanmış olarak devam etmesini istiyorum.

Neden geldi başımıza tüm bunlar? Başka bir deyişle Tanrılar bizi ne için cezalandırdılar? Almamız gereken dersler neydi? Dersimizi almadıysak ne olacak? Ama insanlık olarak çok şey öğrendik bu süreçten derken. Yaşananlara felsefi, sosyolojik ve spiritüel açılardan bakmaya çalışırken aklıma hep Pandora’nın Kutusu Hikayesi geliyor. Pandora’nın Kutusunu açtık artık bir kere diyorum içimden… Peki ya umut; umut var mı acaba?

Nedir Pandora’nın Kutusunun hikayesi? Ara ara kullandığımız, pandemi sürecimize de çok uyan ‘Pandora’nın Kutusu’ ifadesinin hikâyesi eski Yunan Mitolojisine dayanıyor. Bu konuda birkaç farklı mitolojik hikâye olsa da ben sizlerle en çok bilinen iki hikâyeyi kısaca paylaşacağım.

İnsanoğlunu yaratan Prometheus, insanın kendini koruyabilmesi için ona ateşi armağan etmek ister. Tanrıların Tanrısı Zeus’un buna karşı çıksa da Prometheus ateşi insanlara armağan eder. Ateşin ve aklın insanları şımarttığını ve güçlendirdiğini gören Zeus, kendilerini Tanrılar kadar kuvvetli ve mutlu sanmaya başlayan ve o zamana kadar yalnız erkeklerden oluşan insanların başına onları güçsüz kılacak müthiş bir bela göndermek ister.

Zeus insanlara ateşin karşılığı olarak öyle bir kötülük verecektir ki, insanlar kendi yok oluşlarını mutlulukla kucaklayacaklardır. Bu kötülük kadındır. O zamana kadar ölümlü kadınlar yoktur. Sadece tanrıçalar vardır. Zeus, oğlu Hephaistos’u çağırarak kil ve suyu karıştırmak suretiyle bir kadın şekillendirmesini emreder. Böylece ilk kadın yaratılmış olur. Bu kadının ismi Pandora’dır. Pandora yeryüzündeki ilk kadın olmuştur. Tanrılar ve tanrıçalar Pandora’ya birçok hediye verir. Ama bu hediyeler arasında en önemlisi Tanrıların Tanrısı Zeus’un Pandora’ya verdiği bir kutudur.

Hikayenin birinci versiyonuna göre Zeus, Pandora’yı dünyaya göndermeden önce ona bu kutuyu asla açmamasını emreder. Ancak kadın meraklı bir varlık olduğundan dünyaya gelir gelmez Zeus’un emrini unutur ve kutunun içinde ne olduğunu merak ederek kutuyu açar. Kutunun içinden hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya, şehvet, özetle insanları rahatsız edecek ve felakete götürecek bütün kötülükler çıkmaya başlar. Pandora yaptığı hatayı anlar ve kutuyu hemen kapar.
Ancak kutudan neredeyse bütün kötülükler çıkmış ve içeride sadece tek bir kötülük kalmıştır. O kötülüğün ismi umut’tur. Bütün kötülükler arasında insanları yaşatacak yegâne kötülük olan umut dışarı çıkamamış, kutunun içinde kalmıştır. Nietzsche “Umut en son kötülüktür. Çünkü işkenceyi uzatır.” derken de bu mitolojik efsaneden esinlenilmiştir.

Hikayenin ikinci versiyonuna göre ise Zeus’un Pandora’ya armağan ettiği kutunun içinde kötülükler değil sadece iyilikler vardır. Pandora kutuyu açtığında tüm iyilikler cennete geri döner. Geriye ise yine sadece umut kalır. Böylece insanoğlu bütün iyi şeyleri kaybeder. Ancak elinde dünyadaki tüm zorluklar ve kötülüklerle başa çıkmasını sağlayacak bir iyilik kalmıştır, Umut!

Sonuç olarak hikayenin her iki versiyonunda Pandora kutusu açılınca insanoğlu yaşamın zorluklarına karşı savunmasız bir şekilde kalmıştır. Elinde bir tek umut vardır.

Benimde hala umudur var. Nietzsche’nin bakış açısı ile umut biz insanoğlu için işkenceyi uzatır hale de bürünebilir elbette. Ama neden kendi kahramanlarımızı kendimiz yaratmayalım ve ‘Dünyanın Uyanışı’na vesile olmayalım ki? Dünyanın uyanışından kastım için ATİYE, KANAGA ve MESİH dizilerini izleyebilir hatta 4 Ocak 2020 tarihli köşe yazımı okuyabilirsiniz.

Pandora’nın kutusunu açtık artık bir kere; kutunun içinden hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya, şehvet, özetle insanları rahatsız edecek ve felakete götürecek bütün kötülükler çıktı artık. Şimdi zaman kendi kahramanlarımızı yaratma, kendimizden kahraman yaratma ve dünyanın uyanışına katkı koyma zamanıdır. Umut etmekle başlayıp daha fazlasını yapmalıyız.