İngiltere'nin Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyelerinden İsmail Ertürk, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 14-15 Haziran tarihleri arasında düzenleyeceği "21. Yüzyılda Kültür Endüstrileri ve Şehir" konulu konferansın hazırlıkları nedeniyle İstanbul'daydı ve yeni ekonomileri konuştuk. Dünya kültür endüstrisini konuşuyor. Fransa'nın yeni çıktığı bu yolculukta ABD, İngiltere ve Çin önemli bir mesafe kaydetti. UNESCO'nun 2005'te yayımladığı araştırma sonuçları, "yaratıcı endüstriler"in dünya GSMH'sinin yüzde 7'sine ulaştığı, 1.7 trilyon dolar büyüklüğünde olduğu ve Batı ekonomilerinde 2000'den bu yana ortalama yüzde 7'lik bir büyüme hızına ulaştığını ortaya koyuyor. Ertürk, dünyanın en prestijli müzelerinden, Paris'teki Louvre ve aynı kategoride ABD'nin önde gelen müzelerinden Guggenheim'in, Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de kurulan 26 milyar dolarlık "Kültür Kenti" projesine, milyonlarca dolar yatırım yaparak şube açtıklarını anlatıyor. Louvre gibi "klasik" çizgideki bir müzenin Abu Dabi yönetiminin "İslami değerlere uygun eser sergilenmesi" kriterine bile "evet" demesi, Fransız kamuoyunda tartışılmıştı. Ertürk, "Bu müzelerde sergilenme olanağı olmayan sayısız eser, yeni işbirlikleri ile kültür ihracatına yol açıyor" diyor.Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) ile geçtiğimiz günlerde 5 yıllık anlaşma imzalayan Louvre, 200 İslam eserini Şubat-Mayıs 2008'de Türk sanatseverlerle buluşturacak. Bu anlaşma ile SSM, Louvre Müzesi İslam Sanatları Bölümü ortağı da oluyor.Türkiye kültür ithalatında dünya pazarlarında bir yere sahip, ancak konu ihracata gelince kayda değer bir yeri yok. "Kültür endüstrisi" denince içine müzikten sinemaya, resimden baleye kadar her türlü etkinliği koyabiliriz. Abu Dabi'ye 26 milyar dolar Konferans Türkiye'deki ekonomi çevrelerinin dikkatini çekecek başlıklar içeriyor.Kültür ihracatının ülke istihdamı ve ekonomilerindeki önemini anlatmak üzere BM Yaratıcı Endüstriler Bölümü Başkanı Edna dos Santos, OECD Kültür ve Sanat Etkinlikleri Ekonomik Ölçümü Birim Başkanı Dr. John Gordon, Manchester Belediyesi Yaratıcı Endüstrileri Geliştirme Birimi Başkanı Lyn Barbour ve Türkiye'ye ilk kez gelecek olan Londra Belediye Başkan Yardımcısı Justine Simons gibi ünlü isimlere ev sahipliği yapacak olan İstanbul, "kültür şehri" olmanın yapısal dinamikleriyle tanışacak.Kültür şehri inşasında Manchester örneğini veren Ertürk, "İngiltere'nin az gelişmiş ve sanatsal etkinliklerde payı sınırlı olan bir bölge. Burada müze açıldı, tiyatro gösterileri ve konserler düzenlendi. Manchester'a gelenler çevredeki birimleri harekete geçirdiler" diyor.Ertürk "yaratıcı endüstrileri" anlatırken 100 sterline satılan bir Nike ayakkabının maliyet kalemlerini çıkarıyor. Artık sanayinin istihdam ve katma değer yaratmadığına dikkat çeken Ertürk, "100 sterlin içinde Çin'deki üreticinin aldığı pay yalnızca 3.5 sterlin. Geri kalan, reklam, lojistik, mağaza çalışanı gibi kalemlerden oluşuyor" açıklamasını yapıyor.Yaratıcı ekonomi kavramından ne anlamamız gerektiğini belki de en iyi ifade eden İngiltere'nin "Kültür, Medya ve Spor Bakanlığı" bileşkesi olabilir. Buna verilecek en taze örnek Hilton'da başlayıp Çiçek Pasajı'na kadar uzanan 2007 Dünya Kongresi'ni yapan Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) üç günlük programıydı. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı'nı Vuslat Doğan Sabancı'nın yaptığı IPI, İstanbul'u dünyaya açan bir pencere oldu. syilmaz@milliyet.com.tr Kültür, medya, spor