Sezin Sivri

Sezin Sivri

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz gün hayatımın mihenk taşlarından birinin kaybedişimin ölüm yıldönümü idi. Kendisini sektöründe duayen, binlerce kişiye geçim kaynağı yaratmış, hayırsever bir iş adamı olmasının ötesinde tanıma şansına erişmiştim. Malum benim işim aile şirketleri ve aile anayasaları yazmayı da içeriyor. Ailenin koca çınarı bu dünyadan göçüp gitmesine az kalmışken geride kalanlara aile değerlerini devam ettirecekleri yazılı bir yol haritası bırakıp gitmek istemişti. O mu bana danışmanlık yaptı, ben mi ona yaptım orası tamamen flu ama şunu çok iyi biliyorum ki ben ölümü ciddiye almamayı ve yaşadıklarımı sorgulamayı ondan öğrendim. Ve hayat ne getirirse getirsin ya da ne götürürse götürsün cesur olmayı! Bir yol bulmayı, olmuyorsa bir yol açmayı ve kimsenin yoluna engel olmamayı! Bunları pek beceremediğim zamanlarda da açıp o günlere dair tuttuğum notları okuyorum.

Haberin Devamı

Dün gibi hatırlıyorum, bir gün içimde kocaman bir sıkışıklık var ve yine yeni bir şeyler yapmak istiyorum, neresinden baksam olmuyor, fikir olarak bile gündeme getirmem zor. Baktı halime; ben soru sorardım da o bana sormazdı. Bir hikaye anlattı.
Bir tüccarın, kafese kapattığı çok güzel bir papağanı vardır. Tüccarın bir gün Hindistan’a gitmesi icap eder. Herkesten ne istediğini sorar. Sıra papağana gelir, papağan, “Oradaki papağanlara söyle, siz serbestçe gezip dolaşırken, benim kafeslerde kapalı olmam, doğru mudur? Bir sabah vakti beni de hatırlayın da birazcık mutlu olayım…” der.
Tüccar, Hindistan’a varır. Gördüğü papağanlara kendisini tanıtarak, papağanının söylediklerini aktarır. Ancak, sözü biter bitmez, papağanlardan biri anında düşüp ölür…
Tüccar, memleketine döner. Olanları kendi papağanına anlatır. Kendi papağanı da kafesin içinde önce titrer, sonra hareketsiz kalıp ölür. Tüccar çok üzülür. Kafesi açıp, ölü papağanı alıp pencerenin kenarına bırakır. Bırakır bırakmaz, papağan canlanıp uçar. Tüccara da der ki: “O Hindistan’daki papağan, selamımı alınca, ölmüş gibi yaptı. Yani bana dedi ki, ‘Kafesten kurtulmak istiyorsan, öl’ Ben de onun dediğini yaparak kurtuldum.”
Kendi hayat hikayesi de böyle idi zaten, o dönemin Türkiye’sinde birkaç kez küllerinden doğmuş, ölmüş ama kendini kendinden yeniden doğurmuş, her şeye rağmen kafasına koyduğunu yapmıştı. Hayatımda gördüğüm ikna kabiliyeti çok yüksek ama bunu konuşmadan, sormadan, baskı kurmadan yapabilen tek insandı. Huzur içinde uyusun.

Haberin Devamı

Fransız yazar Voltaire’nin dediği gibi “Yeryüzü kendileriyle konuşmaya değmeyen insanlarla kaynıyor.” İnsanlar geçmişte yaşadıklarına kafa yormadıkları gibi şimdiki zamanlarını da geleceklerini de düşünmüyor. Harvard Üniversitesi Psikoloji Profesörü Daniel Gilbert, “Orta yaşlı insanlar gençlik çağlarını keyif ve hayal kırıklığı ile karışık duygularla hatırlarlar. Farkına varamadığımız şudur ki; gelecekte ki versiyonumuz da bugünkü bize baktığında benzer şeyler hissediyor olacak. Her yeni yaşımızda son gülenin biz olduğunu düşünür ve her yaşımızda yanılırız” diyor.

Hayat bizi sürekli yarın için bugünden hayır dememiz gereken şeylerle sınıyor. Yaşamımız boyunca gerçekten önemli ve değerli olanı ancak yaşlılık dönemimizde keşfediyoruz... Schopenhauer’un dediği gibi de “Dünyada zaten çok sayıda kötü şey varken toplum bunların en kötüsü”.
Toplumu oluşturan en küçük parçanın da birey olduğunu düşünürsek her şeyin daha iyi gitmesi için bizim değişmemiz gerekiyor. Yaşlılıkta erişeceğimiz olgunluğa, ölümle yüzleşmeye yaklaşırken edineceğimiz farkındalığa daha erken yaşlarda kavuşmamız. Üstelik bunu hem kendimiz, hem toplum, hem de dünya için yapmamız şart. Bu farkındalığı belki de erdemi ne kadar erken yaşlarda elde eder ve yaşantımıza yansıtırsak o kadar da şanslıyız demektir.
Gelecekte bizi memnun edecek bir hal almak istiyorsak yaşlı ve deneyimli insanların hayatlarına bakıp kendimize dersler çıkarmalı, bunlara geçmiş deneyimlerimizi katarak yarınımızı inşa etmeye çalışmalıyız. Bedensel ve zihinsel üstünlüklere güvenme hatasına düşmemeliyiz, çünkü bunlar zamana karşı yenilmeye mahkumlar. Yaşam boyunca her yaş ve bazı şeyler ancak o yaşta güzel olabildiği için güzeldirler. Hayatımız, şimdiki aklım olsa yapmazdım ya da yapardım dediğimiz şeylerle tüketilmeyecek kadar değerli.

Haberin Devamı

Ne kadar iyi ya da ne kadar kötü bir insan olduğunuzu en iyi siz bilebilirsiniz, ne kadar iyi bir hayat yaşadığınızı da... Yaşamınızın sonuna geldiğinizde iyi bir insandım, keyifli, mutlu ve güzel bir hayat yaşadım demek de elinizde. Bunun için de üzerine düşünmek gerekiyor.