Geçtiğimiz Aralık’ta, İzmir ve Ege Bölgesi’nde filmin çekimleri tamamlandı. Çok bahsedilecek “Yabancı” isimli film bir mültecinin hikayesini anlatıyor.
300 kişilik oyuncu kadrosu ve senaryosu ile Türkiye gündemine oturması beklenen dev prodüksyon, izleyicilerin dikkatlerini tekrar Ege’ye çekecek gibi.
Yakın zamanda İzmir’de birçok dizi çekildi. Ünü Amerika’ya kadar yayılan birçok başarılı oyuncu ve yönetmen İzmir’den çıktı. Özelilikle Egeli yönetmen Çağan Irmak’ın başlattığı akımla, tüm Türkiye’ye mal olmuş Ege filmleri yaptı.
Ege filimleri
Egemiz; Efeleri, doğal güzellikleri, sıcak mahalleleri, Yunan Adaları’ndan, Bulgaristan’dan göçen içten insanları, Musevi, Lavanten ailelerin bir araya geldiği zengin hikaye iklimiyle bir çok yeni esere konu olacak bir yapıya sahip. Modernleşme yolunda ilerlerken çekilen bu tür yapımlar sayesinde de genç kuşaklar da, şehirlerinin altındaki kültürel dokuyu öğrenme ve üzerinde yaşadıkları zenginliğin farkına varma şansına erişecekler.
Aslında İzmir’e yapılması kararlaştırılan stadyum inşaatlarının gerekliliği tartışılırken, ayrıca üzerinde durulması gereken bir konu da İzmir’in Türkiye’deki en güzel iklim ve hava koşullarına sahip bölgelerden biri olması sebebiyle Türkiye’deki sanat ortamına da en fazla katkıyı sağlaması da bir hedef olarak belirlenemez mi?
Acaba farklı girişimlerin de bir arada yer alabileceği ‘Universal’ Stüdyoları ayarında dev bir film endüstri bölgesi inşa edilerek kültürel yönden oluşan beyin göçünün tersine çevrilmesi mümkün olamaz mı?
İzmir’de dört ayrı üniversitenin radyo, televizyon ve medya iletişim, konservatuar bölümleri varken burada yetişenleri hızla İstanbul’a göndermek biraz içimizi sızlatmıyor mu?
Kontrollü düşüş
Cumartesi sabahı hayatım film şeridi gibi gözlerimin önden geçti. Kendimden bile önce iphone’um, ipad’im ve işim geliyormuş onu anladım! Yazımı yazmak için erken kalkmıştım. Önce gazeteler, ardından twitter da ki gündemi kontrol edecek ve işimin başına oturacaktım. Birden kapı çaldı. Masadan kalktım, hızlı hareketlerle merdivenlerden inmeye başladım. Merdivenlerden düştüm. Ayağımın kayması ve düşmem 30 saniye sürer. Peki, ben bu 30 saniyeye neler sığdırdım dersiniz?
Önce elimden havalara uçan telefonum ve ipad’imi kurtarmalıydım. Elimi uzatıp havalanan telefonu tutmaya çalıştım düşüş hızını yavaşlata bilmiştim. Peki ya ipad’im. O daha ağır olduğu için havalanmadı. Sert zemin yerine ayağıma düştü. Başarmıştım. Aklımdansa yazımın yetişmesi geçiyordu. Tam o anda merdivenlerden yuvarlanmaya başladım. Şimdi sıra hayatımın film şeridi gibi geçmesine gelmişti. Oda geçti. Ve ben “kontrollü düşüş”ümü tamamladım. Kendimden önce teknolojik aletlerimi kurtarmıştım. Bana bir şey olursa yedeklediğim hangi yazıyı göndereceğime bile karar vermiştim. Neyse ki teknoloji harikası aletlerimi kurtarmıştım.
Mücevher tasarım yarışması
JEWEX 2012 Alyans, Altın, Gümüş Takı, Mücevher ve Saat Fuarı 3 Şubat’ta İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda düzenleniyor. Bu sene Homeros 2012 Mücevher Tasarım Yarışması için geri sayım başladı. Gençiz Fuarcılık ve İzmir Kuyumcular Odası ile Fagold sponsorlu-ğunda ki yarışmada finale kalan 9 tasarım, ustaların elinde takıya dönüşecek.
Açılış töreninde Uğurhan Akdeniz koreografisiyle Mücevher tasarım yarışması final defilesinde takılar mankenler tarafından sergilenecek. Daha sonrasında final jürisinin değerlendirmesi ile kazanan tasarımlar belli olacak. Final Jüri Üyelerisin de kimler var derseniz; Ünlü Moda Fotoğrafçısı Nihat Odabaşı, Hürriyet Gazetesi Moda Yazarı Sibel Arna, Ünlü Mücevher tasarımcısı Cem Lokmanhekim, Moda ve Stil danışmanı Başak Dizer Fransez, Mücevher Tasarımcısı Milka Karaağaçlı, Ünlü Moda Tasarımcısı Özgür Masur, Vogue Türkiye Moda ve Stil danışmanı Ece Sükan, Fagold Yönetim kurulu üyesi Necip Karakaş, İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Yılmaz Uça, Sektör temsilcileri Yılmaz Temizocak, Fahrettin Özer, Güven Alphan, Homeros Kültür Sanat Derneği Başakanı Mümtaz Öktem yer alıyor.