Bu hafta gene İzmir sevdam depreşti. Hangi güzel haberi okusam İzmir’e de istiyorum diyorum. Haksızda değilim, yapılamayacak şeyler değil bunlar. Olmayacak şeylerin hayalini kurmuyorum yani. Gerçekleşme ihtimali yüksek olasılıkların bir an önce olması için bir nevi secret yapıyorum...
Gelelim isteklerime;
* * *
Sabancı Grubu İstanbul’da AKM için sponsor oldu. Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) özgün yapısına sadık kalınarak restore edilecek. Darısı İzmir’deki tarihi mekanların, hanların, hamamların, konakların başına diyorum...
Bir yandan da kendimizi eleştirmeden edemiyorum. İzmir yıllar sonra adına yakışır bir sanat merkezine sahip oldu dedik. Kentimizi kültür ve sanat alanında geleceğe taşıyacak Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi Projesi’ne çok sevindik. Gel gör ki 2008’de tamamlanmış Adnan Saygun Kültür Merkezi şimdiden yetersiz. Sahnesi küçük, havalan- dırma sorunu var. Kafeleri ve otoparkı yetmiyor. Ne sanatı sergilemek için yeterli ne nede seyirciyi memnun etmek için.
Keşke demeyi sevmesem de diyorum, yeni bir sanat merkezi yapılırken daha iyi tasarlansa, uluslararası projeler örnek alınsa, sanatçılara danışılsaydı.
Bir de ihtiyaçlara uygun yeni bir “Opera ve Bale” binasına ihtiyacımız var. Sabancı gibi bir grup çıkıp İzmir Opera ve Bale binası için sponsor olsa ne güzel olur.
Büyük bir merakla beklenen “Fetih 1453” filmi gösterime girdi. Daha vizyona girmeden biletlerin tükendi. Şahsen Fetih 1453’un fragmanını beğenmedim. Ama İstanbul’un fethini anlatan bir film çekilmiş olduğu için mutluyum. Siz bu satırları okurken filmi izliyor olacağım.
Geçenlerde İzmir film platosu için çok uygun, özelilikle Egeli yönetmen Çağan Irmak başlattığı akımla tüm Türkiye’ye mal olmuş Ege filmleri yaptı, bu akım devam etsin diye yazmıştım. Tarihi dokusunu, kültürel çeşitliliğini ve efsaneleri düşünürsek bu şehir dizi ve filmlere konu olmak için biçilmiş bir kaftan.
Sadece konu değil prodüksiyon maliyetlerinin düşük olmasıyal İzmir film çekme cenneti olabilecek nitelikte. Keşke İzmir’de “Universal” Stüdyoları ayarında dev bir film endüstri bölgesi inşa edilse.
Her zaman en iyilerin yaptıklarını örnek almak işe yaramıştır. Güzel haberlerin hepsi için darısı İzmir’in başına diyorum...
Aşkın Müziği
Puccini’nin tamamlayamadan 1924 yılında vefat ettiği, muhteşem eseri “Turandot” İzmir Devlet Opera ve Balesi sayesinde sahnelendi. Daha önce cesaret edilmemiş, dev bir prodüksiyon gerçekleştiren İZDOB, 250 kişilik kadro ile gerçekleştirdiği eserle 30. Yılını kutladı. Geleneksel ile günceli bir araya getiren dekoru ve mükemmel kostüm tasarımıyla da dikkat çekici olan Turandot operası, bizleri düşler ülkesi Çin’deki efsanevi bir aşk hikayesiyle büyüledi. İzmir Devlet Opera ve Balesi bu sayede sanat envanterine unutulmaz bir madalya daha kazandırmış oldu. “Turandot” 31 Mart Cuma günü yeniden İzmir sahnelerine dönecek, şimdiye kadar izlemeyenlerin biletlerini almasını tavsiye ediyorum.