ABD’nin önemli gazetelerinden The New York Times geçen sene “2010’da gidilmesi gereken 31 yer” listesinde Çeşme’yi 8. sırada göstermişti. Sri Lanka’nın ilk sırada yer aldığı listede Çeşme,19. sırada yer alan İstanbul’un da önüne geçmişti. The Times, tespitinde haksızda çıkmadı. Çeşme trend olmaktan çıktı bir fenomen haline geldi, herkesin tatil hayali oldu. Yıldız yapan bu noktaya getiren iki neden var; otantik kasabası Alaçatı ve gündüz denizi, gece clubları ile vazgeçilmez olan Aya Yorgi Koyu’na sahip olması.
Geçen sene “O kadar güzel ve Dünya standartlarında mekanlar açılıyor ki yazmamak elde değil. Mekan sahipleri harıl harıl çalışıyor. Böyle bir fırsat her zaman ayağımıza gelmez. Çeşme’yi dünya markası yapmak için yapılacak çok iş var” diye yazmıştım. Bu sene beklediğim oldu ve The Times Çeşme’nin iki mekanını yazdı. 6 Ağustos 2011 tarihindeki sayısında da Marrakech Beach Club’ı en popüler eğlence mekanı, Sisus Otel’i ise en seksi butik otel olarak gösterdi.
Çeşme, bu sene de adını dünya basınında uluslararası bir dergi olan The Times Dergisi aracılığı Marrakech Beach Club’ı ve Sisus Oteli ile duyurmaya devam etti. Marrakech Beach Club işletmecisi Mehmet Özöner’i ile Sisus Otel Genel Müdürü Ebru Akyürekli’yi ve tüm çalışanlarını gönülden kutluyorum. Onlar sayesinde dünya markası olabileceğiz.
Durmak yok yola devam.
Can Yücel
Türk edebiyatının usta şairi Can Yücel’in tüm dünyada ‘hoşgörü mezarlığı’ olarak bilinen Datça Mezarlığı’nda bulunan mezarı yerle bir edildi. Henüz kimin ya da kimlerin yaptığı bilinmiyor.
Neden yapıldığına gelince: 12 Ağustos Can Yücel’in ölüm yıldönümünüydü, bazı kişiler vasiyeti olduğunu ileri sürülerek mezarına şarap dökmüşler. Bazıları ise büyük ihtimalle ustanın bu sene Ramazan ayına denk gelen ölüm yıldönümünü kaldıramamışlar sanırım. Kendilerince protesto etmek istemiş, hınçlarını mezar taşından almışlar!
O mezar taşının da ayrı bir hikayesi var gerçi; Kars’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ucube” diye nitenledirdiği, ardından yıkılan ’İnsanlık Anıtı’ heykelini hatırlarsınız. Can Yücel’in mezarı da işte O “Ucube” heykeli yapan heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından 21 Ağustos 2000 tarihinde yapılmıştı. Anıt mezar, ana rahmindeki bir cenin ve hayata bağlandığı kordonu konu alıyordu.
Can Yücel’in bir dizesini hatırlıyorum “memlek etin hali benim halim” demişti. O öldü ama değişen pek bir şey olmadı memleket de “memleketin hali mezarının hali” oldu sadece. Müslüman kabirlerinin yanı sıra Hıristiyan ve Yahudi kabirlerinin bulunduğunu ’hoşgörü mezarlığı’nda hoşgörüsüzlük örnekleri yaşanmakta işte. Gene Can Yücel’in dediği gibi “Kurtarıcılar kurtara kurtara/ Kurtardılar Memleketi memleket olmaktan.”
Can Yücel’in mezarına yapılan saldırı için ne dediler?
Usta şairin mezarına yapılan bu çirkin saldırının ardından tepkiler gelmeye başladı. Her zaman olduğu gibi önce twitter’da yankılandı üzücü olay. Kimileri Can Yücel’in dizelerini paylaşarak kimileri bir kaç satır yazarak bu çirkin olayı kınadılar. İşte onlardan bazıları;
* Fazıl Say: Şu aydınlara bakıyorum da, twitterdaki, Can Yücel’in mezarı yıkılmış, hiç biri gık demiyor... Hayret ya HAYRETTT!!!
* Metin Uca: Taş mezarı yıkan kendine en yakın bulduğunu seçmiş olabilir mi? Yontma taş çağında kaldığı için işlenmiş taşa dayanamıyor galiba.
* Tuna Kiremitçi: Can Yücel’in mezarına saldırmışlar. Çok da ...indeydi babanın.
* Yekta Kopan: Yaz nezlesi, burun tıkanıklığı ve hâlâ üstümde olan Can Yücel’e ve insan olmaya karşı yapılan saldırıya duyduğum öfke, uykuyu erken bitirdi.
* Cüneyt Özdemir: Dün şiir öldü mü diye sorup Can Yücel’i anmıştım. Ölüsüne bile rahat yok anlaşılan! Can Yücel’in mezarını parçaladılar.
* Ahmet Tulgar: Bazı ölüler bize ne kadar yakın ve bazı yaşayanlar bizim için ne kadar ölü. Can Yücel için Wolf Biermann söylesin.
Çisel Onat: Dinin ırzına geçiyorlar Ustam! Şarap yağacak üstümüze belli! Mezarına zulmedenlerin toprağına bir damla yağmur bile düşmez ki!
* Herhangibiri: Mezarını parçalayanlar insansa, ben değilim. Onlar Müslümansa, ben değilim. Onlar gibi olmaktansa, hiç olmamayı yeğlerim.