Sezin Sivri

Sezin Sivri

Tüm Yazıları

25 Kasım, Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ydü. 2005 yılından bu yana her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Aile İçi Şiddete Son Konferansı, bu yıl ‘Gökyüzü Herkesindir! Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele: Dünyadan Başarı Öyküleri’ başlığıyla yapıldı.
Bu seneki konferansın adı konulurken, New York Times’ın yazarları Nicholas Kristof ve Sheryl WuDunn’un yazdığı ve tüm dünyada kadına uygulanan şiddeti konu alan ‘Half the Sky’ yani ‘Gökyüzünün Yarısı’ adlı kitaptan esinlenilmiş.
Elif Şafak’ın önsözüyle yayımlanan Türkiye baskısında Emel Armutçu’nun kaleme aldığı aile içi şiddet öykülerinin de yer aldığı bu kitap okurlarını küresel kayıtsızlığı kıracak bir adım atmaya davet ediyor. ‘Gökyüzünün Yarısı’ adlı kitabın hepimiz kütüphanelerinde yer alması gerektiğini düşünüyorum.
Çin’de, yılda 1 milyon kız çocuğunun doğar doğmaz öldürüldüğü, ABD’de, her 6 dakikada bir kadına tecavüz edildiği, Türkiye’de kadınların %97’sinin şiddet gördüğü, Dünya genelinde ise kadınların yarısının eşlerinden şiddet gördüğü ve her yıl 2 milyon kadının sınır ötesi kadın ticaretinde kullanıldığı gerçeği yüz yüzeyiz.
Her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında hatta mizah dergilerin kapaklarında kadına yönelik şiddet haberlerini görüyoruz.
Şiddet şiddettir
Kız çocuklarının ‘kendi rızasıyla toplu tecavüze uğradığı’ kararı çıkan bir ülkede yaşıyoruz. 26 kişinin tecavüzüne uğrayan ‘N.Ç.’nin rızası vardı’ kararını ‘hukuka uygundur’ diyerek itiraz etmeyen Yargıtay Başsavcılığımız var. Karısını döven adamın cezasını ‘iyi hal’, ’tahrik’ten erteleyerek kadına şiddet bahaneleri üreten bir adalet sistemimiz!
Resmi rakamlara bakacak olursak Türkiye’de 2005 yılında 317, 2006’da 633, 2007’de 1.011, 2008’de 806, 2009’un ilk yedi ayında 935 kadın öldürüldü. Resmi olmayan rakamlara göre ise 2011’in ilk yedi ayında 935 kadın öldürüldü.
Şiddetin kadını, erkeği, çocuğu olmaz. Şiddet şiddettir! Kime, nerede, hangi gerekçe ile uygulandığının bir önemi yoktur. Ama en çok ve beklide en büyük şiddeti hep kadınlar görür, bunu çocuklar izler. Neden mi? Fiziksel olarak daha güçsüz olduklarından! Aciz insanların bir kadına hükmetmek için tek yapabileceği şey şiddet olduğundan.
Peki kadına şiddet uygulayan erkekleri yetiştiren biz kadınlarda, annelerde hiç mi kabahat yok dersiniz?! Bu insanlıktan nasibini almamış saldırgan erkekleri kim yetiştiriyor? Erkek DNA’sı, töre, saçma sapan şiddet ve tecavüz içeren diziler dışında toplumda yaşanan erkek şiddetinin arkasındaki kadın faktörünü de göz ardı etmemek lazım.
Şiddete maruz kaldığınızda başvurabileceğiniz kuruluşlar: Polis ve jandarma karakolları, il ve ilçe sosyal hizmetler müdürlükleri, toplum ya da aile danışma merkezleri, sağlık kuruluşları, Cumhuriyet Savcılığı, aile mahkemeleri, belediyelerin kadın danışma merkezleri, baroların kadın danışma merkezleri ve adli yardım kurulları, kadın örgütlenmeleri, Alo 183 (SHÇEK Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı)

Haberin Devamı

‘Contemporary İstanbul’

İstanbul ve çeşitli dünya şehirlerinden galerilerin katılımıyla düzenlenen, çağdaş sanat eserlerinin 12.500 metrekarelik dev bir alanda sergilendiği, Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası çağdaş sanat fuarı, ‘Contemporary İstanbul’u gezdim.
Uluslararası çağdaş sanat dünyası ve Türk sanatseverlerin merakla beklediği Contemporary İstanbul’da, Türkiye ve dünyadan 526 sanatçıya ait 3000 çağdaş sanat eseri yer almakta. Serginin büyüklüğü sebebiyle hepsini bir kerede gezmek pek mümkün değil.

Osman Akan’dan ‘No. 1’
Fuarı izleyen pek çok sanatsever, koleksiyonlarına yeni sanat eserlerini eklemek ve çağdaş sanatın yeni açılımları hakkında fikir sahibi olmak amacıyla gelmiş. Bir sanat fuarı niteliği taşıyan bu etkinlik, aynı zamanda bir sanat piyasası oluşturma işlevini de taşımakta. Sanırım artık İstanbul, dünyaca izlenen bir çağdaş sanat kenti oldu. Darısı İzmir’in başına.
Daha önce, röportaj yaparak İzmir’le buluşturduğum, New York’da yaşayan çağdaş sanatçımız Osman Akan’da ‘Contemporary İstanbul’a katılmak üzere Türkiye’ye geldi.
‘No. 1’ adlı eseriyle Contemporary İstanbul’a katılan Osman Akan; metal formların taşıdığı camsı yansıtıcı yüzeylerin ve ışığın farklı açılarından kaynaklanan renk değişimlerinin oluşturduğu yeni eserini, çağdaşlaşma ve doğa ilişkisini irdeleyen bir bakış açısı ile yaratmış.
Osman Akan daha önce ABD’de, Denver Botanik Bahçesi’nin siparişi üzerine tam 17 metrelik çağdaş heykel hazırlamasıyla dikkatleri üzerine çekmişti.
27 Kasım Pazar günü akşamına kadar açık olan, ‘Contemporary İstanbul’u’ gezmenizi tavsiye ederim.