Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sorun ortada; Türkiye'nin Kuzey Irak'ta Kürt yönetimiyle resmi ilişki kurmasını sağlamak için baskı yapılıyor.Nedenler ise biraz karışık. Sorunun birazı ticari, birazı da siyası kaygılar olarak duruyor.Bu hafta Irak'ta yasalaşması beklenen Petrol Yasası, Türkiye'ye petrol ürünleri ihracatında hangi kapıyı gösterecek? SOMO'nun Türkiye'ye borcu 1 milyar doları aşınca, 25 Ocak tarihinde dolan sözleşmeyi uzatmadığı ve mal alımını kestiği belirtiliyor. Irak Milli Petrol Şirketi SOMO'nun Irak'a petrol ürünleri taşıyan Türk firmalarına gönderdiği, "Kuzey eyaletlerindeki yetkilerle temasa geçin" yazısına, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'den "Birileri Türkiye'yi test etmek istiyorsa bedelini öder" yanıtı geldi. Tasarı ocağın ilk haftasında Independent gazetesindeki bir haberde şöyle yer almıştı:"Yasa; BP, Shell ve Exxon gibi petrol devlerine 30 yıllık sözleşmeler aracılığıyla Irak'a girip ham petrol çıkarma şansı verecek. Bu, Irak'a müdahalenin tek amacının petrol kaynaklarını ele geçirmek olduğunu savunanların elini de güçlendirecek. Tasarı destekçilerine göre şirketler, sondaj işleminin başlangıç maliyetini telafi ettikten sonra yüzde 75 değil, yüzde 20 kâr alacak. Bu oran bile, bu tip anlaşmalar açısından petrol sanayii ortalamasının çok üstünde."Amerika'nın "rol" dağılımını yaptığı Petrol Yasası'nda, SOMO'nun "talebinin" perde arkasını da göreceğiz. Roller dağılıyor Kuzey Irak'ı yakından tanıyan Pet Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güntekin Köksal ile gelişmeleri konuşuyoruz.Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin ve Kürdistan Demokrat Parti Genel Başkan Barzani'nin bölgelerinde ABD şirketi Prime Natural Ressources ile ortak petrol arama yatırımı yapan Köksal, sondaj çalışmalarının sonuna geldi. Ancak yeni açılan sahanın Türkiye'den gelecek olan mazota ihtiyacı olduğunu söyleyen Köksal "Sorun çözülmezse 10 gün sonra terminali kapamak zorunda kalırız" diyor. Köksal, SOMO'nun mektubuna ilişkin olarak ticari tarafı ağır basan bir karar gibi durduğunu vurgulamakla birlikte, "Amerika, Kürt yönetiminin Türkiye tarafından tanınması için bastırıyor, biz de direniyoruz" yorumunu da yapıyor.Köksal, Irak'taki sondaj çalışmalarını yürüten Pet Prime International şirketinin muhatabının Kürt yönetimi olduğunu, merkezi hükümetle ilişkileri olmadığını belirtiyor ve şunları söylüyor:"Körfez Savaşı sonrası (1992) özerkliklerini kazandılar. 2000'de Kuzey Irak'a gittiğimizde pulu da, mahkemeleri de vardı. Sınırda Kürt-Türk bayrağı beraber dalgalanıyordu. Bu oluşumu kabul etmek lazım. Kürtler kendilerine en yakın ülke olarak Türkiye'yi görüyorlar. Saddam'ın yaptığı Halepçe katliamı sırasında Türkiye'nin gösterdiği dostluğu unutmuyorlar."Köksal'ın sözleri, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın bu bölge için önerdiği Benelüks modelini hatırlatıyor. Irak'taki Türk petrolcü Kuzey Irak'ta Kürt yönetimi tarafından desteklendiklerini belirten Köksal, "Buraya önce kendimiz geldik, Genelkurmay bizi destekledi, Talabani'nin bölgesinde sondaja başladık. Sonradan yalnız kaldık ve Amerikalılarla ortak olduk" sözlerini ekliyor.Irak'a, EPDK'nın verdiği yetki ile özel bir şirket olan Karadeniz Enerji (KARPET) elektrik satıyor. Türkiye'nin, KARPET veya bu ülkeye petrol ürünleri ihraç eden Aygaz, Delta, Tefrino, Kızıl Değer gibi özel şirketler üzerinden Irak'ı tehdit etmesi ne kadar gerçekçi bilmiyorum. syilmaz@milliyet.com.tr KARPET ne diyor?