21 yıl aradan sonra memleketime kar yağdı, çoluk çocuk 7’den 70’ye sokaklara çıkıp kartopu oynadık. Bize görgüsüz dediler... İzmirliler olarak kar görgüsüzüyüz ne var bunda.
Görgüsüz olarak nitelendirildiğimiz için üzülemeyeceğim tek konu, kar görgüsüzü oluşumuzdur. Varsınlar istedikleri kadar bizim kar sevincimizle dalga geçsinler, görgüsüz desinler.
Milletçe sevindik derler ya hani bizde İzmirce sevindik işte.
İlk defa kar görenlerimiz oldu. İçimizdeki çocuk ortaya çıktı, kardan adamlar yaptık. Fotoğraf çekiminde patlamalar yaşandı. Ağaçların, meydanların, karla kaplı her karenin ve birbirimizin fotoğrafını çektik. Telefona sarılıp sevdiklerimizi aradık.
Nasretdin Hoca`nın göle maya çalması gibi. Ya tutarsa? Diye hayaller kurduk...
Kar sevgimizi görmemişlik olarak niteleyip dalga geçen Ankara ve İstanbullulara, “yazın Çeşme’de görüşürüz” mesajları yazdık.
“İzmirlilerin yoğun ilgisinden bunalan kar, yarından itibaren yurdu terk ediyor.” Ya da “AKP bir ilki daha başardı İzmir’e kar yağdırdı diyenler oldu.” güldük geçtik.
Cehenneme kar yağsa Trend Topik olmazdı, yürü be İzmir bile dediler. Eee biz İzmirliyiz kar sevincimiz bile böyle coşkulu işte diye havamızı attık.
Diğer şehirleri felç eden kar, İzmir’e neşe getirdi.
Son pişmanlık
Deneyimler, en iyi öğretmenlerdir. Bunu bilmemize rağmen başkalarının deneyimlerinden ne kadar yararlanıyoruz? Kaçı kulağımıza küpe oluyor?
Zaman geri alınmaz bir biçimde uçup gidiyor. Her şey, akıp gidiyor. Bizlerse Amerika’yı yeniden keşfetme derdindeyiz, Oysa zaten keşfedilmişken.
“Aheste hızlan!” derler. Sanırım bunu yapabilmemin en iyi yolu başkalarının pişmanlıklarından, deneyimlerinden dersler çıkarmak ve kendimizce yorumlamaktır.
Avustralyalı hemşire Bronnie Ware ölüm döşeğindeki hastaların en yaygın, en büyük 5 pişmanlık nedenini bir kitap yazarak anlatmış. İnsanların ölümle yüz yüze geldiklerinde şaşırtıcı biçimde büyüdüklerini belirten Ware’in tespitleri ise şöyle:
“Keşke başkalarının benden beklediği hayatı yaşamak yerine hayallerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı”
“Keşke bu kadar çok çalışmasaydım”
“Keşke duygularımı ifade edecek cesaretim olsaydı”
“Keşke arkadaşlarımla bağlantılarımı kopartmasaydım”
“Keşke kendime daha fazla mutlu olmak için izin verseydim”
Bu güzel pazar gününde sizde keşkeleriniz üzerinde birazda olsa düşünün bence.
Hayaller kurun. Hayal etmek bilgiden daha önemlidir. Ve hayallerinizin peşinden gidin. Her şey bir hayal ile başlar. Devamı için bilgi, planlama, çalışma gerekir.
Tanrı herkese makul ölçüde kötü şans verir. İyi şansları elde etmek ise size kalmıştır.
Duygularınızı yönetmeye çalışın. Mutluluk bir seçimdir. Mutlu olmak için karın yağmasını, çok para kazanmayı, iyi bir kariyer elde etmeyi, çocukların büyümesini, piyangodan para çıkmasını, emekli olmayı beklemeyin. Kaçınılmaz sona doğru giderken süreçten, yani hayattan zevk almaya bakın.
Her şey gönlünüzce, keşkeleriniz mümkün olduğunda az olsun.