Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Van Gölü'nün etrafına yerleşen Tatvan ve Ahlat, yeşilin, tarihin cömertliğini sunuyor. Tatvan'da Fenerbahçe- Pendik arasındaki sahil yoluna benzer bir park çalışması yapılmış. Bitlis, Tatvan arasındaki Rahvan, TOKİ'nin konutlarıyla yeni bir yerleşim alanı. Önümüzdeki 10 yılda Bitlis, dere yatağından çıkıp Rahvan merkezli bir il olmaya doğru gidiyor. Şimdiden Valilik, polis lojmanları gibi kamu binaları Rahvan'a inşa ediliyor.Ahlat bir Selçuklu yerleşimi. Bakımlı... Kümbetleri, yeraltı şehirleri, Selçuklu mezarları ve kırmızı Ahlat taşından evleriyle turistik özelliklerini koruyor. Kim gidiyor derseniz? Yabancılar. Onlar da bölgedeki terör nedeniyle iyice azalmış.1071 Malazgirt Zaferi (26 Ağustos) ile Türk aşiretlerinin Anadolu'ya yerleşimine ev sahipliği yapmış.1071 önemli bir rakam...Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'ten Bitlis'e bilgisayar talebi geldiğinde, "Size 1071 tane bilgisayar bağışlıyorum" demiş, 8 Ağustos'ta da teslim töreni yapıldı. Bitlis'e giriyoruz, tepelerden dere yatağına akan bir coğrafyada köy kasaba arası bir il, Tatvan ve Ahlat'a doğru gittikçe şehrin geleceği hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Yalnızca bilgisayar değil, aynı zamanda da İsmail Eren Spor Kompleksi açıldı. Önceki yıl yine Bitlis'te, Eren kardeşlerin en büyüğü Yahya Eren'in düşen Diyarbakır uçağında yaşamını yitiren oğlu Nurullah Eren adına bir Anadolu Öğretmen Lisesi açmışlardı.Ahmet Eren, törende Bitlis'te Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne bağlı Fen-Edebiyat Fakültesi yapacaklarını da müjdeledi.Çelik'in kompleksin açılışında dediği gibi "Eli titreyenlerin yapacakları bağışlar değil bunlar"...Bugüne kadar okullar ve kompleks için Eren ailesi 15 trilyon liraya yakın bir harcama yapıyor.Açılış töreni sırasında kürsüye gelen ailenin hukukçu kardeşi İsmail Eren ile maliyeci kardeşi Ahmet Eren'i alkışlayan eller de titremedi. Ahmet Eren, bir Kerkük türküsüyle konuşmasına başladı: "Bitlis, Yüz ah Bitlis, Yüzü ak Bitlis... İyi ki en fazla muhtaç olanı seçme lüksümüz var. Bizi ilahi ve sosyal adalet ilkeleri buraya yönlendiriyor. Türkiye'nin en yoksul 4'üncü ili Bitlis'e yapıyoruz. Yasama ve yürütmenin hemşericilik, fizibilite gibi kıstaslara göre hizmet götürme lüksü yok. Onlar kriter olarak fakirlik ve çaresizliği benimsemek zorundalar. Bitlis'in Mutki Lisesi ile İstanbul'un Robert mezunları aynı kulvarda koşturulmamalı. Bu gençler sevgi ve sempatiden daha fazlasını hak ediyorlar."Bu konuşmadan Bakan Çelik de etkilenmiş olacak ki, tören sonrasında Ahmet Eren'e "Siyasete gireceksiniz galiba" diye takılmadan edememiş. Eren, uçaktaki sohbetimizde, "Siyasete girmeyiz. Yobazlar hâkim olmasın istiyoruz" diyor. Törende "siyaset" dışı alkışlar kimilerini rahatsız ediyor olacak... Eren ailesi, "kazandığı her kuruşun hesabını veren" bir nevi modern Robin Hood felsefesini güdüyor; zenginden alıp fakire dağıtıyor! Eli titremeyenler YÖK'ün Bitlis'teki fakülte kararını çıkarmasında emeği geçenlere özel bir teşekkür ilanı basılmış, el el dolaştırılıyor. Kentin ileri gelenlerinin isimleri sıralandıktan sonra, "Bitlis Halkı" imzalı el ilanı "Fakülte kararının çıkmasına ev sahipliği yapan milletvekilimiz Sn. Vahit Kiler'e şükranlarımızı arz ediyoruz" sözleriyle bitiyor.Kiler marketler zincirinin sahibi Vahit Kiler, Çelik'in kürsüden yaptığı "eğitim yatırımı" çağrısı üzerine "Fen Lisesi" sözü veriyor.Aynı gün Bitlis'te İMKB ve Bursalı sanayici Sadullah Gencer'in yaptırdığı okullar da açıldı.Ekonomik alanda yatırımlar için sıralanacak çok bir tesis sayamayız. Bu yıl Eren ailesinin de desteklediği bir tekstil yatırımı başarıya ulaşamamış, kapanmış.Eren, "Bu bölgeden vergi alınmamalı. Zaten devlet buraya 7 veriyor, 1 alıyor. Bitlis ekonomisi İstanbul'daki 45 orta boy işletmenin cirosu kadar. Hakkâri'ye de, Düzce'ye de aynı teşviki vererek işadamlarını buraya çekmek zor" diyor.Enerji, çimento ve kâğıt yatırımları ile büyüyen, bir dönemin "Eros" iç çamaşırı markasının sahibi Eren; Lacoste, Burberrys, Swatch, Calvin Klein ve Coach gibi dünyanın prestij markalarını Türkiye'ye getiriyor ve yılda 300 milyon dolar perakende cirosu hedefliyor. Ayrıca yalnızca Türkiye'de değil, Lacoste ile yapılan yeni anlaşmaları gereği Rusya pazarına da Lacoste ürünlerini satacaklar. syilmaz@milliyet.com.tr Kiler'in kendine jesti