Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sobe Seçimlerden sonra ilk İstanbul Sanayi Odası (İSO) temmuz ayı toplantısı. İlgi az sayılmazdı, belli ki sanayiciler yorumlarını paylaşmak ve yüzde 47'nin havasını koklamak da istiyorlar.O havayı yansıtmıştım; sanayiciler 22 Temmuz'u geçmişler, AKP'nin üçüncü dönemini tartışıyorlardı.İçlerinden kimilerine, "Bir dönem merkez sağın en büyük partileri, Hazine'den destek alacak barajı aşamadı. Yeniden silkelenmek için kapınıza gelen olursa para verir misiniz?" sorusunu yöneltmiştim. Olumlu yanıt aldığımı söyleyemem.Görünen o ki, DP'nin muhasibi Tevfik Altınok'a teslim edilen 11.5 milyon YTL, merkezde muhtemel bir hareketlenme için tek finansman kaynağı. Tabii bir de DP kulislerinde genel başkanlık için yoklamalar yapan ATO Başkanı Sinan Aygün gibi zengin bir aday arayışları.Siyasette para pul, bu seçimlerde milletvekili olmak için kesenin ağzını açanlardan çok, milletvekili olamayanlar adına konuşuldu. DP'nin genel başkanlık sorunu parti içi bir mücadele gibi görülüyorsa da, eskilerden günümüze "merkez sağda" kendini ifade etmiş siyasilerin arayışları bu partinin geleceğiyle ilintili hale geldi. Ağar'a DP çatısı altında ANAP'la birleşmenin gerçekleşmemesi için bir işadamının baskı yaptığı yolunda iddialar ortaya atıldı. Ağar'a yakın ve DP çevrelerinde gücü olan bir işadamına soruyorum: "Bu mümkün mü?"Uzun cümlelerle konuşmayan bir işadamıdır, "O kadar güçlü bir adam var mı? Kim iktidar yolunu kesebilir? İkisi de işi hafife aldı, birbirlerine güvenmediler" diyerek noktayı koyuyor.Ağar'ı izleyip istifa eden genel başkan yardımcısı Celal Adan'a da aynı soruyu yöneltiyorum, "Birleşmeyi en çok isteyen Ağar ve Mumcu'ydu, ikisi de samimiydi. Milletvekilliği için çok yoğun bir talep oldu, anlaşılamadı" diyerek konuyu özetliyor.Adan ekliyor: "Ağar dönmeli, zaten istifa etmedi ki!"Mumcu ise birleşmeden çekilmesi için para aldığı yolunda çıkarılan dedikoduların üzerine gidiyor, "Hak etmediğim bu lekeyle, siyasetten çekilmem, ölürüm de çekilmem. Kimse onurunu vererek bir şey yapamaz. Bir insandan ülkesi için onuru istenemez." 'Hafife aldılar' ANAP'ın DP çatısında birleşmemesiyle sonuçlanan süreci Erkan Mumcu şöyle anlatıyor: Mumcu: DP bu ülkeye gerekli "5 Haziran saat 15.00'te seçime girmeme kararı alıyoruz. İçimize sinmese de saat 16.00'da milletvekili listesini YSK'ya bildiriyoruz. DP listelerinden Anavatan'ın 18 milletvekiliyle seçime girmesi üzerine anlaşmışız. İki parti mutabakat imzalıyor. Ağar sözlü olarak da "Tekirdağ, Balıkesir, Aydın, Manisa Denizli, Erzurum, Giresun, Ordu illerinden birer kişi açacağım, 17'sine kadar süremiz var, gerekirse başlarına çöküp istifalarını alacağım" diyor." 5-6 Haziran güncesi "7 Haziran gününün sabahı, Sinan Aygün (Birleşme olmayınca DP'den adaylığını geri çeken ATO Başkanı) ve Burhan Özfatura (İzmir 1. sıra milletvekili adayı) geldiler. Aslında Ağar, Aygün'ün benimle görüşmesini istemiyor. Aygün kapı komşum, ayağını çitten attı mı bizim bahçede. Bir gün önce imzalanan, iki partinin genel başkan yardımcıları Mahmut Nedim Bilgiç, Gültekin Uysal imzalı seçim listesi tutanağı elimizde. Aygün, Ankara 2'nci sıranın kendisine verildiğini, Kars'ı da kendisinin yaptığını söylüyor.7 Haziran gecesi, Sinan Aygün'den başka teklif; oradaki samimiyetsizlik. 16 kişilik yer için söz verilmiş, 8'ine razı oluyoruz." Ankara'da Sinan Aygün "İzmir'de 1. ve 2. Bölge'den birinci sıra adaylıklarını Işılay Saygın ve Özfatura'ya vermişler. İzmir birinci sıraya İhsan Bilgiç'i koymak istiyorum. Özfatura, "Sen geleceksen olur. Işılay'ı bölgeme alırım" diyor. İki gün evvel ekranlara çıkıp canlı yayında, "Aday olmayacağım, partimin başında kalacağım" diye açıklama yaptığımı hatırlatıyorum, "Boş ver o lafı" diyor. Benim evden 8 kişilik listeyle çıktılar, orada Mumcu adı yok." İpi İzmir koparıyor "8 Haziran saat 17.00'de, sonra dosyaları almak için DP kapısına girilirken, tam Migros'un önünde Afyon milletvekili adayı Gültekin Uysal, Ağar'dan gelen telefonu, "Tamam efendim" diyerek kapatıyor. Uysal, yanında bulunan arkadaşımız Süleyman Sarıbaş'a dönüp, "Bitti arkadaş" diyor. Sarıbaş hemen beni arıyor, "Tamam gelin" diyorum." 8 Haziran, DP önünde hüsran Mumcu'nun asıl meselesi şu konuşmasından anlaşılıyor: "Kamuoyu önünde bu olayın muhasebesini yapalım. DP bu ülkeye lazım. Toplumun değerlerine duyarlı, dengeli bir merkez lazım. Dün olmadı diye ilelebet olmayacak diye bir şey yok. Arızamızı giderelim. Sağlam bir yapı imkânı doğsun. Milyonlarca insan merkez sağın birleşmesine umut bağladı. Yol almak açısından söylüyorum. Sorumluluk duygusuyla siyaset yapıyorum."Parayla satın alınabilecek bir meseleden söz edilmediğini aslında herkes biliyor bilmesine de; hezimet işte, işin içinden çıkılamıyor. syilmaz@milliyet.com.tr Arızamızı giderelim