Pek çok insanın canının yandığını görüyorum dedikodu yüzünden. Başlarına gelen, yaşamak zorunda kaldıkları kötü olaylar bir yana, dedikodular nedeniyle daha da zorlaşıyor hayatları. Bir de aslı astarı olmayan söylentilere maruz kalıp, bunun için ağır bedeller ödemek zorunda kalanlar var ki, onların aldıkları hasarlar çok daha büyük oluyor.
Hiç düşünmeden sarf ettiğiniz, bir başkasından edinip diğerine taşıdığınız, özel hayata dair sırların nelere mal olabileceğini düşündüğünüz oluyor mu? Belki de laf olsun diye yaptığınız ya da dinlediğiniz dedikoduların nereye gidebileceğini bilebilir misiniz? Bütün bu soruların cevaplarını size bir bilgelik hikâyesiyle anlatmak istiyorum.
Bilge, karşısında duran iki adamı süzerek “Sorun nedir?” diye sorar.
Adamlardan biri, diğerini işaret ederek, “O, yaptığı dedikodularla sadece benim şöhretimi mahvetmekle kalmadı, bu köydeki pek çok insanın da canını yaktı!” der.
Dedikoduyu yayan, hemen atılır: “Üzgünüm... Böyle olsun istememiştim. Tüm söylediklerimi geri alıyorum.”
Bilge, “Bunun gerçekten her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun?” diye söze katılır ve “Yarın köy meydanına kuş tüyü yastığınla gel” der.
Ertesi gün, köy meydanında buluşurlar. Bilge, adamın eline bir makas verir ve yastığı kesip içindeki tüyleri boşaltmasını söyler. Yastıktan boşalan tüyler, rüzgârla birlikte etrafa savrulunca, “Şimdi” der bilge, “Bunların hepsini toplayıp bana getir.”
Adam şaşkınlıkla, “Ama bu mümkün değil!” diye cevap verir. “Baksanıza, duvarların ardındaki bahçelere kadar savruldular. Öyle geniş bir alana yayıldılar ki, bunların hepsini toplamak imkânsız...”
“Tıpkı başkalarının hakkında sarf ettiğin sözler gibi” der bilge, “Yaptığın dedikoduların nerelere, ne kadar uzak mesafelere kadar gittiğini ve nelere sebep olduğunu bilebilir misin, söylesene?”
İşte bu nedenledir ki, biri hakkında konuşmadan önce düşünün lütfen. Düşünmekten ne kastettiğime gelince, Sokrates’ın önerdiği Üçlü Filtre testini uygulayın. Bu test, Sokrates’in iyi bir filozof sayılmasından önce, aklıyla büyük itibar ve saygı görmesinin sebebi olmuştur. Aklıyla kendini ve dostlarını toplumsal travmalardan korumasını bildiği gibi, birazdan okuyacağınız üzere de, çevresine bu konuda örnek eğitmenlik yapmıştır.
Gerçek, iyi, yararlı...
Bir gün bir tanıdığı büyük filozof Sokrates’e rastlar ve der ki “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?”
“Bir dakika bekle” diye cevap verir Sokrates. Bana bir şey söylemeden önce seni küçük bir testten geçirmek istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniyor. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup söyleyeceklerini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir diyerek devam eder Sokrates. Birinci filtre ‘Gerçek Filtresi’: Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçeği yansıttığından emin misin?”
“Hayır” der bir süre duraklayan adam... “Aslında bunu sadece duydum ve...”
“Tamam” der Sokrates. “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim: İyilik Filtresi. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey, iyi bir şey mi?”
“Hayır, tam tersi...”
“Öyleyse” diye devam eder Sokrates. “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı: İşe Yararlılık Filtresi. Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey, benim işime yarar mı?” “Hayır, gerçekten pek işine yaramayabilir...”
“İyi” der Sokrates, derin bir nefesin ardından. “Bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı bir şey de değilse, bana niye söyleyesin ki?” Sevdiğiniz bir arkadaşınız, hatta tanımadığınız herhangi biri hakkında başıboş konuşmalar duyduğunuz her sefer bu testi kullanın lütfen. Dedikoduların nerelere, ne kadar uzak mesafelere gittiğini ve nelere sebep olacağını bilemezsiniz. Üstelik, duyacağınız ya da söyleyeceğiniz şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı bir şey de değilse, niye dinleyesiniz ya da söyleyesiniz ki?