Bir süre Amerika’da yaşamış, Ortadoğu’da yatırım yapan ve Atina’da yaşayan Yunanlı bir işadamıyla sohbet ediyorum.
Irak’la da yakın ilişkilerini bildiğim işadamına, “Kürt açılımının muhtemel bölgesel etkilerini ” soruyorum. Söze “Irak ve Türkiye komşudur, akrabadır. Türkiye’nin Irak’a yardım etmesi gerekir ”diye başlıyor.
Irak ve Türkiye gerçekliği üzerine yaptığımız sohbetin sonunda da şu çarpıcı oranı kullanıyor: “Türkiye ile Yunanistan, Amerikan ekonomisinin yüzde 5’ini karşılıyor.”
Bu oran yalnızca ikili dış ticaret hacminden gelmiyor; tüm ulusal ve uluslararası kontratları, silah sanayiini de kapsıyormuş.
Komşu harcamayı azaltıyor
Belli ki Yunanistan iç kamuoyu, kişi başı savunma sanayii harcamalarının (709 dolar- Stockholm Uluslararası Barış Anlaşmaları Enstitüsü) AB ülkelerinin ilk sırasına oturmasını tartışıyor.
Türkiye’de kişi başı savunma sanayii harcamasının ise karşılaştırılan dönemde 164 dolar seviyelerinde olduğunu belirtmeliyim.
Kaldı ki Türkiye, AB’nin en büyük ordusuna sahip. MSB’nin bütçesinin yüzde 42.5’i personel giderlerine gidiyor.
Yunanistan’da ekim başında genel seçim var. PASOK lideri Yorgos Papadreu’nun, iktidar partisi Yeni Demokrasi Partisi lideri Kostas Karamanlis karşısında şansının kuvvetli olduğu söyleniyor. Karamanlis iktidarı, yolsuzluk ve gelir dağılımındaki bozukluk eleştirilerine maruz kalıyor.
Yunanistan ekonomik önlem paketlerini açarken, zorunlu askerlik süresini bir yıldan 9 aya indireceğini, askeri harcamaları 2009 yılında yüzde 15, 2011-2015 yılları arasında da yüzde 10 oranında azaltacağını açıklıyor..
Biz de bu konular çok tartışılmıyor. Oysaki bugün en çok tartıştığımız konu, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin, Amerikan Kongresi’ne Türkiye satacağı 8 milyar dolarlık Patroit füzesavar sistemiyle ilgili bilgi vermesiyle ortaya çıkan yeni durum olmalıydı.
Yunanlı işadamı, tartışma konusu yaptığımız sorunlar çerçevesinde “Türkler-Kürtler veya Türkler-Yunanlılar el ele tutuşup, ‘Market kapandı, bize silah satamayacaksınız’ mesajını vermeli. Aksi halde bu topraklar silah tüccarları için hep pazar konumunda olacak” ifadelerini kullanıyor.
Yine aslan payı silaha gidecek
Türkiye henüz ABD’den Patriot alımları için kararını vermemiş olabilir. Rusya ve Çin’den teklif alacağı bilgileri de doğru olabilir.
Ancak şu gerçek ürkütüyor: Türkiye’nin savunma sanayii harcamaları büyüyor!
Türkiye’nin 2009 yılı Milli Savunma Bakanlığı (MSB) bütçesi 14 milyar TL. Bu durumda ABD, Türkiye’ye MSB’nin bir yıllık bütçesine denk gelecek bir satış planlıyor.
Türkiye yazılımı Amerika’nın elinde olan askeri savunma gücüyle bölgede “arabuluculuk” iddiasını sürdürebilecek mi?
Burada kritik olan, küresel ekonomik durgunluk ve kriz anında Türkiye’nin savunma sanayiine çok ciddi bir hayat öpücüğü verecek olması.
Belki bundan da önemlisi, Türkiye, kapısına, “Süpermarket açık!” levhası asıyor.
Doğu Anadolu turu
Önceki akşam Türk-Amerikan İşadamları Derneği’nin (TABA) düzenlediği iftar yemeğinde karşılaştığım ABD İstanbul Başkonsolosu Sharon A. Wiener, “Sizin mahalle çok zor” diye söze başlıyor; “Yaz tatilimde Kars, Van, Mardin, Urfa, Diyarbakır, Antakya yöresini gezdik. Sınırınız boyunca bir başka ülkeyle komşusunuz. Gürcistan, Ermenistan, Irak, İran, Suriye... Kimsenin anadili Türkçe değil“ diyerek devam ediyor.
Mardinli işadamı Zeynel Abidin Erdem Wiener’i doğruluyarak, “Biz ilk olarak Arapça öğrendik” diyor ve Lübnan’daki, Bağdat’taki akrabalarını anlatıyordu.
Şimdi şu soruyu soralım: Bu mahallede en çok yatırım savunma sanayiine mi yapılmalı?