Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hisarcıklıoğlu, Erdoğan'a "Cumhurbaşkanını halk seçsin, iki turlu seçim olsun" önerisiyle gittiklerini vurguluyor.Hisarcıklıoğlu, Erdoğan'ın bu görüşmelerinde kendilerine "Prensipte sizin gibi düşünüyorum, şimdi de Bakanlar Kurulu ve Merkez Karar Yürütme Kurulu'na giriyorum, önerinizi tartışacağız. Sizden iki şey istiyorum. Seçimlerde yüzde 10 barajının düşürülmesini istemeyin ve seçilme yaşının 25'e düşmesini destekleyin" dediğini aktarıyor.Hisarcıklıoğlu'nun içinde olduğu heyete cumhurbaşkanını halkın seçmesi formülü ile ilgili olarak Mumcu, "Önerimiz de buydu" derken, Ağar "Halkın iradesi önemli, kurullarımda görüşeceğim" diye karşılık veriyor.Mumcu bu toplantıya 8 arkadaşı katılırken, Ağar üç yardımcıyla konuklarını ağırlıyor.Heyetin önerisine karşı olumsuz görüş, dün Baykal ile yapılan görüşmeden çıkıyor. Baykal CHP Grup Toplantısı'ndan sonra kabul ettiği heyete "Köklü değişiklikleri bu Meclis yapamaz" itirazını dile getiriyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, önceki gün Anayasa Mahkemesi kararının açıklanmasından bir saat sonra Başbakan Erdoğan'dan başlayıp DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu, dün de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile noktalanan "liderler turundan" çıkan sonuçları anlatıyor. Hisarcıklıoğlu toplantının "tartışmalı" trafiği ve içeriğiyle ilgili net ifadeler kullanıyor. Önce Erdoğan'a bir öneriyle kendilerinin gittiğinin, heyete "arabulucu" fonksiyonu yüklenmediğinin altını çiziyor.Ankara'daki liderler temasına, Türk-AB Karma İstişare Kurulu (KİK) olarak karar veren heyette, KİK Eşbaşkanı ve Ziraat Odası Başkanı Şemsi Bayraktar ile birlikte KİK üyeleri Kamu-Sen, TİSK, Hak-İş ve Türk-İş başkanları bulundular.Heyetin liderler turuna çıkış amacı "erken seçim talebi" olarak belirleniyor. Ancak Başbakan Erdoğan'ın verdiği randevu saatinin Anayasa Mahkemesi kararının açıklanmasından sonraya denk düşmesiyle "gündemleri" değişiyor.Erdoğan'a giderken yolda, Anayasa Mahkemesi'nin 367 şartını aradığı yolundaki kararı açıklamasıyla "erken seçimin" doğal bir sonuç haline geldiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, "arabada" geliştirdikleri öneri paketini anlatıyor:"Cumhurbaşkanlığı seçim krizinin yeni Meclis'e taşınacağını konuştuk. Türkiye'ye bu krizler muhtıralar getiriyor, 12 Eylül'de, 1969'da karşılaştı. Artık alan daraldı, toplum kamplaşmaya gidiyor. Gerginlik ortamında, Meclis'in yetki alanı içindeki cumhurbaşkanlığı meselesi halkı ikiye bölüyor. Cumhurbaşkanını halk seçmeli görüşümüzü liderlere götürdük."Anayasa değişikliği önerisiyle AKP'nin "yeni sisteminin" mimarları arasına giren Hisarcıkloğlu, "Anayasa Mahkemesi siyasete alan açmıştır" yorumunu da yapıyor. Toplum ikiye bölünüyor Heyette yer alan TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik "liderler turuna neden çıktıklarını" anlatırken, Hisarcıklıoğlu'ndan farklı bir vurgu yapıyor:"Sivil toplum olarak krizin demokratik sistemin işletilerek çözümü için iktidara görev verdik. Tek motifimiz, sorunun siyaset güç dengesi içinde çözülmesi. Ne Genelkurmay'ın hassasiyetine bırakmak (Ki kalbimizle bu hassasiyetlere katılmamıza rağmen) ne de Anayasa Mahkemesi'ne kilitlenmek doğruydu. Fransa, İtalya gibi ülkeler bu sorunları nasıl çözülüyorsa, bizde de konsensüs içinde yaklaşmalıyız."Kudatgobilik'e "Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesini önerdiniz mi?" diye sorduğumda ise verdiği yanıt, "Biz anayasa hukukçusu değiliz. Kendimizi siyasete akıl öğreten durumunda görmeyiz" oluyor. syilmaz@milliyet.com.tr Akıl vermeye gitmedik!