Bu köşede dile getirdiğim ilişki ağları dikkatlerini çekmiş olacak ki, Ulusoy söze "İhaleye o kadar yoğunlaştık ki, PR (halkla ilişkiler), basın bülteni gibi faaliyetleri akıl etmedik. Ortaklarına ait bilgileri ve internet adreslerini daha sonra basına dağıttık" diyerek başladı.Kendisine yönelttiğim "Bu kadar tecrübesiz olabilir misiniz?" sorusunu açayım.Hintlilerle Petkim ihalesine giren Çalık Grubu'nun Arnavutluk'taki bankasının yönetim kurulu başkanı da olan Ulusoy, Şekerbank'ın yüzde 34 hissesinin, Turan Alem Securities'e satışında danışmanlık yapmıştı. Petkim ihalesinde en yüksek teklifi veren "Kazak-Rus" patentli TransCentralAsia Petrochemical'ın kesinleşmiş ortaklık yapısını Özelleştirme İdaresi'ne (Öİ) sunmasına 10 gün kala, konsorsiyumun sözcüsü Haluk Recai Ulusoy ile "soru-cevap" üzerine ilerleyen bir görüşme yaptık. BDDK, bu satışı iki aylık ek sürenin sonunda onaylayabildi. Çünkü şöyle iddialar vardı:Şekerbank'a teklif veren Rabobak, fiyat artış talebine olumlu yanıt vermeyince, son başvuru tarihinin üzerinden 5-6 hafta geçtiği halde, "data room" (bankanın belgeleri) incelemesinin bitmesine birkaç gün kala ihaleye Kazaklar dahil edildi. Diğer 4 alıcı adaydan Şekerbank'ın minimum yüzde 51 hissesine teklif verecekleri konusunda imza alınırken, Kazakların azınlık hisse için teklif vermeleri kabul edildi. Şekerbank hisseleri Bank Turan Alem yerine bankacılık düzenlemeleri konusunda sorumluluğu olamayan bir "borsa şirketine" satılmış oldu.Tek zarfla, ancak Rabobak'ın verdiği fiyatın 3.5 katı... Şekerbank deneyimi En temel soru; " 2 milyar 50 milyon dolar bedelin yüzde 50'sini peşin, kalanını 3 yılda eşit taksitlerle veya tümünü peşin ödeyecek güçleri var mı?"Ulusoy "Mesele bu paranın ödenmesi değil. Bu para olmasa ihaleye girmez. Önemli olan 4 milyar dolar ek yatırımı yapacak bir finansal güç oluşturmak. İhale öncesi 3 ay süresince konuyu çalıştık. Petkim'in bugünkü konumuna kimse bu parayı ödemez, ancak rafineri ve ek yatırımlar yapıldığında şirketin ulaşacağı piyasa gücü, bugünkü değerinin çok üzerinde olacak. Uluslararası petrokimya şirketleri ihaleden sonra kapımızda kuyruk oluyorlar. Yerli gruplar da geliyor" yanıtını veriyor.İki tane yerli grupla yol aldıklarını belirten Ulusoy "Öİ'ye başvuru süresine kadar, hisselerimizin yüzde 49'u oranında yeni ortak alma hakkımız bulunuyor. Kazak yatırımcılarının oluşturduğu Kazyna'nın yüzde 20-25 hisse ile konsorsiyuma dahil olduğunu açıkladık" diyor. Para nasıl ödenecek? Konsorsiyumdaki ortaklık paylarını vereyim.Troika Dialog Group yüzde 54. (Ulusoy ortaklıkta yüzde 73 Kazak, yüzde 27 Türk sermayesi denkleminin kurulacağını, Troika Dialog'un gideceğini iddia ediyor.)Investment Production Group Eurasia yüzde 20. (Kazakistan eski enerji bakanlarından Ablyazov'un şirketi olan Eurasia, konsorsiyumun lideri.) Caspi Neft JSC yüzde 26. (Petrol arayan şirketin varlıklarının değerinin 800 milyon dolar olduğu belirtiliyor. Yıllık cirosu 24 milyon dolar.) Asıl denklem... Konsorsiyum lideri Turan Alem'in, Öİ'nin standartlarında denetlenmiş bilançosu olmadığı için, Rusya'nın en büyük bankalarından Troika Diyalog'a gidildiğini söylediğimde, Ulusoy da bu bilgiyi onaylıyor. Petkim'de "bilanço kardeşliğinin" son şeklini görmeden, noktayı koymayacağız.Bir kayıt daha düşelim. Petkim ihale sürecinde, Türkiye'nin mavi sularına demir atan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'i ağırlayan Rixos otellerinin sahibi Fettah Tamince, "Petkim ile ilgilenmiyorum" diye bir mektup gönderdi.Petkim'in yeni ortakları arasında petrokimya alanında faaliyet gösteren bir şirket olacak mı, merak ediyorum. İki yerli görüşüyor Irak'ın Kürt partilerinden KYB'nin Ankara Temsilcisi Behroz Gelali, geçen gün yaptığı yazılı açıklamada, Kuzey Irak'taki faaliyet gösteren Türk şirketleri arasında Oyak grubu şirketlerinden Oytaş'ın da olduğunu iddia etti. Bu iddialara Oyak'tan sert yanıt gecikmedi; "Yokuz, olmayacağız!"Kuzey Irak'taki inşaatlarda Oyak'ın fabrikalarından alınan çimento ve demirin kullanılması üzerine, bir soruşturma yapmıştım. Oyak "Bizden alınan malın nerede kullanıldığını takip etmiyoruz" diyordu.Gelali'nin açıklamasında aslında ilgimi çeken Erbil-Kerkük yol ihalesinin de Oytaş'a verildiğinin yazılmasıydı. Dünya Bankası'na Kürtçe sözleşme baskısı Mart sonunda gittiğim Kuzey Irak'ta, bu ihale parmakla gösteriliyordu. Çünkü bölgede "ahbap-çavuş" yöntemiyle yapılan ihalelerin aksine, Erbil-Kerkük yolu ihalesi Dünya Bankası tarafından açılmıştı ve şeffaflık ilkesiyle tanışıyorlardı. İhaleyi 30 milyon dolara Türk firması Mak-Yol almıştı. Mak-Yol, Cengiz İnşaat ile Erbil Havalimanı'nı da yapıyordu. Mak-Yol'un patronu Adnan Çebi'ye "Ne oldu?" diye sordum, "İhaleyi biz aldık ama henüz onaylanmadı. Çünkü Kürt yönetimi Dünya Bankası'ndan Kürtçe sözleşme istiyormuş" yanıtını verdi.ABD'nin yönettiği bir süreç işte; nasıl gelişeceğini kim bilebilir?!. syilmaz@milliyet.com.tr Kerkük-Erbil ihalesi