Sezin Sivri

Sezin Sivri

Tüm Yazıları

Ne kadar ekmek, o kadar köfte

Hiç aklıma gelir miydi günün birin de Muhafazakar Parti Lideri Başbakan’ımızın gündeme bu kadar “kadın, cinsellik, doğum” mesellerini getireceği... Türkiye hiçbir zaman bu kadar kadın doğurganlığı ile ilgili konuşmadı. Vardır bir nedeni diyorum, biraz flu bu durumun zamanla açıklığa kavuşmasını diliyorum.
Her şey Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 çocuk tavsiyesi ile başladı. “3 çocuk hem de hemen” önerisinde bulundu. Gerekçe olarak da 2037 yılının bizim nüfusun yaşlanma yılı oluşunu, o zaman genç nüfus için en az 3 çocuk yapılması gerektiğini söyledi.
Çocuklar nasıl bakılacaksa, eğitilecekse, sağlık sistemi nasıl yetecekse derken, çok geçmedi ardından Erdoğan yeni bir konu gündeme getirdi. “Kürtaj cinayettir. Sezaryene de karşıyım. Her kürtaj bir Uludere’dir” açıklamasında bulunarak herkesi şok etti. Sağlık Bakanımız Recep Akdağ da kürtaj karşıtı yasanın gündemde olduğu yönünde açıklamalarda bulundu. Erdoğan bir yandan “Kürtaj yasası hazırlıyoruz. Bu yasayı çıkartacağız” derken, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kürtaj hakkında fetva verdi; “Haramdır, cinayettir” dedi.
Bekir Coşkun’un yazdığı gibi “Tanrı Fikir Değiştirir mi? Oysa 1982’de Anayasa yapılırken soruldu, Diyanet o zaman onay verdi kürtaja... Aradan otuz yıldan fazla zaman geçti... Bu zaman içinde kürtaj “günah” değildi...”
Ben bütün bu olaylara; vatandaşlık hakları, sağlık ve ekonomik açıdan bakmak istiyorum. Çocuk sayısını artırmak için kürtajı engellemek değil; evine ekmek götürecek, elektrik su faturasını ödeyecek babayı iş sahibi yapmak olduğunu düşünüyorum. Çocuklarına bakacak, büyütecek annenin; kürtaj olup olmayacağının, en verimli şekilde kaç çocuk yetiştirebileceğini kadının özgür iradesine bırakılması gerektiğini düşünüyorum.
Yıl 1968-1972. Kürtajın yasak olduğu dönemlerinde kadınlar kendi başına kapı arkasında düşük yapmak isterken ciddi enfeksiyonlar kapıyorlardı. Hatta bir kısmı da hayatını kaybediyordu. Kürtaj yasal hale gelince anne ölüm oranlarında ve kadınların kendi başlarına sağlıksızca yaptıkları düşüklerde önemli azalmalar oldu.
Yıl 2012 yeniden kürtajı yasaklamaya kalkıyorlar. Neden; koca karı yöntemleri ile yapılan düşükler, düşük ve aşırı doğurganlık nedeniyle anne ölüm artsın diye mi? İşsizlik diz boyu iken, asgari ücret 701,44 lira iken; 3 çocuğa ve 1 kadına hangi koca bakabilir? Ne kadar ekmek, o kadar köfte yani ne kadar gelir düzeyi, o kadar bakılabilir çocuk!
Kürtajı yasaklamak yerine doğum kontrolü konusunda halkı bilinçlendirsek. Sezaryen yasaklanacağına, doktorları eğitsek, hastaneleri iyi denetlesek de her gelen gebe kadını sezaryenle doğurtmasalar. 2037 yılı yaşlı Türkiye olması genç nüfusun azlığından endişe ediliyorsa önce ülkenin gelir seviyesini ve sosyal güvenlik standartlarını yükseltsek sonra nüfusu arttırsak.

Haberin Devamı

Ne kadar ekmek, o kadar köfte

Haberin Devamı

“Benim bedenim, benim kararım”
Faithless, süper şarkısı Mass Destruction de “İster uzun menzilli bir silah ya da bir intihar bombacısı... Hasta bir beyin kitle imha silahıdır. Tepkisizlik kitle imha silahıdır.” der. Benim ülkemin akıllı kadınları da tepkisiz kalmadı. Kürtaj haklarının ellerinden alınmasına izin vermeyeceklerini gösterdiler. Beylerde bu harekete destek oldu. Kadın bedeni, cinselliği ve doğurganlığının devletin de tasarrufunda olma ihtimaline karşı çıkıyorlar.
İzmir dahil olmak üzere pek çok ilde kadınlar sokaklara döküldü, yürüyüşler yapıldı. “Bianet.org” “Benim Bedenim, Benim Kararım...” kampanyası başlattı. İnsanlar vücutlarına, bir kâğıda, bilgisayara vs. nereye istiyorlarsa mesajlarını yazıp resimlerini gönderdiler. Düşüncelerini özgürce ifade ediyorlar. Sizde tepkisiz kalmamak için mesaj vereceğiniz resimlerinizi, “benimkararım.org” sitesine ya da “kampanya@bianet.org” adresine e-mail atabilirsiniz.
Devir değişti, biz kadınlar da değiştik. Hayata, tavuk çiftliklerin de etinden ve yumurtasından faydalanmak üzere yetiştirilen tavuklar gibi kuluçkaya yatmak üzere gelmedik. “10 cm topukluyla koşabilen bir varlığa, neyin imkansızlığından bahsediyorsunuz” Hiçbir kadın ve hatta hiçbir erkek zaten durup dururken zorunlu bir sebep yok iken kürtaja sıcak bakmaz. Kürtaj hiçbir zaman istenen bir tercih değildir ancak öte yandan kaç çocuk doğuracağımıza da, kürtajımıza da kendimiz karar veririz.