“Reklamın iyi kötüsü olmaz” derler. Reklamın başarısı “dillere pelesenk olması” ile ölçülür. Hele bir de alakalı alakasız konulara uyarlayabiliyorsa tamamdır. O reklam artık bir PR çalışması ya da kısa bir video değil, gerçek bir reklamdır. Amacına hizmet ediyor demektir.
Bu nedenle de Ali Ağaoğlu’nun reklamları başarılıdır. Peki, Ağaoğlu ne kadar başarılı bir işadamıdır? Burası tartışmalıdır! Sadece sonuçlara bakarak karar verecek olursanız zirvededir. Yaptıkları, yapacaklarının da göstergesidir. Projeler ortadır. Neyse buraları geçiyorum, reklama geri dönüyorum.
Ağaoğlu’nun en son rol aldığı “Fatih 1453 Maslak” projesi için hazırlanan reklam filmi, bugüne kadar çektiklerinin de en iyisidir.
Bu reklam filminde alışılmışın dışına çıkılmıştır. Reklamda manken kullanmak yerine Ağaoğlu bizzat kendi oynamaktadır. Üstelik tek başınadır. Ali Ağaoğlu herkesin hayallerini süsleyen sosyal bir yaşam merkezi aramaktadır. Farklı bir şey olsun ister. İnsanların duygularına dokunur, mutluluk kelimesini kullanır ve tepkiseldir. Danışmanlarının hazırladığı onlarca projeyi tek tek inceler, beğenmez ve atar. Her seferinde “Bu değil” sözüyle tepkisel yaklaşım sergiler. Aradığı şeyi bir türlü bulamayınca...
Bu değil, bu hiç değil.
Bu sıradan... Farklı bir şey istiyorum, bu değil.
Hayır bu hiç değil!
Beni anlamıyorsunuz. Bunları herkes yapıyor!
Daha farklı bir şey. İnsanlar mutlu olsun.
Hayır bu değil” der.
Gardırop önündeki kadın
Çok tartışılan bu reklam filmini de değerlendiren Ağaoğlu bile kendi reklam filmi için “Reklam biraz iddialı, biraz da kibirli oldu kabul ediyorum” diye açıklamada bulunsa bile bence reklam amacına fazlasıyla ulaşmıştır. Hakkında çok konuşulmuştur. Alışılmışın dışındadır.
Reklamlarındaki sloganlar biz fark etmeden günlük konuşma dilimize yerleşmiştir. Reklamdaki replikler konut yapımı dahil her tür konuya uyarlanabilmektedir.
Son günlerde sosyal medya bu reklam filmi ile kadınların gardırop önünde kıyafet seçerkenki halini özdeştiren görseller, metinler ile doludur.
Ali Ağaoğlu’nun projeleri beğenmeyip mevcut çizimleri yere atışı ile kadınların kıyafet seçerkenki halleri neredeyse aynıdır. Gardırop açılır, giysiler sırayla denenir, beğenilmez yere atılır.
Hem fiziksel hem duygusal tatmin arayışı söz konusudur. Kadınlar onları farklı gösterecek kıyafeti bulmak için uğraşır dururlar. Genelde ne istediklerinin anlaşılmayışından, kimsenin onları anlamayışından dert yanarlar. Kıyafet seçerkenki halleri tıpkı Ali Ağaoğlu’nun reklamdaki halleri gibidir. Ali Ağaoğlu ne kadar başarılıdır tartışılır ama kendisinin rol aldığı reklamlar reklamcılık açısından bakıldığında çok başarılıdır.
Bu ülkede sadece skor önemlidir
Türkiye’de insanlar sonuçlara bakarlar. O sonuçların nasıl kazanıldığına değil. “Sonuca giden her yol mubahtır” bizim ülkemizde. Yeter ki başarılı ol! Başarılı olduysan gerisine, berisine bakılmaz. Başarıya giderken “Niyet”in de bir önemi yoktur.
Mühim olan skordur.
İnsanlar sadece ve sadece sonuçlara bakarlar.
Ne kadar servetin var?
Ne kadar güçlüsün?
Ne kadar başarılı oldun?
Ne kadar şöhretlisin?
Ne kadar sözün geçiyor?
Baktıkları ve bakacakları şeyler bunlardan ibarettir.
Zengin değilsen zaten kafadan başarısızsın demektir. Hele güçlü değilsen, kudretin yoksa esamen okunmaz. Sonuçlar uğruna neleri feda ettiği, kimleri üzdüğün ya da kullandığın kimsenin umurunda değildir.
“Adam yerine konma” kriterleri bunlardır. Gerisi boştur ve hoştur. Günümüzde “adam olmak” değil “adam yerine konmak” mühimdir. Bu ülkede “skor” önemlidir.