"Aptal doğulmaz, aptal olunur!” bu söz benim çalışma masamın yanı başındaki duvarda yazılı durur. Sebebine gelince beni her gün bir parça delirten şeyin aptallıklardan ibaret olduğunu görüyor olmam. Çok kolay ve sıradan işlerin aptallıklar yüzünden bir kabusa dönüşmesine beni eskisi kadar çıldırtmıyor olsa da hala yükseliyorum. Yaşanan kaosların temeline baktığımda sık sık aptalca hataların bunlara neden olduğunu fark ediyorum. Bu pandemi benim aptallıkla ilgili düşünlerimi yeniden üst sırlara taşıdı. Her gün farklı versiyonları ile onlarca aptallık karışma çıkıyor.
Eskiden, yani aptallığın beni çıldırma noktasına getirdiği dönemlerde pek çok kilit noktada bir aptalın oturduğu gerçeği yüzüme tokat gibi çarpardı. Bu kadar zeki, yetenekli, iş bitirici insan varken aptal insanların nasıl oluyor da bu pozisyonlara geldiğine şaşardım. Ta ki Ünlü İtalyan Tarihçi Carlo M.Cipolla’nun ortaya attığı aptallığın her ülkede geçerli temel ve evrensel yasaları olduğunu öğrenene kadar.
Aslına bakarsanız bilimsel araştırmaların meraklısı olan ben, bu sefer size bilimsel bir araştırmaya dayanmayan “Aptallığın Temel Yasaları”ndan bahsedeceğim. Çünkü muzip bir kişiliğe sahip tarihçi Carlo M.Cipolla’nun nerdeyse bilimsel bir makaleymiş gibi kaleme aldığı “Aptallığın Temel Yasaları ve Faydaları” konusunda kendisine hak vermeden edemiyorum. Üstelik bu sayede kimi “aptal insan” olarak tanımlayacağımız ve hangi eylemini “aptallık” olarak nitelendirip nitelendiremeyeceğimiz konusunda açık seçik bir rehbere sahibiz artık.
Carlo M. Cipolla insanları eylemleri bakımından dört ayrı kategoriye ayırmış; zeki, aptal, saf ve haydut insanlar!
Kendilerine zarar verdikleri halde başkalarına fayda sağlayanlar saf insanlar.
Kendilerine fayda sağlayan ama bu arada başkalarına zarar verenler haydut insanlar.
Hem kendilerine hem de başkalarına fayda sağlayanlar zeki insanlar.
Kendisine hiçbir yarar sağlamadan hatta bazen zarara uğrayarak başkalarına illa ki zarar verenler aptal insanlar.
Haydut insanlarda kendileri arasında ikiye ayrılıyorlar:
Kendilerine az fayda sağlamak için başkalarına çok zarar verenler aptal-haydutlar oluyorlar. Kendilerine çok fayda sağlarken başkalarına az zarar verenler ise zeki-haydutlar oluyorlar.
Aptallığın yasalarına gelecek olursak, özet olarak 5 temel yasa ise şöyle:
1-Her zaman ve kaçınılmaz olarak her birimiz çevremizde dolaşan aptalların sayısını azımsarız. Aptalların sayısı sonsuzdur. Geçmişte mantıklı ve zeki sandığımız insanların tartışmasız ve çaresiz bir şekilde aptal oldukları birdenbire ortaya çıkıverir. İnsanlar günden güne, sürekli bir tekdüzelikte, inatla aptallığını sürdüren, en elverişsiz yerlerde ve zamanlarda birdenbire ve beklenmedik şekilde beliriveren bireyler yüzünden, davranışlarında sıkıntıya sokulurlar ve engellenirler.
2-Herhangi bir insanın aptal olma özelliği aynı kişinin herhangi bir başka karakter özelliğinden bağımsızdır.
3-Aptal olmayanlar her zaman aptalların zarar potansiyelini küçümser. Özellikle de aptal olmayanlar herhangi bir yerde, herhangi bir durumda, aptal bireylerle ilişki kurmanın ve/veya onlarla bir araya gelmenin kaçınılmaz olarak pahalıya mal olan bir yanlışa yol açtığını sürekli unuturlar.
4-Aptal insan var olan en tehlikeli insan türüdür. Zekinin, haydutun, safın nasıl davranacağı az çok tahmin edilip, önden tedbir alınabilir ama aptalın ne yapacağı katiyen tahmin edilemez. Zira, aptal hangi olay karşısında nasıl davranacağını kendisi de bilmez.
5-Aptal bir insan, kendisine hiçbir yarar sağlamadan hatta bazen zarara uğrayarak başka insan ya da insan topluluğuna zarar veren kişidir. Aptal, hayduttan bile daha tehlikelidir.
Peki bizim ülkemizde şu günlerde neler oluyor? Tüm safiyanelikleri ile kendilerinin zarar görme ihtimaline rağmen başkalarına fayda sağlamak için gece gündüz emek sarf eden doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız mucizeler yaratıyorlar. Ama maalesef, sağlık çalışanlarımızın bu fedakarlıkları, insanların aptallıkları yüzünden ziyan oluyor.
Şunu da açıkça yazayım bu aptallıkların, eğitim görmüş olmakla, üniversite mezunu olmakla, diplomayla falan hiçbir ilgisi yok. Artık cahilliğin tanımı da evrim geçirdi zaten, ünlü Amerikalı füturist Alvin Toffler’in de dediği gibi “21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenmeyen, öğrendiği yanlışlardan vazgeçmeyen ve yeniden öğrenmeyenler olacak.”